Güven anlaşmanın temel taşıdır
Hicri İzgören 16 Mart 2025

Güven anlaşmanın temel taşıdır

İster sosyal yaşamda, ister siyasette, ister bireysel alanda olsun,güven duygusu anlaşmanın temel taşlarındandır.
Güven, her tür ilişki için temel bir kavramdır. Bu durum barış süreçlerinde de anlaşmanın olmazsa olmazıdır.
Yaşamın her alanında, en çok ihtiyacımız olan ama ne yazık ki en az sahip olduğumuz bir duygu olabiliyor güven.
İnsan güvenmek ister, aldatılmadığından, kandırılmadığından emin olmak ister…
Her seferinde oluşmuş bir imkanı bir anda yırtıp atabiliyoruz. Yeni gelişmelere ve süreçlere dair yeni tanımlamalara ihtiyaç oluyor ama algımız ve ezberlerimiz çoğu kez buna izin vermiyor.
Hırçın ve şiddet yüklü bir toplum yapımız var. Barış adına uygun bir iklim oluştuğunda bile özellikle sosyal medyada toplasanız birkaç cümleyi geçmeyen hamasi ezberler, komplo teorileri ve alabildiğine hoyrat bir düşmanlık dili oluşturuluyor.
       ***
‘Toplum, güven üstüne inşa edilir’ der Voltaire… Güvene dayalı ilişkiler kurmak, kendine ve başkalarına inanmak, ondan emin olmak ve bunu işbirliğine dönüştürmektir aslolan.
Güven vermek, güvenilir olmak ve karşısındakine güven duymak başarının anahtarlarından biridir.
Kamplaştırılmış, kutuplaştırılmış toplum yapılarında güven duygusu oluşturmak tarafların karşılıklı çabasını gerektirir.
“Biz kendimize bile dürüst değilken başkasına nasıl sağlıklı bir ayna görevi yapabiliriz? Aynı şekilde; karşımızdaki aynalardan kaçı kendine dürüst davranıp bize sağlıklı bir fotoğraf sunuyor” diyor Gassan Satar.
Aslolan güven vermek ve duyulacak güvenin boşa çıkarılmaması, açıklık ve şeffaflığın yaratıcı enerjisiyle engelleri aşıp bunu bir güce dönüştürebilmektir. Güveni sağlamlaştıran yegane şey de bunun iki taraflı olmasıdır.
***
Günümüz dünyasında insanların en çok ızdırap çektikleri duyguların başında güvensizlik gelir. Güven; korku, endişe ve çekinme duymadan bağlanmak ve inanmaktır.
Güven duygusu ilk önce kendisiyle başlayan ve sonra diğer bireylerle bağlanarak gelişen bir duygudur. İnsan kendisine verdiği sözleri yerine getirme gücünü kendinde bulabiliyorsa, diğer insanlara da verdiği sözün anlamını kavrar. Francis Fukuyama, “Toplumda insanların birbirlerine duydukları güven o toplumun sosyal sermayesidir. Her ortam için güvenden kaynaklanan bu sosyal sermayenin olması gerekir” diyor. Güven, özveriyi, çabayı ve sabrı gerektirir. Güvenmiyorum dediğimiz zaman, ben tanıdım, güvene layık değil demiş oluyoruz. Ama hiçbir çaba sarfetmeden güvenmiyorum dediğimiz zaman aslında ben de güven vermeye meyilli değilim demiş oluruz. ‘
Bu noktada kullanılacak dil de son derece önemli ve etkilidir. Anlaşma ve uzlaşmanın sırrı, ortak aklı bilince çıkarıp aynı dili konuşmaktan geçiyor. Ortak dili yakalarsanız, uzun ve sağlıklı bir ilişki sürdürebilirsiniz Bilinen sözdür: ‘Güzel sözler güzel yankılar meydana getirir.’
Duyarlı olmak gerekir. Çatışma yaşayan toplumlarda en başta toplumsal gerilimleri azaltmak, uzlaşma ve karşılıklı güveni sağlamak gerekir.
Hangi alanda olursa olsun, soruna yaklaşımın ve onu çözmenin ilk adımı anlaşma dilini oluşturmaktır.
Çoğu kez yaşanan deneyimler de güvensizliği pekiştirmektedir. O yüzden taraflar olarak en az yöntem kadar bunun dilini doğru belirlemek çok önemli. Yoksa daha en başında çözümün değil, sorunun bir parçası haline geliriz.
Güven vermek önemlidir, güven duymak da önemlidir ama duyulan güveni boşa çıkarmamak en önemlisidir.
***
Farklılıkları bir tehdit olarak değil bir zenginlik olarak kabullenmek uzlaşma kültürünün olmazsa olmazıdır. Bu konuda medyanın da rolü büyüktür.
Medyanın çatışmacı dili ve söylemi anlaşma ve çözümün önündeki en büyük engeldir. Olan bitene ilişkin doğru, nesnel bilgi ve haber üretmek medyanın ahlaki zorunluluğudur. Dürüst ve vicdanlı bir dil kullanmak yerine çıkarcı ve saldırgan bir dille konuşmak medyanın etik kurallarına uymaz….
Medya başta olmak üzere tüm kesimler açıklık ve adalet duygularıyla pekiştirilen güven duygusunun yaratıcı enerjiyi ortaya çıkaran, engelleri ortadan kaldıran ve pürüzleri azaltmak için çaba göstermelidir..
Evet. “Güven çok ince bir çizgidir. Onun kalınlaştırarak kırılmasını engelleyen tek şey iki taraflı yani karşılıklı olmasıdır.”

* ilketv.com.tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar İlke TV’nin kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.