Derin Yoksulluk Ağı kurucusu Hacer Foggo, İLKE TV canlı yayınında yeni eğitim öğretim dönemi yaklaşırken çocuk yoksulluğuna dikkat çekti. Foggo, Türkiye’de derinleşen gelir adaletsizliği ve yoksulluğun özellikle çocukların eğitim hayatını doğrudan etkilediğini söyledi.
Foggo, geçtiğimiz günlerde açıklanan TÜİK raporunu hatırlatarak, “Aslında bildiğimiz bir şey ama bir kez daha gördük ki yoksulluk hem derinleşmiş hem de eşitsizleşmiş. Türkiye’de yalnızca yüzde 1,1 refah içinde yaşıyor. Onların bir altına bakınca da yüzde 12 yapıyor. Geriye kalan yaklaşık 30 milyon insan ise alt ve en alt gelir gruplarında yaşam mücadelesi veriyor. Bir avuç zengin iyi durumda ama geri kalan insanlar yoksullukla boğuşuyor” dedi.
‘Kayıt parası, üniforma, kırtasiye aileler için servet oldu’
Foggo, okulların açılmasına sayılı günler kala birçok ailenin çocuklarını okula göndermekte zorlandığını belirtti:
“Asgari ücret ve emekli aylıkları açlık sınırının altında. Bazı okullarda kayıt parası hâlâ isteniyor. Ana sınıfına başlayacak çocuklarını göndermeyen aileler var çünkü aylık ücreti ödeyemiyorlar. Üniforma, kırtasiye masrafları en az 5-6 bin liraya mal oluyor. Bu rakamlar aileler için gerçek bir servet.”
‘Çocuklar aç gidiyor, eğitim umut olmaktan çıktı’
Foggo, beslenme desteğinin yokluğunun çocukları okuldan uzaklaştırdığını vurguladı:
“Çocuklar aç gidiyor okula. Üç gün beslenme götürebilen iki gün götüremiyor. Anne bulduğunu koyuyor, çocuklar da ucuz ve sağlıksız gıdalarla beslenmek zorunda kalıyor. Bu sadece çocuğun değil annenin de bir travması. Eğitim artık umut olmaktan çıktı.”
‘Devlet ücretsiz okul yemeğini hayata geçirmedi’
Foggo, devletin 2020’de yaptığı çalışmayı hatırlattı:
“Sağlık Bakanlığı 2020’de bu konuda rapor hazırladı, çocuklarda bodurluğun arttığını söyledi ve ‘okul yemeği başlatılsın’ dedi. Doğu ve Güneydoğu’dan başlayarak tüm Türkiye’de uygulanması kararlaştırıldı. Ama hayata geçirilmedi. Bugün o dönemden daha kötü bir noktadayız.”
‘Yerel yönetimlere izin verilmiyor’
Foggo, bazı belediyelerin başlattığı okul yemeği uygulamalarının engellendiğini de söyledi:
“Beylikdüzü Belediyesi sağlıklı okul beslenmesini başlatmıştı. Diyetisyenlerle hazırlanmış muhteşem bir projeydi. Ama izin verilmedi. Halbuki bakanlık, yerel yönetimler ve sivil toplum birlikte hareket etmeli. Çünkü eğer bu ülkeyi gerçekten seviyorsak, sadece bir avuç zengin için değil tüm çocuklar için büyüme hedeflenmeli. Büyümeyen çocuklar var ve kaynak yaratmak zorundayız.”