Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Reuters haber ajansına dış politika gündemine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Fidan, Gazze’de güvenli bir geçiş sürecinin sağlanabilmesi için Hamas’ın silahsızlanmasının ardından bölgenin yönetimini devralacak sivil bir Filistin yapısının oluşturulması gerektiğini belirtti.
Hamas’ın yönetimi devretmeye hazır olduğuna işaret eden Fidan, “Öncelikle teknik kişilerden oluşan Filistin komitesinin Gazze’nin yönetimini devraldığını görmemiz gerek. Ardından Gazze’de görev yapacak polis gücünün – yine Filistinliler tarafından, Hamas tarafından değil – oluşturulduğunu görmeliyiz” dedi.
‘S-400 yaptırımlarını kaldırmak için çalışıyoruz’
Türkiye’nin Rusya’dan aldığı S-400 hava savunma sistemleri nedeniyle 2020 yılında uygulanan ABD yaptırımlarına ilişkin soruyu yanıtlayan Fidan, Ankara ve Washington’un çözüm arayışı içinde olduğunu söyledi:
“Her iki taraf bu konuda çalışıyor. Yakında bu engeli kaldırmanın bir yolunu bulacağımıza inanıyorum.”
‘SDG anlaşmayı aşmaya çalışıyor’, ‘Öcalan rol oynayabilir’
Fidan, SDG’nin Suriye ordusuna entegrasyonu konusunda da değerlendirmeler yaptı. “SDG’den gelen sinyallerin anlaşmaya uyma niyetinde olmadığını” söyleyen Fidan, bunun aksine süreci aşma yönünde adımlar atıldığını ifade etti:
“Bence onlar komuta ve kontrolün tek bir yerden gelmesi gerektiğini anlamalı. Hiçbir ülkede iki ordu olamaz. Dolayısıyla yalnızca bir ordu, tek bir komuta yapısı olabilir. Yerel yönetimlerde ise farklı bir uzlaşıya varabilirler.”
Fidan, Beşar Esad rejiminin düşüşünün üzerinden neredeyse bir yıl geçmesine rağmen bazı azınlık hakları sorunlarının hâlâ çözülemediğini belirtti. Türkiye’nin yeni Suriye hükümetine verdiği desteğin, hiçbir grubun ezilmesi için bir “açık çek” olmadığını vurguladı.
Abdullah Öcalan’ın Suriye’de bir anlaşmaya etkisi olabileceğine işaret eden Fidan, “Bir rol oynayabilir. 2009-2013 yıllarında MİT Başkanlığı görevi yürütürken PKK lider kadrosuyla angajmanlarım oldu, görüşmelerim oldu. Belirli bir noktaya varmaya çalıştık. Esasında bir ortak anlayışa ulaşmaya çok yaklaştık” dedi. Fidan o ortak bir anlayışa da ulaştıklarını ancak PKK’nin Suriye nedeniyle bu anlayışı terk ettiğini savundu.
Fidan, “Bu geçmişte kaldı her halükarda. Ancak tarih tekerrürden ibaret biliyorsunuz. Özellikle Suriye’de bir rol oynayabileceğini düşünüyorum ancak bir rol oynamak ister mi yoksa bunu bir kaldıraç olarak mı kullanmak isteyecek bilmiyoruz” ifadelerinde bulundu.
Kuzey ve Doğu Suriyeli temsilciler ne diyor?
Geçtiğimiz haftalarda Duhok’ta düzenlenen MEPS2025’te konuşan İlham Ahmed, entegrasyon sürecinin kendilerinden kaynaklı yavaşladığı iddialarını reddederek şunları söylemişti: “Şimdi yeni yönetimle bir diyalog süreci devam ediyor. Ama bu süreç bir tarafın diğerini suçlamasıyla başarıya ulaşmaz. Kuzey ve Doğu Suriye yönetiminden kaynaklı sürecin yavaşladığı iddiaları gerçek değil. Görüyoruz ki geçici hükümet nerede kimle görüşürse görüşsün “özek yönetim anlaşmaya uymuyor, diyalogun ilerlemesini istemiyor” diyor. Halbuki tam tersi bir durum söz konusu. En büyük engel ortak bir kamuoyunun oluşmasını engelleyip, diyalog ortamının oluşmasına vakit kaybettiren zihniyettir.”
Bugün İstanbul’da düzenlenen Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’na da online olarak katılan Ahmed, Türkiye ile birebir görüşmenin sürecin daha doğru adımlarla ilerlemesine yardım edeceğini söyledi.
10 Mart Anlaşması’nda durum ne?
Yerel kaynaklar Geçici Hükümet’in özellikle siyasi ve toplumsal maddeler konusunda somut adımlar atmadığını, uygulamanın büyük ölçüde SDG’nin entegrasyonu başlığına odaklandığını aktarıyor.
Tarafların doğruladığı mevcut tabloya göre, aşağıdaki maddelerde belirgin bir uygulama adımı henüz kamuoyuna yansımış değil:
•Ateşkes: Kuzeydoğu Suriye’de, Şêx Meqsûd ve Eşrefiyê mahalleleri dahil olmak üzere çeşitli bölgelerde Geçici Hükümet güçleri veya kendisine bağlı gruplarca baskıların sürdüğü bildiriliyor.
•Yerinden edilenlerin dönüşü: Afrin, Serekaniye ve Gire Spi’de yerinden edilen ve şuan kamplarda kalan binlerce kişi hâlâ güvenli geri dönüş için adım bekliyor.
•Nefret söyleminin terk edilmesi: Resmî medya organlarının söyleminde anlaşmanın bu hükmüyle uyumsuzluk olduğu belirtiliyor.
•Toplumsal ve siyasi katılım maddeleri: Kürt toplumunun anayasal haklarının güvenceye alınması veya liyakate dayalı siyasi katılım mekanizmalarının işletilmesine dair pratik adım bulunmuyor.




