ABD, 5 Kasım’da yapılacak seçimlere hazırlanıyor. Yedi çekişmeli eyalette az bir oy farkıyla sonuçlanması beklenen bu yarışta, Kamala Harris ve Donald Trump, ABD hükümetinin Amerikan yaşamında ve dünya genelinde oynaması gereken rol konusunda keskin bir şekilde farklı görüşlere sahip. İkili, birçok alanda derin bir ayrışma gösteriyor.
Göçmen politikaları
Reuters’ın hazırladığı ABD seçimleri karşılaştırmalı grafiğine göre Harris, göçmenler için daha düzenli ve insani bir vatandaşlık yolu sağlanması çağrısında bulunarak, daha fazla sınır görevlisi ve göçmenlik hakimi için fon sağlayacak iki partili bir Senato tasarısını destekliyor.
Trump ise gerektiğinde Ulusal Muhafızları ve düzenli orduyu sınır güvenliği için kullanmayı planladığını belirtirken, “Meksika’da kal” politikasını geri getirerek sığınma başvurularını sınırlandırmayı hedefliyor.
Harris: Ekim ayında Univision’da İspanyolca yayınlanan bir etkinlikte, “çalışkan insanlar için vatandaşlığa ulaşmada düzenli ve insani bir yol” sağlanması çağrısında bulundu. Harris, daha fazla sınır görevlisi, göçmenlik hakimi ve sığınma memuru için fon sağlayacak iki partili Senato tasarısını destekliyor. ABD-Meksika sınırını yasa dışı olarak geçmeye çalışan göçmenler için Biden döneminde uygulanan mevcut kısıtlamaların daha da sertleştirilmesini savunan Harris, bu politikaların yasadışı sınır geçişlerini azalttığını ifade etti.
Trump: Başkanlığı sırasında ABD-Meksika sınırına 450 mil (725 km) uzunluğunda bir duvar inşa edeceğini söyleyen ve o dönem çalışmalarına başlayan Trump bu projesini tamamlama sözü verdi.
Trump, ülkeye yasa dışı yollardan giren göçmenlerin tamamını tutuklama ve sınır dışı etme vaatlerinde bulunuyor.
Ulusal Muhafızları veya gerektiğinde düzenli orduyu sınırda konuşlandırmayı planlayan Trump, ayrıca yasadışı göçmenlerin çocuklarına otomatik vatandaşlık hakkı verilmesine karşı çıkıyor. “Meksika’da kal” politikasını geri getireceğini ve ABD’nin güney sınırında sığınma erişimini büyük ölçüde kısıtlayacağını belirtiyor.
Dış politika
Reuters’a göre Harris, mevcut Biden yönetiminin çizgisini destekleyerek Ukrayna’dan Çin’e kadar geniş bir yelpazede ABD’nin müttefikleriyle iş birliğini güçlendirme ve küresel güvenliği sağlama çabasında.
Trump ise dış politikada daha izole bir yaklaşımı savunuyor; NATO’yu sorguluyor, Ukrayna’ya yardımları sınırlamak istiyor ve Çin ile ticaret savaşı tehdidinde bulunuyor. Harris ve Trump’ın dış politikadaki bu farklı yaklaşımları, ABD’nin uluslararası arenadaki rolü üzerinde derin etkiler yaratabilir.
Rusya-Ukrayna savaşı
Harris: ABD yardımlarının Ukrayna’ya devam etmesini destekliyor ve Biden’ın Avrupa’daki müttefikleri Ukrayna’yı desteklemeye teşvik etmesine katkı sağladı. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile yedi kez görüşen Harris, Ukrayna’nın barışı sağlama adına toprak vermesi önerilerini “teslim olma” olarak nitelendiriyor.
Trump: Ukrayna ve Rusya arasında müzakereli bir barış çağrısı yaparak, Ukrayna’nın bazı bölgelerinin Rus kontrolüne geçebileceğini ima etti. Ukrayna’ya daha fazla mali destek vermeyeceğini, Kongre’deki yardım yasalarına karşı çıktığını belirtti. Savaşı 24 saat içinde bitirebileceğini iddia etse de nasıl yapacağını açıklamadı.
İsrail-Hamas çatışmaları
Harris: 7 Ekim 2023’teki Hamas saldırısı sonrasında İsrail’in kendini savunma hakkına güçlü destek verirken, Gazze’deki Filistinli sivillerin korunamaması nedeniyle İsrail Başbakanı Netanyahu’yu eleştiriyor. Harris, Filistin halkına daha fazla empati gösterirken Biden’dan politikalarda ciddi bir değişiklik talep etmedi.
Trump: İsrail’in Kudüs’ü başkent olarak tanımasını destekleyerek, ABD’nin İsrail büyükelçiliğini Kudüs’e taşıdı. İsrail’in Gazze’de Hamas’a karşı mücadelesini destekliyor ancak çatışmanın hızla sona ermesini istiyor.
NATO
Harris: Biden yönetimiyle NATO ittifakını güçlendirmek için çalışıyor ve Ukrayna’nın işgaline karşı genişlemeyi destekliyor. Harris, Trump’ı NATO müttefiklerine yönelik eleştirileri ve ABD’nin ittifak içerisindeki yükümlülüklerini sorgulaması nedeniyle eleştiriyor.
Trump: NATO’nun ABD’ye yük getirdiğini, ittifaktan çekilme tehdidinde bulunarak, Avrupa’nın ABD’nin Ukrayna için yaptığı 200 milyar dolarlık harcamaya geri ödeme yapması gerektiğini savunuyor.
Çin ile ilişkiler
Harris: Asya’daki müttefiklerle Çin’in yayılmacı politikalarına karşı ilişkileri güçlendiriyor. Biden’ın Çin ile ilişkileri yumuşatma çabalarına destek verirken, Çin’e ABD yapımı çip ihracatını sınırlama politikasını sürdürüyor.
Trump: Çin ithalatına gümrük vergilerini artırmayı planlıyor ve Çinli şirketlerin ABD altyapısında yatırım yapmalarını yasaklamak istiyor. Tayvan konusunda Trump, Amerikan ve Tayvanlı diplomatlar arasındaki etkileşimi artırarak Çin’i rahatsız etti; ancak Tayvan’ı savunma konusunda net bir tavır ortaya koymadı.