Hasta tutuklu Cengiz Sinan Halis Çelik, edinilen bilgilere göre S Tipi Cezaevi’ne nakledildi; ancak ailesine hangi cezaevine götürüldüğüne dair bilgi verilmedi. 50 yaşındaki Cengiz Sinan Halis Çelik’in birçok hastalığı bulunuyor. 28 yıldır cezaevinde bulunan Çelik’in mesane tümörü ve epilepsisi var. Çelik’in ablası Nesrin Çelik, epilepsi krizlerinin şiddetli olduğunu ve ayağında platin bulunduğunu aktardı.
İlke TV’ye konuşan Nesrin Çelik “Onun böyle bir rahatsızlığı yoktu. Nöbet, sara, bu tür şeyler yoktu. Hep cezaevi sonrasında oldu. Cezaevi ortamında oldu. Oranın koşularında oldu.” dedi.
Kardeşinden bahseden abla Nesrin Çelik, “Şair kendisi, kitapla uğraşıyor, hayata tutunmaya çalışıyor, ayakta kalıyor. Hiçbir zaman kendi durumundan şikayet etmedi. Hiçbir zaman. Hep böyle ben sürekli vasis olarak gittim, gördüm, baktım. Hastalıklar, zulüm, bu kadar eziyetlerin karşısında ah-vah etmedi hiç.” diye konuştu.
28 yıldır cezaevinde: Hastalıkları cezaevi ortamında oluştu
Nesrin Çelik cezaevindeki koşullar ve şartlardan dolayı kardeşinin birçok hastalığı olduğunu belirtti: “Mesane tümörü ve epilepsisi var. Ciddi epilepsi nöbetleri geçiriyor. Epilepsi tanısı konulmuştu kendisine zaten uzun süredir. Tabii cezaevi koşullarından kaynaklı hastalıkları zaman içerisinde yükselmeye başladı. Bütün bunları yaşarken birçok cezaevinde kaldı. Erzurum, Kırıkkale, Sincan. Türkiye’nin birçok cezaevinde kaldı.”
Metris R Tipi’nde kalırken adli mahkumun şişlemesi sonucunda bacağında platini olduğunu aktaran Çelik “Baston kullanıyor. Epilepsi nöbetleri geçirdiği zaman çok ağır geçiriyor, uzun süreli geçiriyor. Dışarıda böyle bir hastalığı yoktu. Ablasıyım, onun böyle bir rahatsızlığı yoktu. Nöbetdir, saradır, bu tür şeyler yoktu. Hep cezaevi sonrasında oldu. Cezaevi ortamında oldu. Oranın koşularında oldu. Nöbet sonrasında ben ziyarete gittiğimde onu ben direkt anlıyorum Cengiz’in nöbet geçirdiğini. Nöbetinin çok ağır olduğunu arkadaşlarından öğreniyorum.” dedi.
Aileye bilgi verilmedi
Nesrin Çelik, kardeşinin hangi cezaevine götürüldüğünün bilgisinin verilmediğini belirtti:
“Silivri Cezaevi’ndeydi. Silivri Cezaevi’ndeki kapasiteden dolayı nakil etmişler. Şu anda yolda olduğu söylendi, o bilgiyi aldık. Ama nereye, hangi cezaevine götürüldüğüne dair bir bilgi yok elimizde.”
Ayrıca avukata da ‘güvenlik’ sebebiyle bilgi verilmediğini aktaran Çelik, sadece S tipine götürüldüğünün bilgisini alabildiklerini söyledi: “Ben aradım, bizler arıyoruz. Güvenlik sebebiyle bilgi veremiyoruz dediler. Avukatı arıyor. Avukatına da güvenlik sebebiyle bilgi veremiyoruz dediler. Sonra Milletvekilimiz Meral Danış vekile ulaşıp böyle bir durumumuz var. nedir? Hani biz bilgiyi alamadık siz bilgiyi alabildiyseniz diye sorduk. S tipi olduğu, yolda olduğu bilgisini kendisinden aldık.”
İstanbul Araştırma Hastanesi’nde tedavisi süren Cengiz’in nöbet geçirdiğinde ya da hastalandığında hastaneye getirilmesinin sorunlu olacağını aktaran Nesrin Çelik, “Cengiz hasta. İstanbul Araştırma Hastanesi’ndeki doktorların takibinde, takipli bir hasta. Uzun süredir sistoskopi işlemi yapılıyor. Mesane taraması yapılıyor, PET taraması yapılıyor. Tekrar oradan tedavi gördüğü hastaneye, o koşullarda nöbet geçirdiği zamanlar buraya gelmesi sorunlu. Ring yok, ring ayarlamaları yok. Çok uzun sürüyor o süre. Yani kanser hastasının tedavi olacağı bir ilden, takibi yapılan bir ilden sen onu başka bir yere götürüyorsun.” dedi.
Tedavisi sağlıklı sağlanmıyor
Abla Nesrin Çelik son zamanlarda çeşitli gerekçelerle tedavi sürecinde aksaklık yaşandığını belirterek, “Bu son dönemlerde hastanelerin yoğunluğu, ringin müsait olmaması sebebiyle aksaklıklar yaşandı.Örneğin cuma götürülecek, cuma değil de bir hafta, üç beş gün sonraki güne veriyorlar. Kanser hastasının tedavi süreci ertelenemez. Yatak sorunu oluyor, çünkü doktor belli periyotlarda veriyor onun ilaçlarını, tarama işlemini veriyor. Diyelim üç ayda birdi, altı aya çıktı şimdi senede bir yaptılar. Pandemi sürecinde üç beş seneye çıktı.” dedi.
‘28 yıldır bekliyorum’
Nesrin Çelik kardeşinin gergin, kalabalık, gürültülü ortamlarda kalırsa uzun süreli nöbet geçirdiğini söyleyerek “Nöbet sonrasını arkadaşlarından öğreniyorum. Gittiğimde nöbet geçirdiğini tekerlekli sandalyeyi gördüğümde anlıyorum.” diye belirtti.
Sürecin zor ve ağır geçtiğini vurgulayan Nesrin Çelik, “Bu süreç çok zor ve çok ağır geçiyor aslında. Şimdi şu anda yolda olduğu söylendi ya hani ne oldu? Hani hep kaygımız var acaba nöbet mi geçirdi? Ne oldu? Nasıl gitti? Niye gitti? Haftalık görüşmelerinde telefonla böyle bir şeyi bize iletmedi kendisi.” diyerek kaygılandıklarını belirtti.
“Bu sıkıntılar bir an önce bitsin. O kadar çok hasta mahpus var içeride. O koşullarda kalmamalılar. Hani hastanede orada enfeksiyon riski oluyor. Yani hasta mahpusları bence derhal bırakmalılar. Kardeşim 28 yıldır içeride mesela bekliyorum. 30 yılını tamamlayacak.” diyen Çelik, hasta tutukluların serbest bırakılması gerektiğini söyledi.
‘Yine çocukluğumuzdaki gibi oturacağız, bir arada olacağız’
“Umarım zaman kaybetmeden çözülür. Geride kalan yıllarını yaşa bizimle diyorum. Umut her zaman vardır. Cengiz bizimle geri kalan yıllarımızı yaşayacak. Yine o çocukluğumuzdaki gibi oturacağız, bir arada olacağız”
“Bütün hastalar derhal serbest bırakılsın. Çok zalimce, çok acımasızca bence. Hani kalkıp başka yerlere götürüyorlar, bu hasta zaten kendi hayatını bastonla, tekerlekli sandalyeyle zor sürdürüyor”