Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Merkez Yürütme Kurulu (MYK), gündemdeki gelişmeler ve İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik operasyonu değerlendirmek üzere Diyarbakır’da olağanüstü toplandı. Eş Genel Başkan Tülay Hatimoğulları başkanlığında gerçekleşen toplantı, DEM Parti İl Başkanlığında yapıldı.
Newroz kutlamasına katılmak için gittiği Van’dan akşam saatlerinde kente ulaşan Hatimoğulları, doğrudan parti binasına geldi. Saat 18.20’de başlayıp 20.00’de sona eren toplantı, 1 saat 40 dakika sürdü.
Toplantı bitiminde MYK tarafından yazılı açıklama yapılırken, DEM Parti Eş Genel Başkanı çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtladı.
“Yaşanan süreci asla kabul etmiyoruz”
Tülay Hatimoğulları, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da gözaltına alındığı soruşturmalara ilişkin, “Bugün sabah uyandığımızda bir operasyonla daha karşı karşıya olduğumuzu gördük. Bu sefer İstanbul Büyükşehir Belediyesi hedefteydi ve Sayın Ekrem İmamoğlu‘yla birlikte 100’ü aşkın insanın olduğu bir listeden bahsedildi. Çok sayıda gözaltının yaşandığını öğrendik. Bu gözaltıların içinde belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, sanatçılar, gazetecilerin olduğunu öğrendik ve bu duruma dair bugün Nevroz alanında tepkimizi ortaya koyduk. Bu durumu kınadığımızı belirttik. Bugün yine olağanüstü MYK’mizi Diyarbakır’da gerçekleştirdik ve bir kez daha bu yaşanan süreci asla kabul etmediğimizi, bu yaşanan sürecin yargı eliyle gerçekleşen bir siyasi darbe olduğunun altını bir kez daha çiziyoruz” dedi.
İBB ziyaret edilecek
Tülay Hatimoğulları, MYK’de aldıkları karar doğrultusunda kalabalık bir milletvekili grubu ve MYK üyelerinden oluşan heyetle yarın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni ziyaret edecekleri bilgisini de verdi.
Hatimoğulları, “Yarın orada olacağız, tepkimizi oradan da göstereceğiz. Şunu bütün Türkiye halkları bilmeli ki, bizler demokratik toplum anlayışımızı ve Sayın Öcalan’ın gerçekleştirmiş olduğu barış ve demokratik toplum çağrısı, 85 milyon yurttaşımızın demokratik bir zeminde ortak yaşamı tesis etmenin çağrısıdır. Asla ve asla yargı eliyle gerçekleşen bir darbeyi, yargının siyasiler üzerinde bir sopa olarak, Demokles’in kılıcı gibi sallandırılmasını asla kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz. Bu anlamıyla da demokratik mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Sürdüreceğiz ki demokratik mücadelemizin bütün tıkanan damarları açılsın. Bu mücadelemizi sürdüreceğiz ki demokratik bir Türkiye’ye hep birlikte sahip olalım” ifadelerini kullandı.
“Uzlaşmaya dava açan bir anlayış, asla demokrasiyi temsil edemez”
Hatimoğulları, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından başlatılan soruşturmada “kent uzlaşısının” suç olarak değerlendirilmesi konusundaki soruya ise, şu yanıtı verdi: “Bu süreç Esenyurt Belediye Başkanına yapılan operasyon ve tutuklaması süreci ile başladı. Akabinde kent uzlaşısı kapsamında çok sayıda insanımızın HDK dosyası açılarak tutuklandığını biliyoruz, içinde belediye meclis üyelerinin olduğu çok sayıda insan. Bunu kabul etmek mümkün değil. Kent uzlaşısı seçimlerde sağlanmış bir uzlaşıdır ve kent uzlaşısı bir kentteki bütün dinamiklerin bir araya gelerek ortak bir şekilde oluşturmuş oldukları bir uzlaşıdır. Bu uzlaşıyla orada bir Kürt kendini temsil edemez, orada bir Diyarbakırlı, bir Vanlı kent uzlaşısında yer alamaz gibi bir yaklaşımı biz asla kabul etmiyoruz. O yüzden kent uzlaşısı hedeflenerek, Sayın İmamoğlu ile ilgili açılacak olan dosyaların buraya bağlanmak istendiğini de bugün yapılan açıklamalarda, savcılığın yapmış olduğu açıklamada bizler bir kez daha görmüş olduk. Bunu kabul etmek mümkün değil.
Bir kent uzlaşısına dava açıldığını biz ilk kez görüyoruz. Hem Türkiye’de hem bütün dünyada uzlaşmaya bir dava açıldığını biz ilk kez görüyoruz ve uzlaşmaya dava açan bir anlayış, asla demokrasiyi temsil edemez. Böyle bir yargının demokratik ve bağımsız olduğundan bahsedilemez. Bunu asla kabul etmiyoruz, her zeminde bunun karşısında olduğumuzu ve olacağımızı, mücadelemizi vereceğimizin altını bir kez daha çizmek isterim.”
Eleştirilere yanıt verdi
DEM Parti Eş Genel Başkanı’na, kimi çevrelerce Kürt meselesinin çözümüne dair başlayan yeni süreçten dolayı yeterli tepkiyi göstermedikleri yönündeki eleştirilerden hareketle, “sürecin gerekli tepkiyi göstermelerinde engel olup olmadığı” da soruldu.
Hatimoğulları, “DEM Parti dün yaşanan diploma iptali ve Sayın Ekrem İmamoğlu‘nun bugün gözaltına alınmasıyla birlikte tepkisini en yüksek düzeyde ortaya koymuştur. Böylesi bir çelişki olsaydı, biz tepkilerimizi bu şekilde ortaya koymamış olurduk. O nedenle bu soru bizim tepkilerimize bakılarak aslında belki de sorulmaması gereken bir soru diye düşünüyoruz. Ancak Türkiye kamuoyunda bu konuda tedirgin olan, sosyal medyada farklı görüşler paylaşan kesimlere şunu söylemek isteriz. Sayın Öcalan, İmralı‘da iken bizlere bu çağrının ne anlama geldiğini, neyi hedeflediğini ifade ettiğinde, ‘Bu çağrı en başta barışı hedefler, en başta toplumsal barışı hedefler ve 85 milyon yurttaşımızı ilgilendirir’ dedi. ‘Kürde demokrasi, başkasına demokrasi yok, diye bir anlayışı asla kabul etmem’ dedi. Bugün Kürde gelecek olan demokrasi, Türk’e de, Rum’a da bütün farklı halklardan ve inançlardan insanlara da, Alevilere de demokrasi anlamı taşır. Bu çağrının anlamının yine Sayın Öcalan’ın kendi ifadesiyle söylüyorum, 85 milyon yurttaşımızın demokratik bir toplumda yaşayabilmesi için, şu anda Türkiye’de yaşanan antidemokratik uygulamaların son bulması ve demokratik bir toplumu hep birlikte inşa etmemizin kapılarını açmayı hedefleyen bir çağrıdır. O nedenle ilkesel olarak DEM Parti bugüne kadar kurulduğu günden geçmiş geleneklerimizle birlikte ifade edecek olursak, biz her daim demokrasi mücadelesinin sadece dayanışmacısı değil, tam da içinde olduk, tam da kalbinde olduk. Öyle olmaya da devam edeceğiz” diye konuştu.