Halkların Demokratik Kongresi’ne (HDK) dönük İstanbul merkezli operasyonların hemen ardından HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş soruşturmayı ve operasyonları İlke TV’ye değerlendirdi.
“Büyük bir telaş içindeler, bir şeyleri engellemeye çalışıyorlar. Bu engellenmek istenen barış mı, demokratikleşme mi, geleceğe dair umut mu?” diye soran Beştaş’ın değerlendirmelerinde öne çıkan başlıklar HDK operasyonunun binlerce kişiden oluşan bir “isim listesine” uzanabileceğine dönük söylentiler, içinden geçilen “süreç” içinde bu operasyonların gerçekleşiyor olmasına dair “zamansallık” vurgusu ve iktidarın kendisi ya da iktidar içinde “süreçten rahatsız” bir kanadın bu operasyonları yürütme ihtimaline dönük şüpheler…
“6000 kişilik liste” söylentisinin bu operasyondan önce de ara ara kulaklarına çalınan bir söylenti olduğunu belirten Beştaş, kendilerine resmi makamlarca ulaştırılmış böylesi bir listenin ellerinde somut olarak var olmadığını, ancak gözaltına alınan isimlerden yaptıkları çıkarımların böylesi olası bir gözaltı listesinin 10-13 sene öncesine varan HDK faaliyetlerine uzandığı yönünde olduğu bilgisini verdi.
Süreci zamansal kapsamı itibariyle “Gezi” operasyonlarına benzeten ve “Eski defterleri karıştırıyorlar. Herkesi birbirine bağlayıp bir suç organizasyonu gibi gösteriyorlar, sapla sapanı karıştırmışlar” diyen Beştaş “Tek hedefin HDK olduğu konusunda yanılsamaya hiç kimse kapılmamalıdır. Burada hedef tüm toplumsal muhaleffetir. Bu operasyonların nereye uzanacağını kestirmekte zorluk çekiyoruz” tespitini sundu.
“İktidarın içindeki paralel bir yapı mı operasyon düzenliyor?”#HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş(@meraldanis) İlke TV’ye konuştu
Muhabir: Eylül Deniz Yaşar (@eyluldenizjourn)
Kamera: Özgür Söylemez pic.twitter.com/4MljiTRwJI— İlke TV (@ilketvcomtr) February 18, 2025
‘HDK adı altında tüm toplumsal muhalefete yargı tacizi’
“6000 kişilik liste ya da 2000 kişilik liste, isimler geçiyor söylentisi ara ara kulaklarımıza çalınıyor. Ama bu bir heyyula olarak ortada dolaşıyor” diyen Beştaş, HDK’nin binlerle ifade edilecek kadar dar bir platform olmadığına dikkat çekerken süreci sadece “bir isim listesine” ya da “HDK’ye” indirgeyerek okumadıklarını belirtti:
“HDK milyonlarca insana hitap eden bir platform. Sonuçta biz çok bileşenli bir yapıyız. Sadece DEM Parti’nin 6 milyon üzerinde oy aldığı biliniyor ve her DEM Partili aynı zamanda HDK’lidi Bu liste niye yapıldı, listede hangi zaman dilimi esas alındı gibi soruların yanıtlarını açıkçası çok araştırmıyoruz bile. Çünkü burada ortada HDK adı altında ama bütün toplumsal muhalefete yönelik bir yargı operasyonu, tacizi var.”
“Yine yargı araçsallaştırıldı ve bu dönemde olması çok dikkat çekici” diyen Beştaş bu zamana kadar gözaltına alınan isimlerden anladıkları kadarıyla operasyonun 10-13 yıl önceki HDK faaliyetlerine uzandığını söyledi:
“Şu anda bizim de elimizdeki verilere göre 54 arkadaşımız gözaltında. İsimlerden çıkarsamamız şu: 10-13 yıl önceye kadar gitmişler, tıpkı Gezi operasyonunda olduğu gibi ve eski defterleri karıştırıyorlar. Bu yönüyle o listeden somut olarak, resmi olarak bir bilgimiz yok. Ama bu söylemleri biz de duyuyoruz.”
İktidar kanadında süreçten rahatsız kriptolar mı var?
“HDK en başta barışı temsil ediyor ve savunuyor. HDK umudu savunuyor. Burada umudu kırmaya çalışıyorlar, geleceğe dair toplumsal barış tahayyülünü, eşit ve özgür yaşamı, halkların bir arada kardeşçe yaşadığı bir geleceğe kasıt var, umuda kasıt var, barışa kasıt var” diyen Beştaş, operasyonların tam da Kürt meselesinde çözümün tartışıldığı bu süreçte yapılmasının “bir tesadüften fazlası” olduğu görüşünde.
HDK’nin bu süreç başladığından bu yana barışın toplumsallaşması için yoğun mesai harcadığına dikkat çeken Beştaş HDK’nin ‘Barış İçin 1 Milyon İmza” kampanyası ve Türkiye’nin dört bir yanında düzenlenen barış konferansları ve barış buluşmaları gerçekleştrdiğini hatırlatarak şunları söyledi:
“Bizim HDK olarak şu anda en önemli, belki de tek çalışmamız barışın toplumsallaşması, Türkiye’de her kesimle barışı konuşmak için çalışmalar yürütüyoruz. Tabii ki ilk akla gelen soru iktidar barışı istemiyor, iktidar toplumun barış talebini kesmek istiyor.”
İktidarın bu operasyonlarla barış sürecini “Yapacaksam ben yaparım, benim istediğim şekilde olacak” demeye getirmek istiyor olabileceğine dikkat çeken Beştaş, iktidarın süreçten rahatsız bir kanadı eliyle de operasyonların yürütülüyor olabileceği yönündeki şüpheleri de dile getirdi:
“iktidarın içinde, varsa kriptolar, varsa paralel yapılanmalar ya da bu sürecin ilerlemesini, bu görüşmelerin sürece evrilmesini istemeyenler varsa bu onların da operasyonu olabilir. Ama bu konuda cevabı biz veremeyiz. Bu konuda cevabı iktidar ve cumhurbaşkanı vermeli. Sizin aracılığınızla soruyoruz: ne yapmaya çalışıyorsunuz?”
‘Büyük telaş içinde bir şeyi engellemeye çalışıyorlar’
“Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yazısına da baktım; hakikaten inanılır gibi değil” diyen Beştaş herkesin birbirine bağlanarak bir suç organizasyonu gibi gösterilmeye çalışılmasının gerçeğe aykırı ve yanlış bir algı olduğunu belirtti.
Geçen hafta CHP yönetimindeki belediyelere dönük gerçekleşen “kent uzlaşısı” operasyonlarını da hatırlatan Beştaş, kent uzlaşısı politikasının HDK yarafından yürütülmediği halde kent uzlaşısının bile HDK’ye bağlanmasını “sapla sapanı birbirine karıştırmak” olarak değerlendirdi ve bunu şöyle açıkladı:
“Kent uzlaşısı… Biliyorsunuz geçen hafta 10 kişi tutuklandı. Orada kent uzlaşısında bile kent uzlaşısını HDK’nin yaptığını söylüyor. Oysaki HDK’nin işi siyasi temsil değil, onu portiler yapar. DEM Parti de diğer siyasi partiler gibi bileşenlerimizde biri. DEM Parti kent uzlaşısı konusunda defalarca ‘yaptık’ dediler, bunu ilan ettiler, CHP bunu ilan etti. Ama gelmişler bunu HDK’ye bağlıyorlar. Bunu kent uzlaşının bir suç olduğu anlamında söylemiyorum, katiyen böyle anlaşılmasın. Ben DEM Parti milletvekiliyim, şunu söylemeye çalışıyorum: sapla sapanı karıştırmışlar. Ne yapacaklarını bilmiyorlar, büyük bir şaşkınlık, telaş içindeler. Ve bir şeyi engellemeye çalışıyorlar. Bu engellenmek istenen barış mı, demokratikleşme mi, geleceğe dair umut mu? Bunların hepsini soruyoruz.”
‘HDK’den suç örgütü çıkmaz’
“Biz tabii ki HDK’yiz. Hepimiz HDK’yiz, hepimiz HDK’liyiz” sözleriyle HDK’li kimliğinin suç olmadığına dikkat çeken Beştaş, gözaltına alınanlar arasında olan ve İstanbul’da yaşayıp “demokrasi talebi olan, demokratikleşme talebi olan, hak-özgürlük derdi olan, Kürt meselesinin çözümü derdi olan herkesin bir dönem yolu HDK ile kesişmiştir” diyerek HDK’yi sahiplenmeye devam edeceklerini vurguladı:
“HDK’nin toplumsal barış yönündeki çalışmaları, toplantıları, ziyaretleri devam edecek. Demokratik tepkimizi her yerde ve her zeminde göstereceğiz. Kimse bizden şunu beklemesin susacağız, sineceğiz, sahiplenmeyeceğiz, ilgimiz yok diyeceğiz gibi bir tablo yok ortada. Tam tersine bu operasyonlara imza atanların bir an önce vazgeçmesi gerekiyor. Yanlış bir yönelim içindeler ve katiyen bunun karşılığında hiçbir şey elde edemezler.”
“Asla teslim olmak ya da kabullenmek gibi bir tablo oluşmayacak. Biz her zeminde HDK’yi savunmaya, HDK’yi sahiplenmeye ve HDK’nin çalışmalarını büyütmeye devam edeceğiz” diyen Beştaş bununla birlikte operasyon dalgasının “sadece HDK üzerinden ele alınmaması” gerektiği konusunda da uyardı:
“Burada tek yönelimin, tek hedefin HDK olduğu konusunda yanılsamaya hiç kimse kapılmamaldırı. Burada herkestir hedef, toplumsal muhalefettir, sendikalardır, derneklerdir, vakıflardır, muhalefet partileridir, gençlerdir, kadınlardır… Hepimiziz hedef olan çünkü bu operasyonların hangi gün, nereye uzanacağını gerçekten kestirmek de zorluk çekiyoruz.”
“Biz tamamen yasal, tamamen meşru, tamamen halkların talebine dayanan bir çalışma yürütüyoruz” diyen Beştaş HDK’den “suç örgütü”, HDK’lilerden “suçlu” çıkarılamacağını vurgulayarak sözlerini şöyle noktaladı:
“Biz bütün bileşenlerimizle birlikte aleni, şeffaf, her sözümüzü kamuoyuna söyleyen, yaptığını söyleyen, söylediğini yapan bir platformuz. Buradan bir suç örgütü çıkaramazsınız, buradan bir suç çıkaramazsınız. Biz tamamen yasal, tamamen meşru, tamamen halkların talebine dayanan bir çalışma yürütüyoruz. Biz bütün bileşenlerimizle birlikte aleni, şeffaf, her sözümüzü kamuoyuna söyleyen, yaptığını söyleyen, söylediğini yapan bir platformuz. Buradan bir suç örgütü çıkaramazsınız, buradan bir suç çıkaramazsınız.”