Halkların Demokratik Kongresi (HDK), “Umutla, direnişle, hep birlikte özgürlüğe” sloganıyla 13’üncü Genel Kurulu’nu gerçekleştirdi.
Dr. Kadir Topbaş Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen kurula, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, siyasi parti temsilcilerinin yanı sıra HDK bileşenleri katıldı.
Kurul salonuna, Türkçe, Kürtçe, Arapça’nın da yer aldığı 6 dilde, “Umutla, direnişle, hep birlikte özgürlüğe” ve “Jin, jîyan, azadî” sloganlarının yer aldığı flamalar asıldı.
Kurulda yapılan konuşmaların ardından HDK Eş Sözcülüğü’ne DEM Parti milletvekili Meral Danış Beştaş ile Ali Kenanoğlu seçildi.
İsimlerin açıklanmasının ardından konuşan Ali Kenanoğlu, “2011 yılı başlarında Sabahat Tuncel, Levent Tüzel, Sırrı Süreyya Önder, Ertuğrul Kürkçü ile kongre üzerine tartışmıştık. Tabii HDK fikriyatı olması gerektiği gibiydik ve hemen işe koyulduk. Ardından hemen örgütlenmeye başladık. O gün kurduğumuz kongrenin eş sözcüsü olarak çıkmam beni mutlu etti. Herkese başarılar diliyor” dedi.
Meral Danış Beştaş ise şunları söyledi:
“HDK’nin örgütlülüğü de en çok kadınlar arasında olacaktır. Kadın her zaman en önde yer alır. Yarın ise 4 Kasım 2016 darbesinin yıl dönümüdür. Kobani Kumpas Davası’nda ceza alanlar rehin tutulmaya devam ediyor. Başta Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’a selam olsun. Kobani’nin bedelini ödetmeye çalışıyorlar. Biz bunun bedelini öderiz, ama Kobani’den vazgeçmeyiz. Arkadaşlarımız uluslararası mahkemelerin kararlarına rağmen tutulma devam ediyor.”
‘HDK bu ülkeyi birleştirecek’
“HDK’yi daha çok nasıl büyüteceğimiz vereceğimiz emekle bağlantılı. Tabii şu an bütün hayatımızı etkileyen bir Kürt sorunu var. Kürtlerin varlık meselesi 100’lerce yıldır devam ediyor. Burada HDK’ye düşen rol nedir? Bunun üzerine çok çalışmamız lazım. Barışın Türkiye toplumları tarafından önemsenmesi en çok HDK’ye düşüyor. Halka bu savaş ortamı ve tecridin bize neler kaybettirdiğini anlatmamız lazım. Çünkü karşımızdaki egemen güçler sürekli düşmanlaşmayı ve kutuplaşmayı derinleştiren bir çaba sarf ediyor. Bu çaba sadece sözlü değil, televizyonları, kurumlarıyla ülkeyi bölüyorlar. HDK bu ülkeyi birleştirecek. HDK, birleşerek yola devam etmektir. Onlar algı savaşlarıyla uğraşırken, tecrit devam ediyor. Milletvekilimiz Ömer Öcalan bir ziyaret gerçekleştirdi ama dediğim gibi tecrit devam ediyor. Daha dün disiplin cezası verildi. HDK olarak bu hukuksuzluk rejimiyle, anayasasız rejimle mücadele etmeye devam edeceğiz. Biz her zaman dediğimiz gibi barışın muhatabı Sayın Öcalan’dır. Bugün söylediğimiz onlar tarafından kabul edildi. Bugün en karşıt partinin başı tarafından Meclis’te bu çağrı yapıldı. Bunlara derinlik vermek ve onurlu bir barışı HDK ile inşa etmek mümkün. Sayın Öcalan, ‘Faşizmin batıda alacakaranlık şeklinde, doğuda ölüm sessizliği şeklinde karanlığa göz yummasına izin vermeyeceğiz’ diyor. Biz de buna izin vermeyeceğiz.”
‘Kaçınılmaz olan savaş değil, barıştır’
“Biz ortak vatan, demokratik cumhuriyete inanan bir yerden yaklaşıyoruz. Bütün ülkede sözümüz var. Bu ülkeyi hep birlikte demokratikleştirmek için görevimiz var. Kaçınılmaz olan savaş değil, barıştır. Tüm ülkede sessiz bir isyan var ama bu direnişe dönmüyor. Bu sessiz isyanı HDK ile direnişe çevireceğiz. Görev aldığımız sürece işimiz çok olacak. Artık pratik zamanı diyorum.”