Hollanda’da ‘savaş da yok barış da’

Avrupa’nın artan güvenlik kaygıları, savaş ve saldırı senaryolarına karşı evlere gönderilen broşürlere de yansıyor. Hollanda, yurttaşlarına gönderdiği broşürlerde “savaş yok ama barış da yok” diyerek hazırlık çağrısı yaptı.

Hollanda’da ‘savaş da yok barış da’
Hollanda’da ‘savaş da yok barış da’
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 23 Aralık 2025 13:11

Mehmet Fırat Özgür / Amsterdam

Hollanda’da hükümet, Rusya’nın olası bir saldırısına ve savaş ihtimaline karşı toplumsal ve psikolojik hazırlıklara başladı.

Çeşitli yerel ve ulusal gazetelerde uzmanlar ve belediye başkanları; vatandaşların sabit telefon hattına sahip olmaları, radyo bulundurmaları ve akıllı telefonlarına güvenmemeleri çağrısı yapıyor.

Hollanda Adalet ve Güvenlik Bakanı Van Oosten, 25 Kasım ile 10 Ocak arasında 8,5 milyon haneye “Acil Durumlara Hazırlıklı Olun” başlıklı bir broşür gönderileceğini duyurmuştu. Broşürler 25 Kasım’dan beri evlere dağıtılıyor.

“Bir acil durum ya da savaş ihtimali artmaktadır”

Ulusal Terörizm ve Güvenlik Koordinatörü (NCTV) öncülüğünde farklı kurumların birlikte hazırladığı broşürde, “Bir acil durum ya da savaş ihtimali artmaktadır” başlığıyla verilen bilgilerde Hollanda’nın güvenliğine yönelik tehditler olduğu belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:

“Şu anda Hollanda’da savaş yok ama barış da yok. Bu nedenle Hollanda ordusu, bizi daha iyi koruyabilmek için ek bütçe almaktadır.

Diğer ülkeler, örneğin internet üzerinden sahte haberler yayarak ya da kilit sistemlere saldırarak ülkemiz üzerinde etkide bulunmaya çalışıyorlar”

Elektrik kablolarımız, internet bağlantılarımız ve gaz borularımız hakkında bilgi topluyorlar ve bunları tahrip etmeyi amaçlıyorlar.”

“Asker ve tanklar değil, dijital saldırı ve aksaklıklar…”

Hollanda’nın savaşı önlemek için tüm çabayı gösterdiği belirtilen broşürde, “Ülkemiz savaşa askerlerin ya da tankların hemen saldırmasıyla değil, fakat aksaklıklar ve dijital saldırılarla dahil olabilir” denildi.

İlk 72 saatlik sürece yurttaşların kendilerini hazırlamaları çağrısı yapılan broşürde, içinde içme suyu, konserve gıda, hijyen ürünleri, ilk yardım çantası, battaniye, radyo, pil, powerbank, nakit para, düdük gibi eşyalar bulunan bir acil durum paketi hazırlamaları tavsiye edildi.

Olası senaryolarda yardımlaşma ve iletişimin önemine dikkat çekilen broşürde, kriz anında gelişmelerin hangi kanallardan takip edilebileceği ve yardım kuruluşlarının iletişim bilgileri de yer aldı.

Broşürün Hollandalılara ne hissettirdiğini yurttaşlarla görüştüm.

“Durum o kadar kötüleşecekse ölelim daha iyi”

İkinci Dünya Savaşı’nın bitişinden 7 yıl sonra doğan Eğitimci Jan Uitdehaag (73) ailesi henüz savaşın travmaları ile boğuşurken, yıllar sonra bir çocuk olarak kendisini nükleer savaş tehditlerinin ortasında bulmuş.

Bugünün savaş olasılığı, zihninde yine o günleri canlandırıyor.

Jan, “Küba’daki nükleer silah krizi yaşandığında 10 yaşındaydım. Neredeyse bir savaş çıkıyordu. O zaman bize ne dediler: ‘Nükleer silahlar bizi yok edebilir’. Peki sen bir vatandaş olarak ne yapabilirsin? Masanın altına saklanmak mı? Kimse bundan kurtulamazdı. Bizim zihnimiz halen o hikayelerle dolu.” diyerek savaş düşüncesinin kendisini nasıl etkilediğini anlattı.

Çevresinde broşürü okuyup hemen harekete geçecek kimseyi tanımadığını söyleyen Jan bu konuda insanların iki farklı biçimde düşündüğünü şöyle dile getirdi:

“Ailemden ya da arkadaşlarımdan bazıları ‘Broşürü çöpe at gitsin’ diyorlar. Bunu diyenlerin bir kısmı ‘Savaş olmayacak, korkacak bir şey yok’ diyor. Bir kısmı ise ‘Eğer durum o kadar kötüleşecekse, öleyim daha iyi’ diye düşünüyor.

Çünkü üç gün dayanacak yiyecek ve malzemeyi toplamanın, hayatta kalmayı değil, sadece acıyı uzatacağını düşünüyorlar. Bazen ben de böyle düşünüyorum. Belki de hemen ölmek daha iyi olacaktır.”

“Hazırlık bireysel değil, topluluk halinde olmalı”

Jan yine de bir hazırlık yapmanın doğru olduğunu düşünüyor. Ancak hükümetin gönderdiği broşürde yer alan önerilerin tek başına yeterli olmadığını vurguluyor.

“Önemli olan, bu broşüre bakarak tek başına hazırlık yapmak değil; bir mahalle, bir topluluk olarak ne yapabileceğimizi düşünmek” diyen Jan, temiz suya erişim  ya da insanların sahip olduğu farklı becerilerin kriz anında nasıl kullanılabileceği gibi konuları konuşmanın daha anlamlı olduğunu söylüyor.

‘“Bu benim savaşım değil’ diyorlar”

Jan, gençlerin bir kısmının savaşmaya çok istekli olmasına rağmen bir kısmının ise savaşa yaklaşımının o kadar heyecanlı olmadığını belirterek şunları söyledi:

Benim yaklaşık 40 yaşlarında 3 çocuğum var. Hiçbiri savaş zamanını görmedi. Hepsi barış ortamında büyüdü. Ben gençliğimde elimde bayraklarla sokaklarda ‘Nükleer silahlara, ABD’ye, Rusya’ya hayır!’ diye bağırıyordum. Çocuklarım ise sadece barış ve zenginlik dönemini gördüler. Her şey yolundaydı. Sağlık sistemi, iyi işler, çok para…Ve şimdi şöyle düşünüyorlar: Bu benim savaşım değil. Bunun için savaşmayacağım. “

“Savaş ‘hep uzaklarda’ oluyordu”

Hollandalı genç çift Bas Broekman (27) ve Shania Ghazizadeh (26), acil durum broşürlerini ciddiye alsalar da henüz bir hazırlık yapmıyorlar.

Shania broşürü posta kutusunda görünce tuhaf hissettiğini belirterek, “Haberlerde savaşla ilgili bir şey okuduğumuzda veya gördüğümüzde, bu her zaman ‘uzaklarda’ olan bir şeydi ve çok üzülürdüm. Ama broşür, savaşı çoktan evimize yaklaşmış gibi hissettirdi” dedi.

Broşürü alır almaz okuyan Shania, endişeyle hazırlık yapması gerektiğine karar vermiş ve ilk düşündüğü şey yalnız yaşayan annesi olmuş.

Ülkesinde bir savaşın çıkmasının korkunç bir düşünce olduğunu söyleyen Shania, “Ne olacağını ve ne satın almam gerektiğini düşünüyordum. Yeterli param var mı? Acil durum kitimi nerede saklayacağım? Annem ne olacak? Bir şey olursa diye onunla bir plan yapmalı mıyım? Bunlar benim düşündüğüm şeylerdi.” şeklinde konuştu.

“Savaş artık gerçek bir olasılık”

Bas ise broşürün kendisini endişelendirdiğini ancak henüz acil durum hazırlığı yapacak kadar korkutucu bulmadığını söylüyor.

“Savaşın artık gerçek bir olasılık haline geldiğini düşündüm ama hazırlık için bir araştırma yapmadım. Endişelendim ama harekete geçecek kadar değil,” diyor.

Komutanların “evlatlar savaşa” çağrısı

Hollanda’da yurttaşlar öngöremedikleri bir sürece hazırlık yapmanın kararsızlığını yaşarken, Avrupa’nın savaş hazırlıklarını hızlandırma isteği, ülkelerin genelkurmay başkanlarının açıklamalarına da yansımaya başladı.

Fransa Genelkurmay Başkanı Orgeneral Fabien Mandon, Kasım ayında yaptığı açıklamada, Fransa’nın Moskova’yı yenecek ekonomik ve demografik güce sahip olduğunu, ancak toplumun bu tehdide karşı koyacak “ruh”tan yoksun olduğunu iddia etti.

“Dürüst olmak gerekirse, ülkemiz, çocuklarını kaybetmeye, savunma sanayisine öncelik vermesi nedeniyle ekonomik sıkıntılara göğüs germeye hazır olmadığı için sendeliyorsa, o zaman risk altındayız demektir.” şeklinde konuşan Mandon’a muhalefet yoğun tepki gösterdi.

Sol partiler savaş söylemini eleştirirken, aşırı sağdan da “Fransa’nın Ukrayna için ölmeye hazır olmadığı” yönünde açıklamalar geldi.

İngiltere Genelkurmay Başkanı Hava Kuvvetleri Komutanı Sir Richard Knighton ise 15 Aralık’ta Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü’nde düzenlenen bir etkinlikte yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Oğullar ve kızlar. Meslektaşlar. Gaziler… hepsinin oynayacağı bir rol olacak. İnşa etmek için. Hizmet etmek için. Ve gerekirse savaşmak için. Ve daha fazla aile, ulusumuz için fedakarlığın ne anlama geldiğini bilecek.”

ABD ve Rusya arasında Avrupa

Rusya’ya karşı Ukrayna’ya askeri ve maddi destek sağlayan Avrupa ülkeleri NATO’daki en büyük müttefikleri ABD ve düşman olarak gördüğü Rusya tarafından ciddi eleştirilerin hedefi haline geldi.

Donald Trump’ın iktidara gelişiyle değişen ABD politikası, söylemlere yansıdığı gibi ülkenin Ulusal Güvenlik Stratejisi’nde de yer aldı.

Göç politikalarının “Batı kimliği üzerinde yozlaştırıcı” bir etki yarattığını öne süren 33 sayfalık belgede Avrupa’nın “20 yıl veya daha kısa bir süre içinde tanınmaz hale geleceği” belirtiliyor.

Öte yandan belgede ABD politikasının, “Avrupa’nın mevcut gidişatına karşı Avrupa ülkeleri içindeki direnişin” önceliklendirilmesi gerektiği vurgulanırken, vatansever

Avrupa partileri olarak nitelendirilen aşırı sağcı ve ırkçı partilerin etki alanının genişlemesi kutlanıyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise yıl sonu medya toplantısında yaptığı açıklamada, Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra “medeni Batı toplumuna” katılmayı beklediklerine işaret ederek, “Görünüşe göre bugünlerde orada medeniyet yok, sadece sürekli bir bozulma var” dedi.

Avrupa’nın Rusya’nın saldırı ihtimaline yönelik açıklamalarınınsa bir saçmalık olduğunu söyleyen Putin, “Avrupa’da insanlara Rusya ile kaçınılmaz bir çatışma olacağına dair korkular aşılanıyor, büyük bir savaşa hazırlanmak gerektiği söyleniyor. Daha önce de defalarca söyledim, bu yalan ve saçmalık. Ancak bu tamamen bilinçli olarak yapılıyor” şeklinde konuştu.

NATO Genel Sekreteri ve Hollanda’nın eski ve en uzun süreli başbakanı Mark Rutte, Rusya’nın önümüzdeki beş yıl içinde bir ittifak ülkesine saldırabileceğini belirtmişti.

Rutte, Almanya’da yaptığı konuşmada “Rusya toplumlarımıza yönelik gizli kampanyasını zaten tırmandırıyor. Büyüklerimizin yaşadığı ölçekte bir savaşa hazırlıklı olmalıyız,” ifadelerini kullanmıştı.