Holokost kurbanları anıldı: Barış için önce duvarları yıkmalıyız

Holokost Anma Günü, milyonlarca masum insanın hayatını kaybettiği soykırımı unutmamak ve tarihten ders çıkarmak adına dünyanın dört bir yanında anılıyor.

Holokost kurbanları anıldı: Barış için önce duvarları yıkmalıyız
Holokost kurbanları anıldı: Barış için önce duvarları yıkmalıyız
Zilan Azad
  • Yayınlanma: 27 Ocak 2025 17:00
  • Güncellenme: 27 Ocak 2025 18:03

Bugün Holokost Anma Günü. İnsanlık tarihinin en karanlık dönemlerinden biri olarak kabul edilen Holokost, milyonlarca Yahudi, Roman, engelli ve farklı etnik gruplardan insanların Nazi rejimi tarafından sistematik olarak katledildiği bir soykırım olarak tarihe geçti.

1933-1945 yılları arasında gerçekleşen Holokost, yalnızca bir halkın değil, tüm insanlığın vicdanında derin yaralar açtı. Auschwitz-Birkenau gibi toplama kampları, bu dehşetin en somut sembollerinden biri olarak hafızalarda yerini koruyor.

Birleşmiş Milletler, 27 Ocak 1945’te Auschwitz toplama kampının Kızıl Ordu tarafından kurtarılmasını anmak üzere bu tarihi, Holokost Kurbanlarını Anma Günü olarak ilan etti. Bugün, dünya genelinde düzenlenen etkinliklerle hayatını kaybedenler anılıyor ve “bir daha asla” çağrısı yineleniyor.

Rakel Sezer: ‘Barış için önce duvarları yıkmalıyız’

Holokost Anma Günü kapsamında konuşan Türkiyeli Yahudi Rakel Sezer, barış için cesaretin ve duvarsız bir dünyanın gerekliliğine dikkat çekti.

İspanya’dan Türkiye’ye göç eden bir ailenin kızı olarak Türkiye’de doğduğunu söyleyen Sezer, Holokost Anma Günü nedeniyle İlke TV’ye konuştu. Barışın sağlanabilmesi için öncelikle fiziksel ve zihinsel duvarların yıkılması gerektiğini ifade eden Sezer, “Akdeniz dünyanın en güzel yerlerinden biri. Küçücük bir yerde araya duvar koyup birçok kontrol noktası oluşturmanın anlamı yok. Kıbrıs’ta da bunu görüyoruz. Eğer barışı konuşacaksak önce kapıları açalım, o duvarları yıkalım” dedi.

‘Gazze’de yapılanlar Yahudilere mal edilmemeli’

Gazze’ye yapılan müdahalelerin Yahudilere mal edilmesini de eleştiren Sezer, “Bu, bir Yahudi Holokost’u değil ve Yahudilerin yaptığı bir Holokost da değil. Bunu, bir dünya devleti olan İsrail Devleti’nin politikaları olarak değerlendirmek gerekiyor. Gazze’ye yapılanları Yahudilere mal etmek yanlış olur; bunu yapan bir devlet aygıtıdır” ifadelerini kullandı.

‘Hayalim: No Borders’

Sezer, dünya genelinde serbest dolaşımın ve sınırların olmadığı bir yaşam hayal ettiğini belirtti: “Benim hayalim ‘No Borders’, yani sınırların olmaması. Herkesin serbest dolaşım hakkına sahip olması gerekiyor. Bu sadece İsrail ve Filistin arasında değil, tüm dünya için geçerli olmalı. Vizeler ve kısıtlamalar olmamalı. Mültecilere ayrıcalıklı bir statü tanınmalı ve herkes özgürce dolaşabilmeli.”

‘Barış cesaret ister’

Barışın korkularla inşa edilemeyeceğine dikkat çeken Sezer, “Barış yapmak cesaret ister. Duvarın arkasına saklanarak, karşı tarafı da duvarın arkasına iterek barış sağlanamaz. ‘Ben ilerlersem, sen bana bir şey yapmayacaksın değil mi?’ gibi korkularla barış olmaz. Barış için cesaret lazım; silahsız, duvarsız bir şekilde ilerlemek gerek” diye konuştu.

‘Onların varlığı hep özlemle hatırlanıyor’

Sezer, günümüzde Yahudi cemaatlerinin kültürel ve sosyal anlamda etkinliğini yitirdiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Ne yazık ki artık ne Avrupa’da ne de Ortadoğu’da gerek kültürel gerekse sosyal anlamda etkin bir Yahudi cemaatinden bahsetmek mümkün değil. Binlerce yıldır birlikte yaşayan halkları, etnik ve dini farklılıkları sebep gösterilerek ayırıp yerinden etmek, geride kalan toplum tarafından sarılması mümkün olmayan bir yara bırakıyor. Onların varlığı hep özlemle hatırlanıyor.”

Sezer ayrıca Türkiye’de Holokost’a dair farkındalığın yüksek olduğunu ve bu günün resmi olarak anıldığını belirterek, “Holokost’u çok açık bir şekilde anabiliyoruz; 6-7 Eylül ya da 1915 gibi değil” dedi.