HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Faruk Dinç, 28 Eylül’de Kürdistan Bölgesi’ndeki Amerikan Üniversitesi’nde Hunergeha Welat’ın dans gösterisini hedef alan paylaşımıyla sosyal medyada tartışma yarattı.
Hunergeha Welat, Süleymaniye’de düzenlenen etkinlikte, Kuzey ve Doğu Suriye’yi temsilen sahneye çıkarak IŞİD’in kıyafet dayatmasını hatırlatan kara çarşaf ve peçe yerine Kürt ulusal kıyafetleriyle dans etmiş, “kadınları karanlığa mahkum eden zihniyeti” protesto etmişti.
Faruk Dinç ise sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
“Kürt bölgelerinde hâlâ annelerimiz, bacılarımız çarşaflı olmasına rağmen; ‘Kürtlerin adına hareket ediyoruz’ deyip de Kemalistlerle bir olup, ayakları öpülesi annelerimizle alay edilmesi kanınıza dokunmuyor mu? Kürt halkı bunu asla kabul etmemelidir.”
Kürt bölgelerinde hâlâ annelerimiz, bacılarımız çarşaflı olmasına rağmen;
“Kürtlerin adına hareket ediyoruz” deyip de Kemalistlerle bir olup, ayakları öpülesi annelerimizle alay edilmesi kanınıza dokunmuyor mu?
Kürt halkı bunu asla kabul etmemelidir.
pic.twitter.com/rcg1lZSTwy— Faruk Dinç (@FarukDinc_) October 23, 2025
Dinç’in paylaşımı sosyal medyada büyük tepki çekti. Aralarında siyasetçi, gazeteci ve yazarların bulunduğu çok sayıda isim, paylaşımın “kadın düşmanı” ve “yanlış bir okuma” olduğunu savundu.
Edip Yüksel: Kadınların kara torbalara sokulması sizi rahatsız etmiyorsa, özgürlük dansı elbette eder
Yazar ve ilahiyatçı Edip Yüksel, sert ifadelerle HÜDA PAR’lı vekili eleştirdi:
“Kadınların kara torbalara diri diri gömülmeleri, kimliklerinin yok edilmesi ve hatta uyduruk dininize göre cariyeler (tecavüze mahkum sex köleleri) yapılması vicdanınıza ve aklınıza dokunmuyorsa bu alçakça zorbalığa tepki gösteren kadınların özgürlük ifadesi kanınıza dokunacaktır. Not-1: insanlar vicdan ve akıl ile hareket eder, hayvanlar ise kan koklayarak avını bulur. Not-2: IŞİD, Sünni dininin fıkhına uyarak Kürt ve Ezidi kadınları kara çuvallara sokup seks kölesi olarak pazarlarda sattı.”
Ferhat Encü: Bu fotoğraf barbarlığa karşı direnişi anlatıyor
Eski HDP milletvekili Ferhat Encü, Dinç’in paylaşımına X hesabından şu sözlerle karşı çıktı:
“Zihniyeti karanlık olanlar karanlık bir yerden bakarlar bu fotoğrafa. Bu fotoğraf, Kürd evlatlarının barbar ve karanlık zihniyete karşı direnişini, mücadelesini anlatır. İnsanların inançlarına yönelik bir saldırı değildir. O yüzündeki karanlık peçeyi çıkartıp Rojava’daki inanç özgürlüğüne bakarsan hakikatı bulursun.”
Sinan Aygül: IŞİD’i sembolize eden çarşafı tesettürle karıştırma
Gazeteci Sinan Aygül, gösteride kullanılan çarşafın IŞİD’i temsil ettiğini hatırlatarak, Dinç’e şu sözlerle tepki gösterdi:
“Oradaki çarşafın IŞİD’i sembolize ettiğini biliyorsun. Kemalizm bu işin neresinde onu da anlamadım. Kemalist bir düzende siyaset yapan sen ve partin, eğer Kemalizm kötüyse niye sistemin içindesiniz? HÜDA PAR’daki kadın siyasetçi oranı, Rojava ordusundaki tesettürlü kadın oranının çok gerisinde. Kadının ne giyip giymeyeceği meselesi artık gerici ve yobaz zihniyetlerin arkaik tartışmasıdır.”
Ayhan Demir: Kürt kadını kara çarşaflı olmamıştır
Yazar Ayhan Demir ise, Kürt kültüründe kara çarşafın yer almadığını belirterek şöyle konuştu:
“Kürt kadını tarih boyunca kara çarşaflı olmamıştır. Kiras fistan, kofi, kitan, şar, laçik û desmal, dêre mêzer vardır. Türban denilen sepet, çarşaf denilen ucube Kürde ait değildir. Git Evdalê Zeynikê ve Şakiro dinle; onlar Kürt kadınını anlatmış zaten.”
Tepkilerde ortak vurgu, Kürt kadınlarının giyimi üzerinden yapılan saldırıların yalnızca dini ya da kültürel bir tartışma değil, “özgürlük alanına yönelmiş politik bir baskı” olduğu yönünde.
Hunergeha Welat’ın dansı, IŞİD’in kadın bedenine dayattığı karanlığa karşı “direnişin ve özgürlüğün sembolü” olarak görülürken, Faruk Dinç’in açıklaması “gerici zihniyetin yeniden üretimi” olarak yorumlandı.




