İnsan Hakları Derneği (İHD), cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ve mahpusların karşı karşıya kaldığı sorunları ele almak üzere “Hapishane Çalıştayı” düzenledi.
Açılış konuşmasını yapan İHD Eş Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban, cezaevlerinin insan hakları ihlalleri dendiğinde akla gelen ilk yerler olduğunu belirtti. Küçükbalaban, “Türkiye’deki hapishane gerçekliği, yaptığımız çalışmalardan çok daha fazla ihlallerle karşı karşıyadır. Kamuoyuna yansıyan sadece buzdağının görünen kısmıdır. Öyle trajik bir tablo var ki mahpuslar F tipine geçmek için açlık grevine giriyor” dedi.
‘Ağırlaştırılmış müebbet idam demektir’
Türkiye’de idam cezasının kaldırılmış olmasına rağmen ağırlaştırılmış müebbetle insanların ölüme terk edildiğini vurgulayan Küçükbalaban, Adalet Bakanlığı’nın 2024 verilerine göre ilk 10 ayda 709 tutuklunun yaşamını yitirdiğini aktardı. “Siz insanları idam etmiyorsunuz ama yıllar içinde sağlığını tüketiyor, ölümlerine neden oluyorsunuz. Ağırlaştırılmış hapis, idam demektir. Türkiye, idamı kaldıran ülkeler arasında ama uzatılmış idam uygulaması devam ediyor. İdare Gözlem Kurulları da infazı tamamlayan mahpusların tahliyesini keyfi gerekçelerle erteliyor” ifadelerini kullandı.
‘Devlet atması gereken adımları atmadı’
“Umut hakkı”nın hasta tutsaklar kadar önemli olduğunu vurgulayan Küçükbalaban, Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrıya rağmen devletin bu konuda adım atmadığını belirtti: “Şu anda yürüyen bir süreç var ama devletin atması gereken hiçbir adımı atmadığını gözlemliyoruz. Çağrılara rağmen iktidar, ne hasta mahpuslar ne umut hakkı ne de tecridin kaldırılması noktasında harekete geçti.”
Küçükbalaban ayrıca, bir tutukluya 200 TL yatırdığı için tutuklanan İHD’li hasta mahpus Hatice Onaran’ın tahliye edilmesi gerektiğini söyledi.
Konuşmaların ardından çalıştay basına kapalı olarak devam etti.