• Ana Sayfa
  • Gündem
  • İlham Ahmed: Türkiye ile temastayız, tehdit dili yerine birbirimizi anlamak istiyoruz

İlham Ahmed: Türkiye ile temastayız, tehdit dili yerine birbirimizi anlamak istiyoruz

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetiminin Dış İlişkiler Eş Başkanı İlham Ahmed, Türkiye ile aralarında doğrudan bir iletişim kanalı olduğunu ve bu temasların, silahlar yerine sözün konuşulduğu yeni bir sürece işaret ettiğini söyledi. Ahmed, “Birbirimizle tehdit diliyle konuşmak yerine, bir yerde oturup birbirimizi anlamak istiyoruz” dedi.

İlham Ahmed: Türkiye ile temastayız, tehdit dili yerine birbirimizi anlamak istiyoruz
İlham Ahmed: Türkiye ile temastayız, tehdit dili yerine birbirimizi anlamak istiyoruz
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 27 Temmuz 2025 23:09
  • Güncellenme: 27 Temmuz 2025 23:19

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetiminin Dış İlişkiler Eş Başkanı İlham Ahmed, Rûdaw’dan Dilbixwin Dara’ya verdiği röportajda Suriye’deki mevcut duruma ve geleceğe yönelik vizyonlarına dair açıklamalarda bulundu.

Ahmed, Şam ile yürütülen sürecin tam anlamıyla bir “müzakere” olmadığını, daha çok Suriye krizine çözüm bulmayı amaçlayan bir “diyalog” ve “görüşme” olduğunu belirtti. Temel hedeflerinin Suriye’nin birliği içinde, tüm kimliklerin tanındığı bir ortaklık kurmak olduğunu vurguladı. Görüşmelerdeki en büyük anlaşmazlığın “entegrasyon” kavramının tanımı olduğunu; Şam’ın bunu bir “devralma” olarak gördüğünü, kendilerinin ise “karşılıklı tanıma ve iradeli katılımı” esas aldığını söyledi.

Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Suriye ordusuna entegrasyonunun 10 Mart anlaşmasında yer aldığını ancak bunun bir “teslimiyet” şeklinde olamayacağını belirtti. Mevcut koşullarda silah bırakmanın gündemlerinde olmadığını, bunun “intihar” anlamına geleceğini ifade etti.

Suriye’yi bölmek istedikleri yönündeki suçlamaları kesin bir dille reddeden İlham Ahmed, asıl amaçlarının merkeziyetçi sistemin yarattığı sorunları aşmak olduğunu söyledi. Eğitim, sağlık, iç güvenlik gibi yerel yetkilerin bölgelere devredildiği, “adem-i merkeziyetçi” bir Suriye modeli savunduklarını; sınırlar, pasaport ve dış politika gibi konuların ise merkezde kalabileceğini belirtti.

Afrin, Serekaniye ve Gire Spi’de temel hedeflerinin yerinden edilmiş halkın evlerine geri dönmesi olduğunu ve bu konuda hem Şam hem de Türkiye ile görüştüklerini söyledi. Özellikle Afrin halkının geri döneceğine ve bölgedeki demografik yapının eski haline döneceğine dair güçlü bir inancı olduğunu vurguladı.

‘Türkiye’yle alışveriş var’

Türkiye ile aralarında doğrudan görüşmelerin sürdüğünü açıklayan Ahmed, “Aramızda savaş ve kıyamet koparılırken, çok şiddetli saldırılar varken şimdi en azından doğrudan silah yerine sözlü bir görüşme var. Mesele nedir, bu nasıl çözülür, birbirimizi nasıl anlarız? Bu var” diyerek temasların açık bir kanal üzerinden yürütüldüğünü vurguladı.

İlham Ahmed, Türkiye’ye gidip gitmediğine dair doğrudan yanıt vermezken, temasların yapıldığını belirtti.

“Çok da ayrıntıya girmeyelim. Bir alış-veriş var.” diyen Ahmed, Türkiye ile yürütülen diyaloğun sürdürülmesinden yana olduklarını belirtti:

‘Tehdit dili yerine diyalog’

Ahmed, Türkiye ile ilişkilerin daha iyi olmasını ve bu ilişkilerin daha da gelişmesini istediklerini belirterek şunları söyledi:

“Birbirimizle tehdit diliyle konuşmak yerine, bir yerde oturup birbirimizi anlamak istiyoruz. Bu mesele nedir, ne istiyoruz? Çünkü onların Şam ile gerçekten çok derin ve iyi ilişkileri var, bunu biliyoruz. Hatta bir yere kadar, Şam’daki geçici yönetim yerine onlar daha fazla açıklama yapıyorlar, bunu da anlıyoruz. Ama bugün Suriye’nin bütünlüğünü düşünüyoruz, onlar da Suriye’nin bütünlüğünden bahsediyorlar. O zaman Kuzey ve Doğu Suriye de Suriye’nin bir parçasıdır, bu düzeyde ilişkilerimizin daha iyi hale getirebilmesi gerekiyor.”

Öcalan’ın çağrısı: Tarihi bir barış inisiyatifi

İlham Ahmed, “Abdullah Öcalan ile bir görüşmeniz oldu mu?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Yani bilgi alıyoruz. Direk veya dolaylı bilgiler diyelim. Bilgi alıyoruz. Böyle çok hassas bir zamanda Önder Öcalan’ın devreye girmesi ve gerçekten bu kadar cesur ve büyük bir inisiyatif göstermesi için bir fırsat, imkan doğdu. Bence bu inisiyatif sadece Kürtler için değil, tüm Ortadoğu içindir. Bu tarihte örneği olmayan bir barış sürecidir. Herkes ‘tasfiye oldu, gitti, zayıf düştü’ derken, onun direnişi de çok yüksekti, güçlü de olmuştu, ama o düzeyde “tamam, silahlı mücadele dönemi bitti, parti rolünü oynadı, artık bir değişim gerekiyor” diyor. Böyle bir inisiyatif geliştirdi.”

Doğrudan bir görüşme olup olmadığına dair soruya ise, “Olmuş da olabilir, olmamış da olabilir” yanıtını vererek şöyle devam etti:

“Şöyle diyeyim, bir alış-veriş oldu, bilgi alıyoruz. Ama biz onun geliştirdiği bu inisiyatifin Rojava için, Kuzey ve Doğu Suriye için de çok önemli sonuçlar doğurduğunu söyleyebiliriz.”

Öcalan’la bir görüşme olması durumunda, bunun olumlu etkiler doğuracağına inandığını belirten Ahmed, “Henüz resmi olarak bir şey söylenmedi, ama böyle bir ihtiyaç hissediyorum… Ben şahsen eğer olursa, olumlu yönde çok iyi bir etki yapacağını görüyorum” dedi.

‘Silah bırakmak bizim için gündemde değil’

PKK’nin silah bırakma kararının ardından Suriye Demokratik Güçleri’nden (SDG) de benzer bir adım gelip gelmeyeceğine dair soruya ise Ahmed şu yanıtı verdi:

“Silah bırakmak bizim için gündemde değil, kesinlikle gündemde değil. Suriye’nin durumu o kadar vahşice yönetiliyor ki, herkesin gözü önünde, dünyanın gözü önünde insanlar katlediliyor, katliamlar, soykırımlar yapılıyor. Bu durumda DSG’den silah bırakmasını istemek “git öl” demek gibidir. Bu yüzden çok tehlikeli. Ama Suriye’nin genel çözümü çerçevesinde, yani hem Kürtlerin, hem Özerk Yönetimin, DSG’nin yeri ve nasıl bir role sahip olacağı, hem Suriye’nin inşasında nasıl bir rol üstleneceği, hem de yerinin nerede olacağı, tüm bu konular müzakereler sonucunda belli olur.”

Öcalan’ın görüntülü çağrısı: Yeni bir demokratik sistem önerisi

Abdullah Öcalan’ın videolu çağrısına da değinen İlham Ahmed, videoda verilen mesajların moral ve maneviyat açısından önemli olduğunu belirtti:

“Çok farklıydı. Yani hem dile getirdiği şeyler, hem de verdiği maneviyat ve moral… Yaşına ve sunduğu projeye, barış, demokrasi, adalet için ortaya koyduğu ısrar ve iradeye bakıyorsunuz, ısrarla ortaya koyduğu şeyler çok önemli. “Sadece Kürtler için” demiyor, tüm toplum için diyor. Tüm ezilenler için, Kürtler ve diğer tüm halkların, yeni bir demokratik sistem çerçevesinde ülkenin yeniden inşası, cumhuriyetlerin kurulması gerektiğini söylüyor.”