İBB Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu Halk TV’den İsmail Saymaz’ın gündeme dair sorularını yanıtladı.
Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ve 4 belediye başkanın AK Parti’ye katılmasını yönelik İmamoğlu, “İktidar, tükenmişliğini, yorgunluğunu ve artık yürümeyen Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin açıklarını, tehdit ve fidye yoluyla gerçekleştirdiği belediye başkanı transferleriyle kapatmaya çalışıyor. Belediye başkanı ‘transferinden’ bir gün sonra İller Bankası’ndan 860 milyon lirayı devletin kasasından bu belediyeye aktaran, hatta farklı yöntemlerle siyasi rüşvet seviyesine kadar düşmüş bir hükûmet ülkemiz adına utanç verici” şeklinde değerlendirdi.
‘Fidye siyaseti’
Bütün operasyonların Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla yapıldığını söyleyen İmamoğlu, şunları söyledi:
“Bütün operasyonlar Erdoğan talimatıyla yapılmış, boyun eğmeyen belediye başkanlarına cezaevi yolu gözükmüş, diz çökenlereyse transfer zorunluluğu getirilmiştir. Nihayetinde bu sürecin nasıl ahlaksızca yürütüldüğü, bütün operasyonların hukuki değil siyasi temellerle oluşturulduğu tescillenmiştir
Bazı soruşturmalarda farklı kişilere yöneltilen aynı iddialar, kimine hapis olarak, kimine ise hiçbir soruşturma ve kovuşturma olmadan yansımışsa, siyasetin yargıyı bir sopa olarak kullandığı ispat olmuştur.
Fidye siyasetiyle gerçekleştirilen bu transferlerin en büyük anlamı ise şudur: Bütün tutuklu CHP’liler aklanmıştır. Devletin yargısını ele geçirenler canhıraş kumpas kurmaya devam etsinler. Kamu vicdanı kararını vermiştir.”
‘Bu komisyon CHP’nin teklifi’
Kürt meselesinin çözümü başlatılan süreç nedeniyle Meclis’te oluşturulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na ilişkin olarak Ekrem İmamoğlu, şunları söyledi:
“Öncelikle bir gerçeği ifade edeyim. Bu komisyon, CHP’nin teklifidir. Eğer devletin ve milletin kaderini belirleyen bir mesele varsa, bunun adresi kapalı kapıların ardı değil milletin meclisidir. CHP tarihi bir sorumluluk çerçevesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu iradesi ve Türkiye’nin birinci partisi olarak TBMM’de kurulan komisyonda görev almaktadır. Silahların susması, adil bir barışın milletimize armağan edilmesi ve nihayetinde gerçek demokrasi devletin ve milletin hakkıdır.
Çabamız ve dileğimiz bu komisyonun terör örgütünün feshinin ve silah bırakmanın tamamlanması başta olmak üzere, demokratikleşme adımlarının atılması ve ülkemizin demokratik bir dönüşümle geleceğe daha sağlam bir biçimde kavuşması adına doğru adımlar atmasıdır. Biz devletimiz ve milletimiz adına üzerimize düşen görevi doğru bildiğimiz şekilde yerine getirmeye devam edeceğiz. CHP devletin bekası ve milletin huzuru mevzubahis olduğunda cesur adımlar atmaktan, sağlam duruş göstermekten ve gece gündüz çalışmaktan asla geri durmayan bir iradeye sahiptir. İktidar, CHP’nin temsil ettiği değerleri anlamayarak “Geçmiş günahlarınızın kefaretini ödeyin” şeklinde bir çıkışta bulundu. Kefareti biz değil, kayyım sevdalıları ödeyecek. Bunu kendileri de bildikleri için zaman zaman bu kritik süreci sabote etme girişimlerinde bulunuyorlar.”
İBB operasyonları ve süreç
İBB operasyonlarını sürece yönelik sabotaj olarak yorumlayan İmamoğlu, şunları ifade etti:
“Özellikle İBB davasıyla tutuklanmam, ‘Terörsüz Türkiye’ ismiyle başlayan sürece yönelik gerçekleştirilmiş en büyük sabotajdır. ‘PKK’yla silah bırakma süreci yürütülürken, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı tutuklanıyor” çelişkisini milletimizin zihninde uyandırmak için kurulmuş bir kumpastır. Komisyonu sekteye uğratmak için bu açıklamaları yapanlar, kişisel ikballeri için CHP’yi tehdit, şantaj ve kumpasla yıldırmaya ve ülkemize siyaset tarihimizin en çirkin sayfalarından birini yaşatmaya çalışıyor. Bu sabotaja hala devam ediyorlar. Komisyonun başarısının önündeki en büyük engel iktidarın kumpaslar, yargı süreçleri ve kayyımlar üzerinden yürüttüğü sabotajlardır.
Unutulmasın, CHP devletin ve milletin bekası için ne gerekiyorsa yapma iradesindedir. Biz bu komisyonun başarılı olması için elimizden geleni yapacağız. Tehdit, baskı ve hapis bizi görevimizi yapmaktan alıkoyamaz. CHP, siyaseti ve kurumları çürüten bu sabotaj aklına karşı kendi doğrultusunda yürüttüğü iktidar mücadelesini en güçlü şekilde sürdürmeye devam edecektir. Adaletsizlikle, tehdit ve kavga siyasetiyle yargıyı muhaliflerin üstünde bir sopa olarak kullanmaya çalışan iktidar, ülkemizin eğitimden sağlığa, sanayiden tarıma hiçbir sorununu çözemeyeceği gibi, eğer bu tehlikeli yoldan sapmazsa ‘Terörsüz Türkiye’ sürecini de çözme becerisini gösteremeyecektir.”
Bahçeli’ye yanıt
İmamoğlu, dün MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, kendisine ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yönelik ithamlarını ‘vicdanen de hukuken de doğru bulmadığını’ da söyledi ve şunları ekledi:
“(Bahçeli’nin) Türkiye’nin kaderini belirleyen bu sürece karşı gerçekleştirilmiş en büyük sabotajı gördüğünü ve bunu yapanları anladığını biliyorum.”