Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin seçilmiş Başkanı Ekrem İmamoğlu, Silivri’deki Marmara Cezaevi’nden bianet’ten Evrim Kepenek’in sorularını yanıtladı.
İmamoğlu, Kürt meselesi ve olası seçim süreçlerinde CHP’nin politik çerçevesini değerlendirerek, CHP’nin “Terörsüz ve Demokratik Türkiye” vizyonu doğrultusunda hareket ettiğini söyledi.
Sürecin ilk gününden itibaren hem içinde olduklarını vurgulayan İmamoğlu, “Sürecin ilerlemesi için TBMM’de kurulan komisyon çalışmalarına katılarak sürece katkımızı yaptık. Komisyondan siyasi partileri temsilen bir heyetin İmralı’ya ziyaretine ise parti olarak katılmayı uygun bulmadık ancak sürecin içindeyiz ve genel başkanımızın defalarca kez vurguladığı üzere içinde olmaya, içinde kalmaya devam edeceğiz” dedi.
‘Suriye ve Irak Kürtleri’ vurgusu: Türkiye ve bölge için çalışacağız
Sürecin içinde olmakla yetinmediklerini de belirten İmamoğlu, şöyle devam etti:
“İlk olarak Kürt meselesi üzerine partide ve Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisinde çalışmalarımıza devam ediyoruz. CHP olarak kayyımların olmadığı, devletin herkesin anadiline ve kültürüne saygı gösterdiği ve desteklediği, kimsenin siyasi faaliyetinden dolayı hapishanelere doldurulmadığı, başta sayın Demirtaş olmak üzere siyasi parti liderlerinin, seçilmiş belediye başkanlarının serbest kaldığı bir Türkiye için çalışıyoruz.
Kürtler de dahil bütün vatandaşlarımıza daha demokratik, daha müreffeh daha huzurlu bir Türkiye’nin sözünü veriyoruz. CHP olarak vatandaşımız Kürtlerle ilişkimizin eşit vatandaşlığa, Suriye ve Irak Kürtleriyle ilişkimizin de kardeşliğe ve yoğun ekonomik ve kültürel işbirliğine yaslanacağı bir Türkiye ve bölge için çalışacağız. Hem Türkiye’ye hem bölgeye barış getireceğiz. Türkiye’de de Suriye ve Irak’ta da kapsayıcılığın, refahın, demokrasinin yanında olacağız.”
‘Türkiye’nin Kürt meselesi gibi başka sorunları da var’
İmamoğlu, Cumhur İttifakı iktidarının süreci siyasi çıkarlar doğrultusunda yürüttüğünü belirterek, şunları söyledi:
“İki noktayı daha vurgulamak isterim. Kürt vatandaşlarımız yakın geçmişte Cumhur İttifakı iktidarında ne yaşadıklarını da biliyorlar bugünkü süreçte kimin samimi kimin samimiyetsiz olduğunu da. Bir senedir yürüyen bir süreç var ve daha tek bir adımı bile samimiyetle atmış değil bugünkü iktidar.
Herkes gibi Kürt vatandaşlarımız da görüyor ki süreç gibi hayati bir adımı bile siyasi istikbali için kullanmaya çalışan, siyasi istikbalini gözeterek süreçte ağırdan alan bir iktidar var. Herkes kimin ne kadar samimi kimin ne kadar ciddi olduğunu görüyor.
İkinci olarak, Türkiye’nin Kürt meselesi gibi başka önemli sorunları da var. Hayat pahalılığı, işsizlik, liyakatsizlik kötü yönetim Kürtler de dahil bütün vatandaşlarımızın sorunu. CHP olarak daha iyi yönetilen, yoksulluğu geride bırakmış, daha demokratik bir Türkiye için çalışıyoruz.”
Sözlerini özetleyen İmamoğlu, “CHP olarak Kürt meselesini çözmüş, demokratik ve müreffeh bir Türkiye için bütün enerjimizle çalışmaya devam ediyoruz. Kürt vatandaşlarımız da dahil vatandaşlarımızın çoğunluğunu CHP’nin Türkiye’yi daha iyi yöneteceğine, Türkiye’ye ve bölgeye kalıcı barışı CHP iktidarının getireceğine ikna edeceğimize güvenim tam” diye konuştu.
‘İktidarın derdi seçimlere kadar zaman kazanmak’
İstanbul’da CHP’nin uyguladığı ‘kent uzlaşısı’ modelinin kriminalize edilmesine ve seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınmasına da değinen İmamoğlu, şöyle devam etti:
“Bir senedir örgüt mensuplarının eve dönüşünün nasıl sağlanabileceği konuşuluyor, konuşulsun tabii. Fakat bizim seçilmiş belediye başkanlarımız Kürt vatandaşlarımızın oylarını alıp, belediye meclislerinde Kürt vatandaşlarımızın temsiline olanak sağladıkları suçlamasıyla görevden alınıp hapsedildi.
Üstelik gazeteciler, öğrenciler, sanatçılar ağzını açan, sesini çıkaran hapsediliyor. Bütün bunların gösterdiği açık: İktidarın, bu ülkeyi yöneten kişinin demokrasi diye bir derdi yok. Onların derdi seçimlere kadar zaman kazanmak. Seçimlere doğru bir iki adım atarak Kürt vatandaşlarımızın kafasını karıştırmak ve seçimleri kazanmaya çalışmak.
Çünkü gerçek bir demokraside millet iradesine yenileceklerinin farkındalar. Onun için kimse iktidardan tutarlılık veya demokrasi beklemesin. Her ne yapıyorlarsa iktidarda kalma süresini uzatmak için yapıyorlar. İçlerinde kavga milletin nazarından kaçsın diye yapıyorlar. Bu böyle gitmez. Türkiye siyasi hırsları tarafından yönetilen, millet iradesini hiçe sayan bir iktidara mahkum kalamaz. Demokrasi için, gerçek, tutarlı bir çözüm süreci için iktidarı değiştirmekten başka çaremiz yok.
‘İktidar bu sınavdan geçebilecek mi göreceğiz’
Unutmayalım: Çatışmanın durması zordur, fakat silahların patlamaya başlaması bir saniyedir. Buna asla izin vermemeliyiz. Önümüzde tarihi bir fırsat var.
Bu fırsatı, milletin kaderini bir kişinin siyasi geleceğine endekslemek zorunda değiliz, fakat iktidar milletin taleplerine ve devletin ihtiyaçlarına uymak zorunda. Herkesin gücünün farkına varması, milletine ve devletine özgüvenle sahip çıkması gerekiyor. Her şeyi kendi siyasi geleceğine göre değerlendiren kişiye ise biraz samimiyet gerekiyor.
Özellikle kayyım atanan belediyelere görevlerinin iade edilmesi ve tutuklu siyasilerin serbest bırakılması iktidarın samimiyet testidir. Bu sınavdan geçebilecekler mi hep birlikte göreceğiz.”




