• Ana Sayfa
  • Ekoloji
  • IOM Uzmanı Puscas: İklim göçleri için finansmanın önemi artıyor

IOM Uzmanı Puscas: İklim göçleri için finansmanın önemi artıyor

IOM Uzmanı Puscas, iklim krizi nedeniyle artan göçler için finansmanın önemine dikkat çekerek, uyum fonlarından destek sağlanması için çalışmalar yürüttüklerini belirtti; 2050’ye kadar 113 milyon kişinin iklim kaynaklı göç edebileceği öngörülüyor.

IOM Uzmanı Puscas: İklim göçleri için finansmanın önemi artıyor
Foto: IDOMENI (AA) – Koordinator i UNHCR-së në Idomeni, Babar Baloch deklaroi se kanë filluar të tranferohen refugjatët nga kampi në Idomeni në kampet tjera të ndërtuara nga qeveria greke, ku do të sigurohen kushte më të mira për jetesë, ndërsa më pas ata të cilët do të pranojnë të tranferohen do tu mundësohet të aplikojnë në programin e Bashkimit Evropian për zhvendosjen e refugjatëve në vende të tjera evropiane. ( Besar Ademi - Anadolu Ajansı )
IOM Uzmanı Puscas: İklim göçleri için finansmanın önemi artıyor
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 3 Aralık 2024 18:35

Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Örgütü (IOM) Kıdemli Göç Uzmanı Ileana Sinziana Puscas, iklim krizi nedeniyle artan göçler için finansman konusunun öneminin giderek arttığını ve uyum fonlarından finansman sağlanması için çalışmalar yürüttüklerini bildirdi.

IOM tarafından yayımlanan “İklim Değişikliği ve Gelecekteki İnsan Hareketliliği” raporuna göre, 2050’ye kadar 44 ila 113 milyon kişinin iklim krizi nedeniyle ülkeleri içinde göç etmesi bekleniyor. İklim değişikliğinin daha şiddetli yaşandığı kötümser bir senaryoda ise bu sayının 216 milyona ulaşabileceği tahmin ediliyor.

Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’nde (COP29) Anadolu Ajansı muhabirine açıklamalarda bulunan Puscas, iklim değişikliği ve göç arasındaki ilişkiye dikkat çekti. Puscas, iklim göçlerini, “iklim değişikliğinin getirdiği olumsuzluklar sonucu insanların yaşadıkları yerleri terk ederek başka bir yere gitmesi” şeklinde tanımladı.

‘2023’te 26 milyon kişi yerinden oldu’

Bu durumun dünyanın her yerinde yaşanabileceğini vurgulayan Puscas, “Sadece 2023’te, iklim değişikliğinin şiddetlenen etkileriyle ortaya çıkan felaketler sonucu 26 milyon kişi yaşadığı yeri terk etti” dedi. İklim değişikliğinin tarımda verimliliği azalttığını belirten Puscas, mahsullerinden yeterli verim alamayan üreticilerin yeni geçim kaynakları ve işler bulmak üzere göç ettiklerini ifade etti.

Fiji’yi örnek gösteren Puscas, “Ülkedeki birçok topluluk bir zamanlar kıyı bölgelerinde balıkçılık yapabiliyordu ama iklim değişikliğiyle deniz seviyesi yükseldi. Bu sebeple balıkçılar, çoban ya da çiftçi olmak üzere iç kesimlere göç etmek zorunda kaldı” diye konuştu.

Uzun vadeli sorunlara hazırlıklı olunmalı

İklim değişikliğinin uzun vadede daha büyük sonuçlar doğurabileceğini belirten Puscas, şunları kaydetti:

“İklim değişikliği göç motiflerini etkilemeye devam edecek. Buna hazır mıyız? Bunun için güvenli göç politikalarımız var mı? Hem göç veren ülkelerin hem de göç alan ülkelerin, beklenen insan hareketliliği karşısında hazırlıklı olmaları ve düzenli göç politikaları üzerinde çalışmalarıyla bu süreç, birçok insan için daha güvenli şekilde gerçekleşebilir. Bu göçler yalnızca gelişmekte olan ya da az gelişmiş ülkelerde yaşanmıyor. Yakın zamanda İspanya’da yaşanan seller sonucu insanların öldüğünü ve yerlerinden olduklarını gördük. Bununla birlikte küçük ada devletlerinin, Pasifik’teki, Karayipler’deki ve Orta Afrika’daki en az gelişmiş ülkelerin de bu durumdan çok etkilendiğini görüyoruz.”

‘İklim göçleri iş gücü açığını kapatabilir’

Puscas, iklim krizi kaynaklı göçlerin, özellikle iş gücü için yeterli kaynağı olmayan ülkeler tarafından iyi yönetilmesi halinde olumsuz etkilerinin azaltılabileceğini öngördüklerini belirtti. Özellikle COP29’un önemli gündemlerinden olan “adil geçiş” sürecinin tamamlanabilmesi için iş gücüne ihtiyaç duyulduğunu hatırlatan Puscas, bu göçlerin yeşil enerji temelli iş gücü için kaynak sağlayabileceğini ifade etti. Puscas, özellikle Afrika’dan gelen göçlerin doğru yönetilmesi halinde Avrupa’daki iş gücü açığına bir cevap olabileceğini söyledi.

IOM’un iklim göçleri konusundaki çalışmaları

İklim göçleri konusunda yaptıkları çalışmalara değinen Puscas, “IOM olarak önümüzdeki on yıl için göç, çevre ve iklim değişikliği konusunda stratejilerimiz mevcut. Konunun kendisini, göç etmeye iten güçleri ve göç motiflerini anlamak, göç halindeki insanlara yardım ettiğimizden emin olmak, organizasyonun en büyük önceliklerinden biri” dedi.

Bu stratejileri üç başlık altında topladıklarını belirten Puscas, şöyle devam etti:

“İlk olarak insanların evlerinde güvenli bir şekilde kalabilmeleri için çözümler arıyoruz. Bu noktada uyum çalışmaları, afet risklerinin azaltılması ön plana çıkıyor. Sonrasında toplumların iklim değişikliğinin getirdiği risklerle yaşayabilmek için gerekli becerilere sahip olmaları için çalışmalar yürütüyoruz. Üçüncü boyut olarak ise yerinden edilmiş insanların gıda, barınma, geçim kaynağı gibi ihtiyaçlarına cevap verilebilmesi için çalışıyoruz.”

‘Kayıp ve zarara yanıt fonu önemli bir kilometre taşı’

COP29’un ana gündemi olan iklim finansmanının iklim göçleriyle doğrudan ilgili olduğunu vurgulayan Puscas, bu yıl içinde hem Dünya Bankası hem Uluslararası Para Fonu (IMF) hem de Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) toplantılarındaki finansal tartışmalarda iklim göçüne artan bir ilginin olduğunu söyledi.

İklim göçleri konusunda Kayıp ve Zarara Yanıt Fonu’nun önemine işaret eden Puscas, “İklim krizi sonucu böyle bir fona ihtiyaç duymamız çok acı ama yine de bu fon, iklim göçü için büyük bir kilometre taşı olarak insan hareketliliğini de kapsayacak şekilde tasarlandı. Bu, toplulukların ve ülkelerin, iklim göçü programlaması için Kayıp ve Zarara Yanıt Fonu’ndan finansman isteyebilecekleri ve fon alabilecekleri anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.

Puscas, COP29’da iklim göçünün uyum paketlerine dahil olması için Uyum Fonu ve Yeşil İklim Fonu yöneticileriyle görüşmeler yaptıklarını ve göçün uyum finansmanının bir parçası olması için çalıştıklarını anlattı.

‘Göç trajik bir hikaye olmak zorunda değil’

Sözlerini tamamlayan Puscas, “IOM olarak iklim göçünün bir gerçek ve bunun hepimiz için bir endişe kaynağı olduğuna inanıyoruz. Göç her zaman trajik bir hikâye olmak zorunda değil. Bir dayanışma öyküsü olabilir, bir başarı öyküsü de olabilir” dedi. (AA)