İsrail’in Lübnan’da başlattığı hava saldırıları ve çatışmaların ardından, taraflar arasında olası bir ateşkes anlaşması şekillenmeye başladı. Bölgedeki ve ABD’li yetkililer, anlaşmanın uygulanabilirliği ve denetimiyle ilgili kritik detayların hala netleşmediğini belirterek, anlaşmanın tehlikeye girebileceği konusunda uyarıda bulundu. Ancak bazı yetkililer, temkinli bir iyimserlik olduğunu ifade etti.
Teklif edilen anlaşma, 60 günlük bir ateşkesi öngörüyor. Bu süre zarfında, İsrail kuvvetlerinin güney Lübnan’dan çekilmesi ve Hizbullah militanlarının Litani Nehri’nin kuzeyine çekilmesi bekleniyor. Ayrıca, Lübnan Ordusu ve Birleşmiş Milletler (BM) barışı koruma güçleri, sınır bölgesindeki varlıklarını artıracak.
İsrail’in hava saldırıları, Hizbullah’ın liderliğini hedef alarak askeri altyapısını büyük ölçüde tahrip etti ve yüzbinlerce Lübnanlı’yı yerinden etti. Bu gelişmeler, Hizbullah’ın liderlerini ve İran’dan gelen destekçilerini, anlaşmanın bir parçası olma yönünde bir adım atmaya itti. Hizbullah lideri Naim Kassam, grup olarak dolaylı görüşmelere katıldıklarını ve anlaşmanın, İsrail saldırılarının durması ve Lübnan’ın egemenliğinin korunması şartlarına dayalı olduğunu belirtti.
İsrail cephesinde ise Başbakan Benjamin Netanyahu, kuzeydeki İsraillilerin evlerine geri dönmesi için ateşkese ihtiyaç duyuyor. İsrail ordusu, Hizbullah’ın uzun menzilli füzelerinin çoğunu yok ettiğini ve Hizbullah’ın roket saldırılarının durdurulmasının ancak bir ateşkesle mümkün olabileceğini düşünüyor.
ABD’nin, her iki tarafla da görüşmeler yürüten özel elçisi Amos Hochstein, ilerleme kaydedildiğini ve müzakerelerin Donald Trump yönetimiyle koordine edildiğini ifade etti. Ancak, uygulama ve denetim mekanizmalarının nasıl işleyeceği hala belirsiz.
Yetkililer, bu ateşkesin sağlanması halinde, 60 günün sonunda kalıcı bir barışın temellerinin atılabileceğini belirtiyor. Ancak, Hizbullah’ın roket saldırılarının devam etmesi, bölgedeki geri dönüşü engelliyor ve İsrail, ateşkesi tek çözüm olarak görüyor.