Dün gece yarısından sonra İsrail ordusunun İran’a başlattığı hava saldırısı, dünya basınında büyük yankı uyandırdı. Saldırı, Ortadoğu’da gerilimi tırmandıran bir gelişme olarak değerlendirilirken, uluslararası medya organları olayı farklı açılardan ele aldı.
Almanya’nın haftalık siyaset dergisi Der Spiegel’in, “Onlarca yıldır korkulan senaryo artık gerçek oldu” yorumu dikkat çekti. Der Spiegel haberi okurlarına “İran’ın nükleer programına şok saldırısı” başlığıyla duyurdu.
Bugün düzenlenen saldırının “iki düşman devletin son yıllarda defalarca karşılıklı olarak gerçekleştirdiği saldırıların ötesine geçtiği” yorumuna yer verilen haberde, “İsrail, askeri üslere ek olarak İran’ın nükleer tesislerine de saldırdı” ifadeleri kullanıldı.
ABD’nin The Associated Press (AP) haber ajansı da saldırılara ilişkin haberinde, son saldırıların iki ülke arasında olası bir topyekûn savaş potansiyelini artırdığını aktardı. Haberde, bu saldırının “1980’li yıllarda Irak ile yaşanan savaştan bu yana İran’ın karşı karşıya kaldığı en ciddi saldırı gibi göründüğü” değerlendirmesine yer verildi.
AP’nin haberinde saldırı potansiyelinin haftalardır açık olduğu gözlemi de paylaşıldı. Buna göre, ABD Başkanı Trump, dün yaptığı açıklamada, bir saldırının yakın olacağına inanmadığını ama yine de gerçekleşebileceğini söylemişti.
Katar merkezli El Cezire haber sitesi, saldırılara ilişkin haberinde, muhabiri Dorsa Jabbari’nin değerlendirmesine yer verdi. Jabbari, İran’ın yakın zamanda misilleme yapmasının beklendiğini, üst düzey yetkililerin halihazırda başkent Tahran’da bir araya geldiğini aktardı.
Jabbari, konuya ilişkin “Ülkenin içinden gelen tam bir baskı var. Tam olarak hükümeti desteklemiyor olanlar dahi sistemin yanıt vermesini bekliyorlar. Bence bu şu anda çok açık. Buradaki konu ‘eğer’ meselesi değil, İran’ın ne zaman yanıt vereceği meselesi.” diye konuştu.
Reuters haber ajansı, saldırılara ilişkin analizinde, İsrail’in İran’a saldırılarıyla birlikte ABD Başkanı Donald Trump’ın “barış elçisi” olma sözünün “büyük darbe aldığını” yazdı. Haberde, analistlere göre, bugün düzenlenen saldırıların nihayetinde “topyekûn bir bölgesel savaşa” evrilebileceği değerlendirmesine yer verildi.
Trump’ın İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’yu İran’a saldırmama konusunda defalarca uyardığını, ancak kendisinin de müzakerelerin başarısız olması halinde saldırı tehdidinde bulunduğunu hatırlatan Reuters, saldırıların Trump için “bir kabus gibi göründüğü” yorumunda bulundu.
Reuters’a göre, İsrail ordusunun saldırıları aynı zamanda Trump’ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’a da bir darbe niteliğinde. İran ile nükleer müzakerelerinde ABD’yi temsil eden Witkoff, İsrail’in İran’a saldırmaması için diplomasi yürüten isimlerin de başında geliyordu. Trump’a yakın bazı isimlere göre ise Witkoff’un diplomatik çabaları saldırıların öncesinde de güç kaybediyordu.
İsrail’de yayın yapan Jerusalem Post’un eski Genel Yayın Yönetmeni Yaacov Katz, İsrail’in askeri olarak haklı olduğunu savunarak, “Askerî açıdan bakıldığında, İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine saldırması konusunda haklı olduğuna dair herhangi bir şüphe yok” dedi.
Times of Israel Genel Yayın Yönetmeni David Horovitz de saldırının doğru zamanda yapıldığını iddia ederek, “İran, geçen Ekim ayında İsrail’in gerçekleştirdiği daha küçük çaplı saldırının yarattığı tahribatı büyük ölçüde telafi etmişti. Ayrıca şu anda İran’ın nükleer programıyla ilgili istihbarat oldukça güvenilir kabul ediliyor. Bu bağlamda, saldırının yapılması için uygun bir zamandı” değerlendirmesinde bulundu.
Ancak Horovitz, saldırının İran’ın nükleer programını durduramayacağını ve ters tepebileceğini belirterek “İsrail’in bu saldırıyla İran’ın nükleer programına ciddi zarar vermesi ve süreci geri sarması mümkün. Ancak asıl soru şu: Bu saldırı Tahran’ın atom bombası edinme çabasını durdurur mu? Cevap muhtemelen hayır. Aksine, bu durum rejimin nükleer silah edinme sürecini daha da hızlandırabilir” diye kaydetti.
Haaretz gazetesi ise ABD’nin “Biz bu savaşta yokuz” açıklamasına atıf yaparak perde arkasında İsrail’e destek sunmuş olabileceğini ileri sürdü ve şu yorumu yaptı.
“Her ne kadar ABD İsrail’in İran’a yönelik saldırgan bir askeri eylemine resmen karşı çıktığını ifade etse de; istihbarat paylaşımı ya da havadan yakıt ikmali gibi bazı destekleri gizlice sunmuş olması mümkün”
İsrail’in Haaretz gazetesinin bir başka haberine göre, bir güvenlik kaynağı, İsrail’in dış istihbarat teşkilatı “Mossad’ın İran’ın içinde patlayıcı bir insansız hava aracı (İHA) üssü kurduğunu ve bunun İsrail’in saldırısı sırasında etkin hale getirildiğini” söyledi.
Haberde, Mossad’ın İran’ın içinde patlayıcı yüklü İHA’lar için bir üs kurduğu, bunların çok önceden ülkeye sokulduğu ve İsrail’in saldırıları sırasında etkin hale getirildiği belirtildi.
Kaynağın verdiği bilgilere göre, İHA’lar başkent Tahran’ın yakınlarındaki yüzeyden yüzeye füze fırlatıcılarına doğru fırlatıldı.
Reuters haber ajansına konuşan İsrailli bir güvenlik kaynağı da Mossad’a bağlı komando güçlerinin saldırılardan önce İran’ın içinde faaliyet gösterdiğini söyledi. Kaynağın iddiasına göre, Mossad ve İsrail ordusu, İran’ın stratejik füzelerine karşı bir dizi gizli operasyon düzenledi.
İsrailli güvenlik kaynağı, İran’ın iç bölgelerindeki Mossad komandolarının İran’ın yüzeyden havaya füze sistemleri tesisi yakınlarındaki açık alanlara hassas güdümlü silahlar konuşlandırdığını ileri sürdü.