İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ile 10 Yönetim Kurulu üyesinin, “basın yoluyla terör örgütü propagandası yapmak” ve “basın yoluyla halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak” suçlarından 12’şer yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmalarına başlandı.
Baro yönetimi, 19 Aralık’ta Kuzey ve Doğu Suriye’de düzenlenen saldırılarda yaşamını yitiren gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin için yaptıkları açıklama nedeniyle hakim karşısına çıktı.
Duruşma Silivri’de yapıldı
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nce, Silivri’deki Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu karşısındaki salonda yapılan duruşmaya, başka bir suçtan tutuklu olan sanık Fırat Epözdemir ve Baro Başkanı Kaboğlu’nun da aralarında bulunduğu 9 tutuksuz sanık katıldı.
Duruşmada çok sayıda avukat da sanıkları savunmak için hazır bulundu.
Duruşmayı, CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da izleyici olarak takip etti.
Kaboğlu: Söz konusu metni insan haklarını savunmak için paylaştık
Kaboğlu, savunma yapmayacağını, açıklama yapacağını belirterek sözlerine başladı. İstanbul Barosu’nun gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin için hazırladığı metni tekrar okuyan Kaboğlu, “Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmak görevi gereği söz konusu metni paylaştık. Baromuzca yapılan açıklamada ‘terör örgütü propagandası yapma’ ve ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ ile ilişkilendirilebilecek hiçbir beyan yer almamaktadır” dedi.
Kaboğlu, açıklama metni ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın basına yansıyan isnatları arasında hiçbir bağlantı kurulamayacağını vurguladı. “Açıklama metninde Türkiye Cumhuriyeti ve kurumlarına yönelik olumsuz ifade veya suçlama yoktur” diye ekledi.
Baro Başkanı, İstanbul Barosu’nun insan hakları ve hukukun üstünlüğü ilkelerini savunduğunu, tüm anayasal kurumları ve hukuk birimlerini Anayasa ve yasalara saygı göstermeye çağırdığını belirtti.
Kaboğlu, Baro metninde terör propagandası ve dezenformasyon ile ilişkilendirilebilecek herhangi bir ifadenin bulunmadığını söyledi.
Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 22 Aralık 2024 tarihli “terör örgütü propagandası yapmak ve halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak” suçlarından soruşturma başlattığı açıklamasını hatırlatan Kaboğlu, savcılık yazısının ise 25 Aralık 2024 tarihli olduğunu belirtti ve “Dezenformasyonla suçlanıyorum, ama asıl dezenformasyon yargı tarafından üretiliyor” dedi.
Baronun bildirisinde terör örgütü veya terör örgütü üyesi ifadelerine yer verilmediğini, sadece hangi görüşte oldukları bilinmeyen iki gazetecinin öldürülmesi nedeniyle yasal işlemlerin yapılmasına işaret edildiğini söyledi.
Kaboğlu, “Öldürülen kişilere dair hiçbir niteleme yok, Savcılık ve İstanbul Emniyeti de bu konuda bilgi sahibi değil. Üç günlük polis tahkikatıyla ulaşılan sadece kayıt bilgileri var” diye ekledi.
‘İstanbul Barosu istihbarat teşkilatı değildir’
“İstanbul Barosu istihbarat teşkilatı değildir. Kimin terör örgütü üyesi olduğu mahkemenin kesin kararıyla belli olur” diyen Kaboğlu, “Öldürülenler hakkında ‘terörist’ ifadesi kullanılıyor. Yakalama emri, ceza infazından kaçma durumu dışında soruşturma evrelerinde alınan koruma tedbiridir. Henüz kesin hüküm yok” dedi.
Baro tarafından yapılan sosyal medya paylaşımında, ölenler hakkında olumlu ya da olumsuz herhangi bir ifade olmadığını, tek vurgunun gazetecilik yaparken hayatlarını kaybettikleri olduğunu belirtti.
Kaboğlu, paylaşım öncesinde ulusal medyada ölenlerin gazetecilik görevi sırasında yaşamını yitirdiğine dair birçok haber olduğunu ve Basın Konseyi ile Türkiye Gazeteciler Sendikası ve DİSK Basın-İş’in de ölümlerin araştırılması talebinde bulunduğunu ifade etti.
İstanbul Barosu’nun avukatlık kanununda yer alan yaşam hakkını savunduğunu vurgulayan Kaboğlu, “İfade özgürlüğünü, toplumun haber alma hakkını, savunma görevini yerine getirmiş olmak, insan hakları ilkelerini hatırlatmak asılsız suçlamaların konusu olamaz” dedi.
Ayrıca, 2019’da Türk Ceza Kanunu’na eklenen “Haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz” maddesine de dikkat çekti.
“Dosyada hukuken kayda değer delil yok. Polis memuru tutanağı üzerine birbirinin tekrarı, niyet okumaya dayalı kavramsal algı ile suç yaratma çabası var” ifadelerini kullandı.
Davaya yarın devam edilecek
Mahkeme başkanı, duruşmanın saat 17.00’de sona ereceğini belirterek oturumu tam saatinde sonlandırdı.
Mahkeme başkanı duruşmanın ikinci oturumunun, yarın saat 10.00’da Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü’nde bulunan duruşma salonunda görülmek üzere ertelendiğini açıkladı.
Soruşturma
İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ile yönetim kurulu üyeleri hakkında, sosyal medyadan yayınlanan bir açıklamada “PKK üyeliği bulunan firari sanıkların övüldüğü” iddiasıyla resen soruşturma başlatılmıştı.
İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ve yönetim kurulu üyelerinin 7 Ocak’ta savcılıkça ifadeleri alınmış, Kaboğlu ve Yönetim Kurulu üyeleri hakkında kovuşturma yapılması için Adalet Bakanlığından izin talep edilmişti.
Ayrıca soruşturma kapsamında 1136 sayılı Avukatlık Kanunu kapsamında Kaboğlu ile yönetim kurulu üyeleri Rukiye Leyla Süren, Hürrem Sönmez, Ahmet Ergin, Metin İriz, Mehmedali Barış Beşli, Yelda Koçak Urfa, Fırat Epözdemir, Ezgi Şahin Yalvarıcı, Ekrem Bilen Selimoğlu ile Bengisu Kadı Çavdar’ın görevlerine son verilmesi, yeni baro başkanı ile yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi talepli davanameyle İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne dava açılmıştı.
İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, Kaboğlu ile Yönetim Kurulu üyelerinin görevlerine son verilmesine ve seçim yapılmasına hükmetmişti.
Avrupalı hukukçular Silivri’de İstanbul Barosu’na destek verdi: Savunmayı savunmak için buradayız
Kaboğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Avrupa’nın dört bir yanından baro başkanları, hukuk örgütü temsilcileri ve avukatların, İstanbul Barosu’nun çağrısıyla “savunmayı savunmak” üzere Silivri’de bir araya geldiğini belirtti.
“Her birinin gösterdiği dayanışma ve samimiyet, mesleğimize yönelen saldırılar karşısında bize güç veriyor” denilen açıklamanın devamı Bologna Barosu Uluslararası İlişkiler Komisyonu Başkanı ve Tehlike Altındaki Avukatlar Uluslararası Gözlemevi Yönetim Kurulu Üyesi Antonio Fraticelli’nin mesajı yer aldı:
“3 buçuk yıl önce Türkiye’ye gelmeye başladım. Bu 13. gelişim. İlk başta meslektaşlarımı savunmak için geliyordum, sonra arkadaşlarımı savunmak için geldim. Şimdiyse kardeşlerimi savunmak için buradayım.”
Kaboğlu, “İstanbul Barosu Başkanı olarak kendisine ve tüm meslektaşlarımıza teşekkür ediyorum. Savunmaya yönelik saldırılar karşısındaki birliktiliğimiz her geçen gün büyüyor ve bunun verdiği güven her birimizin yüzüne yansımış durumda” dedi.