İstanbul’da özel ve kamu hastanelerinde yaşanan ağır ihlallerin ve sorunların tüm boyutlarıyla araştırılması, yurttaşların yaşam ve sağlık hakkını koruyacak politikaların hayata geçirilmesi amacıyla DEM Parti İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek Meclis’te araştırma önergesi sundu.
Çiçek, “Türkiye’nin sağlık sistemi, neoliberal politikalar, piyasacı yaklaşımlar ve yetersiz denetimlerin yarattığı derin bir krizle karşı karşıyadır. Sağlık hizmetlerinin kamusal bir hak olmaktan çıkarılıp kar mantığına teslim edilmesi, yurttaşların en temel hakkı olan sağlık hizmetine erişimini ciddi biçimde engellemektedir,” dedi.
Son dönemde kamuoyunda yer alan olaylara işaret eden Çiçek, Sancaktepe’deki bir özel hastanede yaşananları hatırlatarak, şu ifadeleri kullandı:
“2015–2025 yılları arasında gerçekleşen yaklaşık 8 bin doğumun büyük bölümünde anne adaylarının bilgisi ve rızası olmaksızın ‘Cytotec’ adlı ilaç kullanılarak doğumların 32–36’ncı haftalarda erkene çekildiği iddiaları kamuoyunda büyük bir infial yaratmıştır. Sağlık Bakanlığı tarafından hastanenin kadın doğum polikliniği, servisi ve doğumhanesi 19 Eylül 2025 itibarıyla süresiz kapatılmış, sorumlu hekim hakkında adli ve idari soruşturma başlatılmıştır. Kadınların bedenleri üzerindeki rıza dışı müdahaleler, yalnızca etik dışı tıbbi uygulamalar değil; doğurganlık haklarına ve özerkliklerine yönelmiş ağır saldırılardır. Bu ihlaller çocukların yaşam hakkını piyasanın çıkar hesaplarına kurban etmekte, bebekleri daha ilk andan itibaren hayatta kalma mücadelesine mahkûm etmekte ya da kalıcı sağlık sorunlarıyla yaşamlarını sürdürmek zorunda bırakmaktadır.”
Çiçek, Çam Sakura Şehir Hastanesi’nde yaşanan olaya da dikkat çekerek, “Beş buçuk aylık hamile Keziban Öztürk, yanlış teşhis ve ihmaller zinciri sonucu apandisit ameliyatına alınmış; gerekli tıbbi takip yapılmadığı için ağır bir süreç yaşamış ve bebeğini kaybetmiştir. Bu trajedi, sağlık hizmetlerindeki sorunların bireysel hatalardan değil, sistematik eksikliklerden kaynaklandığını göstermektedir” diye belirtti.
‘Piyasacı sağlık politikalarının sonucudur’
Sağlık sistemindeki çöküşün münferit değil, yapısal sorunlardan kaynaklandığını dile getiren Çiçek, “Yıllardır sürdürülen piyasacı sağlık politikaları, özel hastanelerdeki kâr odaklı yönetim anlayışı ve kamu hastanelerindeki işleyiş sorunlarının doğrudan sonucudur. Denetim mekanizmalarının etkisizliği, sağlık emekçileri üzerindeki baskılar ve kamusal sorumluluğun geri plana itilmesi, yurttaşların yaşamını doğrudan riske atan yapısal bir krizi derinleştirmiştir. Bu tablo, daha önce kamuoyuna yansıyan ‘Yenidoğan Çetesi’ vahşetinde de görülmüş; sağlığın metalaştırılmasının, hastanelerin ticarethane gibi işletilmesinin ve denetimsizliğin insan yaşamını nasıl hiçe saydığını tüm açıklığıyla ortaya koymuştur,” dedi.
İstanbul’da yaşanan bu olayların sağlık sistemindeki çöküşün en güncel ve çarpıcı örnekleri olduğunu vurgulayan Çiçek, “Sağlık hizmetlerinin kamusal, eşitlikçi ve insan odaklı bir anlayışla yeniden yapılandırılması, denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi ve benzer ihlallerin önlenmesi için acil adımlar atılması kaçınılmazdır. Bu bağlamda, herkesin eşit, erişilebilir, ücretsiz, anadilinde ve nitelikli sağlık hizmetine ulaşabilmesi için İstanbul’daki sağlık sorunlarının bütün boyutlarıyla araştırılması; yurttaşların yaşam ve sağlık hakkını koruyacak politikaların hayata geçirilmesi amacıyla Meclis araştırması açılması zorunludur. Kadın ve çocuk haklarını merkeze alan, eşitlikçi ve kamusal bir sağlık sisteminin tesisi ertelenemez. Halkın yaşam ve sağlık hakkının korunması için bu sorumluluk acildir” ifadelerini kullandı.