Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) ve Genç Feministler, eski polis Cemil Koç tarafından öldürülen Ayşe Tokyaz için Kadıköy’de bulunan Mehmet Ayvalıtaş Parkı’ndan Süreyya Operası’na kadar yürüyüş gerçekleştirdi.
“Ayşe Tokyaz için adalet” pankartını taşıyan kadınlar, “Kadınların gidenlere borcudur mücadele etmek”, “6284 uygulansın” “Kadınlar öldürülürken polis neredeydi” yazılı dövizler taşındı. Yürüyüş boyunca kadınlar, “Kadınlar ölürken polis neredeydi”, “Asla yalnız yürümeyeceksin”, “Kadın cinayetlerini durduracağız” , “Jin jiyan azadî” sloganları attı.
Süreyya Operası önüne gelen kadınlar burada basın açıklaması yaptı. Basın metnini kadınlar adına Genç Feministler’den Esra Dicle okudu.
Ayşe Tokyaz’ın öldürülmeden önce ve sonrasında yaşanan hak ihlallerini anımsatan Esra Dicle, “Kadına yönelik şiddet her geçen gün artıyor. Şiddette sınır yok. Yaşanan bu cinayetler cezasızlık politikasının bir göstergesidir. Cezasızlık politikası olmasaydı. Ayşe şuan aramızda olabilirdi. Biz yıllardır mücadele ediyoruz. 6284 uygulanmak zorundadır. 6284 devlet kadınları koruyamadığı için vardır” diye konuştu.
‘Failler ve işbirlikçilerden hesap soracağız’
İstanbul Sözleşmesi’nin önemine vurgu yapan Esra Dicle, şunları söyledi:
“Sadece faili cezalandırmak değil, faili önlemek, kadını koruma ve toplumsal cinsiyet eşitliğini ortadan kaldırmaktır. Kadınların öldürülmemesi için alanlardayız. Ayşe Tokaz’ın katledilmesi sonrası yaşanan hak ihlallerine dair sorumlular yargılansın. Failler ve işbirlikçilerden hesap soracağız.”
Cumartesi Annesi: Tüm cinayetlerin hesabı sorulsun
Ardından söz alan Cumartesi Annesi Hanife Yıldız, “Polis memuru ihraç ediliyor ve en lüks yaşamı yaşıyor. Ben 30 yıldır aynı acıyı paylaşıyorum. Bu vahşettir, katilliktir. Hep haksız hukuksuz bir şekilde basın mensupları da dahil herkesi zindana attınız. Ben tüm cinayetlerin hesabı sorulsun istiyorum” diye konuştu.
Ayşe Tokyaz’ın sınıf arkadaşları, faillerden hesap sorulmasını istediklerini belirterek, arkadaşları için adalet talebinden vazgeçmeyeceklerini söyledi.
‘Başka kadınlar ölmesin diye sesimizi yükseltelim’
7 Haziran 2024 yılında işkence ile öldürülen Sedef Güler’in annesi Gülizar Sezer ise şunları söyledi:
“Ben başka kadınlar ölmesin diye bir yıl yıldır sokaklardayım. Benim kızım katledildi başkaları katledilmesin. Ama faillerden hesap sorulmadığı için bugün yine buradayım. Benim kızım neden katledildi? Benim kızım iş görüşmesinde katledildi. Ve benim kızımı katleden fail mahkeme salonunda uyuşturucu baronu olmakla övündü. Nerede Adalet? Başka kadınlar ölmesin diye sesimizi yükseltelim, hesap soralım.”
Açıklama, alkışlar ve sloganlarla son buldu.
Hatay
Antakya Kadınlar Birlikte Güçlü de Antakya Köprübaşında açıklama yaptı.
Açıklamada basın metnini okuyan Sevilay Elmas, “Erkek-devlet işbirliğiyle katledilen Ayşe Tokyaz için isyandayız! Ayşe’nin katili yalnızca Cemal Koç değildir. Örgütlü erkek egemen anlayışa hakim devlet politikalarının temsilcileride Ayşe’nin katilidir” diyerek yaşananlara tepki gösterdi.
Ayşe Tokyaz’ı öldüren erkeğin eski polis olduğunu ifade eden Sevilay Elmas, failin bu şiddeti uygularken yalnız olmadığını, arkasında onu koruyan bir cezasızlık politikası olduğuna işaret etti.
Ayşe Tokyaz’ın can güvenliğinin, devletin açık ihmaliyle hiçe sayıldığını, emniyetin, 6284 sayılı kanunu uygulamadığını ve İstanbul Sözleşmesi’nin yaşatacağı bir kadın daha öldürüldüğünü belirten Sevilay Elmas, “Bu bir bireysel şiddet değil; patriyarkal devletin örgütlü suçudur” ifadelerini kullandı.
‘Bizler bu davanın takipçisiyiz’
Adalet yerini bulana kadar sokaklarda olacaklarını belirten Sevilay Elmas, şunları söyledi:
“Esra Tokyaz’ın tanıklığı açıktır: Polisler, Ayşe’yi korumamış, aksine kardeşinin ifadesini faile ulaştırmış, ihmali savunmakla kalmayıp kadına yönelik aşağılayıcı tutumlar sergilemiştir. Ayşe’nin yaşama hakkı, erkek egemen devlet aklı tarafından gasp edilmiştir. Bu bir ihmal değil, örgütlü bir suçtur. Bu cinayetin sorumlusu sadece Cemal Koç değil; onu koruyan, kollayan, soruşturmaları örtbas eden ve kadınların adalet arayışını bastırmaya çalışan tüm kamu görevlileridir. Bugün bir kez daha haykırıyoruz:Ayşe Tokyaz’ın ölümünde sorumluluğu bulunan tüm emniyet, ve diğer kurumlara mensup kamu personelleri ve yardım yataklık eden siviller için etkin soruşturma yürütülüp yargılanmalıdır. Cemal Koç derhal tutuklanmalı (sanırım tutuklu), kadın cinayetlerini meşrulaştıran cezasızlık politikalarına son verilmelidir. 6284 sayılı Kanun tüm kurumlarda etkin, bütünlüklü ve cinsiyet eşitliği perspektifiyle uygulanmalıdır. Türkiye, kadınların yaşam hakkını garanti altına alan İstanbul Sözleşmesi’ne yeniden taraf olmalı ve yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmelidir. Bizler bu davanın takipçisiyiz. Erkek-devlet şiddetini teşhir etmekten, adalet talebimizi yükseltmekten, kadınların güvende yaşayabildikleri bir dünya için mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Ayşe Tokyaz için adalet yerini bulana kadar sokaklarda, mahkemelerde, meydanlardayız.” (MA)