Kanada’da Liberal Parti’nin liderliğine seçilen Mark Carney Carney, yaptığı ilk konuşmada, ABD Başkanı Donald Trump’ın Kanada’yı “51. eyalet” yapma söylemlerine sert tepki gösterdi. “Amerika, Kanada değildir. Kanada hiçbir zaman, hiçbir şekilde Amerika’nın bir parçası olmayacak,” dedi. Ayrıca, ABD’nin Kanada’nın kaynaklarını, suyunu ve toprağını istediğini belirterek, ülkesinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü koruyacağını vurguladı.
Trudeau’nun istifası ve Liberal Parti’de değişim rüzgarı
Nisan 2013’ten beri Liberal Parti liderliği ve Kasım 2015’ten bu yana başbakanlık görevini yürüten Justin Trudeau, son dönemde parti içi artan memnuniyetsizlik ve düşük kamuoyu desteği nedeniyle istifa etmişti. Parti içindeki 24 milletvekili, “gelecek seçimlerde yenilgi endişesiyle” Trudeau’ya istifa çağrısında bulunmuştu.
Trump’a karşı nasıl bir yol izleyecek?
Carney, ABD’nin uyguladığı gümrük vergilerine karşı da sert bir duruş sergiledi. “Amerikalılar yanlış yapmamalı. Buz hokeyinde olduğu gibi, ticarette de Kanada kazanacak” diyerek, ülkesinin ekonomik çıkarlarını koruyacağını ifade etti. ABD Başkanı Trump’ın Kanada’yı “ABD’nin 51. eyaleti” yapma söylemleri ve uyguladığı gümrük vergileri, iki ülke arasındaki gerilimi artırmıştı.
Trump yönetiminin ticaret politikalarına karşı sert bir duruş sergileyen Carney, “Amerikalılar kaynaklarımızı, suyumuzu, topraklarımızı istiyor. Eğer bunu başarırlarsa, bizim yaşam şeklimizi yok edebilirler” diyerek Washington’a meydan okudu.
Trump’ın Kanada’ya uyguladığı gümrük vergilerine karşı “dolar bazında misilleme” yapacaklarını vurgulayan Carney, ülkesinin ABD’ye ekonomik bağımlılığını azaltması gerektiğini savunuyor. “Trump, Kanada’nın pes edeceğini düşünüyor ama bir zorbanın karşısında dik duracağız, geri adım atmayacağız” ifadeleriyle ekonomide sert önlemler alacağını ima etti.
Mark Carney kimdir?
Kanada’nın yeni başbakanı olmaya hazırlanan Mark Carney, kariyeri boyunca krizleri yönetmesiyle tanınan bir isim. İki farklı merkez bankasında başkanlık yapan ilk lider olarak dikkat çeken Carney, şimdi ABD Başkanı Donald Trump yönetimiyle karşı karşıya gelen Kanada ekonomisini yönlendirmek gibi belki de en büyük sınavıyla karşı karşıya.
Harvard ve Oxford mezunu olan Carney, kariyerine Goldman Sachs’ta yatırım bankacısı olarak başladı. New York, Londra, Tokyo ve Toronto’da finans merkezlerinde görev yaptı. Daha sonra Kanada Merkez Bankası’nda başkanlık yaparken 2008 küresel finans krizini yönetmesiyle büyük övgü topladı.
2013’te İngiltere Merkez Bankası başkanlığına getirilen Carney, üç yüzyıllık bankanın başına geçen ilk yabancı oldu. Brexit sürecinde İngiltere ekonomisini yönetirken aldığı kararlar nedeniyle “korku projesinin baş rahibi” olarak eleştirildi. 2020’de görevinden ayrıldıktan sonra Birleşmiş Milletler’de iklim finansmanı ve sürdürülebilir ekonomi üzerine çalışmalar yürüttü.
Carney’nin “karbon vergisi” gibi liberal politikaları, Kanada’daki muhafazakâr kesimlerden tepki çekse de ekonomik kriz yönetimi konusundaki deneyimi, Trudeau’nun istifası sonrası Liberal Parti’deki hızlı yükselişini sağladı.
