Güney Kore’de Choi Mal-ja, 18 yaşındayken ülkenin güneyindeki bir kasabada bir erkeğin saldırısına uğradı. Saldırgan, Choi’yi yere yatırıp nefes almasını engellemek için burnunu kapattı; Choi ise kendini kurtarmak için saldırganın dilinden 1,5 santimetrelik bir parçayı ısırdı.
Olayın ardından faile yalnızca “konut dokunulmazlığını ihlal” ve “tehdit” suçlarından iki yıl ertelenmek üzere altı aylık hapis cezası verilirken, tecavüze teşebbüsten yargılanmadı. Hayatta kalan Choi ise “ağır bedensel zarara sebebiyet vermek” suçundan iki yıl ertelenmek üzere 10 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Choi, 2017’de başlayan #MeToo hareketinden aldığı ilhamla temyiz sürecini başlatmak istedi. Alt mahkemeler, meşru müdafaayı destekleyecek kanıt bulunmadığı gerekçesiyle başvurusunu reddetti.
Ancak Choi pes etmedi; diğer cinsel şiddet mağdurlarının kendisinin yaşadığını yaşamamasını istedi. 2018’de dünya çapında etkili olan #MeToo hareketinden ilham alan Choi, kadın hakları örgütlerine ulaştı ve yeniden yargılama için başvurmadan önce yaklaşık iki yıl boyunca kanıt topladı. 2020’de yaptığı yeniden yargılanma talebi reddedildi, ancak Güney Kore’nin en yüksek mahkemesi geçen yıl yeniden yargılama emri verdi.
İlk duruşmada savcılar Choi’den özür diledi ve mahkemeden 61 yıl önceki ceza kararının bozulmasını talep etti. Busan Bölge Mahkemesi, Choi’nin eyleminin “haklı meşru müdafaa” olduğuna hükmetti. Avukatları, 61 yıl önce aldığı ceza nedeniyle gördüğü zararlar için devletten tazminat talep edeceklerini açıkladı.
Choi, bugün 79 yaşında olmasına rağmen kararın ardından kendisiyle aynı kaderi paylaşan mağdurlar için bir umut kaynağı olmak istediğini söyledi.
Güney Kore’de saldırganların dilini ısırarak kurtulan kadınların en az iki başka vakası daha kayıtlara geçti. 1988’de Andong’da ve 2020’de Busan’da yaşanan bu olaylarda mahkemeler, kadınların eylemlerini meşru müdafaa kapsamında değerlendirerek lehlerine karar verdi. (BBC)