• Ana Sayfa
  • Manşet
  • Kerkük–Banyas Boru Hattı: Bölgedeki enerji dengeleri değişiyor mu?

Kerkük–Banyas Boru Hattı: Bölgedeki enerji dengeleri değişiyor mu?

Hindistan Dışişleri Bakanlığı’na bağlı düşünce kuruluşu Indian Council of World Affairs’ın (ICWA) resmi sitesinde yayınlanan Stuti Gogoi imzalı makaleye göre, Irak ve Suriye 22 yıldır kapalı olan Kerkük–Baniyas boru hattını yeniden açmaya hazırlanıyor. Hat, Irak’a Avrupa’ya doğrudan bir petrol çıkışı, Suriye’ye ise kritik transit geliri sağlayacak; ancak maliyet, yaptırımlar ve bölgesel rekabet projeyi zorlaştırıyor.

Kerkük–Banyas Boru Hattı: Bölgedeki enerji dengeleri değişiyor mu?
  • Yayınlanma: 17 Kasım 2025 12:47
  • Güncellenme: 17 Kasım 2025 12:49

Stuti Gogoi 

Suriye ve Irak, Ağustos 2025’te Kerkük–Banyas boru hattını yeniden faaliyete geçirmek konusunda anlaştı. Son 22 yıldır atıl durumda olan bu hat, iki ülkenin ekonomisine ihtiyaç duyulan bir destek sağlayabileceği gibi Irak ve Suriye arasında daha yakın ilişkilerin kurulmasına da yardımcı olabilir. Boru hattı, Kerkük’ten Akdeniz’e uzanacağı için Suriye’ye transit ücreti geliri kazandıracak. Öte yandan Irak, bu hat sayesinde doğrudan Akdeniz’e ve oradan da Avrupa pazarına erişim elde edecek. Ancak yeniden faaliyete geçirme planı önemli zorluklarla karşı karşıya ve önünde zorlu bir süreç bulunuyor.

Giriş

11 Ağustos 2025’te Irak Başbakanı Şiya es-Sudani ile Suriye geçiş hükümeti Enerji Bakanı ve eski geçici hükümet başbakanı Muhammed el-Beşir, Bakan’ın Bağdat ziyaretinde Kerkük–Banyas boru hattının yeniden açılması konusunda anlaştı. Boru hattı ilk kez 1952’de inşa edildi ve 1980–1988 İran-Irak Savaşı da dahil olmak üzere birçok zorlukla karşılaştı. Boru hattı, 2003 Irak işgalinden beri hizmet dışı durumda. Yirmi yıl sonra hattın yeniden açılması kararı, hem Irak hem Suriye’deki büyük değişimler ve daha geniş Batı Asya jeopolitiği bağlamında alındı. Bu makale, boru hattının ne olduğunu, bugün neden önemli olduğunu ve yeniden faaliyete geçirilirken karşılaşabileceği zorlukları ele almaktadır.

Tarihsel arka plan

Kerkük–Banyas Boru Hattı 1952’de Irak’ın Kerkük vilayetinden Suriye’nin Banyas limanına uzanacak şekilde inşa edildi. O dönem hattın kapasitesi günde 300 bin varildi. Hattın uzunluğu, Kerkük’teki K1 pompa istasyonundan Suriye’deki Banyas’a kadar 800 kilometreden fazlaydı; Irak’ın Hadise kentindeki K3 pompa istasyonu ise transit merkez olarak işlev gördü. Kerkük’ü Lübnan’ın Trablus kentine bağlayan paralel bir hat daha bulunuyordu.

Ancak boru hattı birçok çatışmadan etkilendi ve Suriye’nin İran’ın yanında yer alması nedeniyle 1980’lerde İran-Irak Savaşı sırasında kapandı. Hattın çalışması 2000 yılında kısa süreliğine yeniden başladı; bu dönemde Irak, 1990 Kuveyt krizinin ardından getirilen BM yaptırımlarını delmeye çalışıyordu. Fakat hat, 2003’teki ABD işgali sırasında ağır hasar aldı ve o tarihten bu yana kullanım dışı kaldı.

Hattı yeniden açmaya yönelik girişimler oldu. 2007’de Rus enerji şirketi Gazprom hattı onarmak için teklif verdi. Ancak proje, mali nedenlerle 2009’a kadar ilerleme kaydedemedi ve yeni bir hat inşa etmek de fazla maliyetliydi. Eylül 2010’da iki yeni hat inşa edilmesi için plan yapıldı; ancak bu plan da rafa kaldırıldı. Son görüşmeler, Suriye’de Esad rejiminin devrilmesinin ardından 2024 sonunda başladı ve iki taraf Ağustos 2025’te hattın yeniden inşası için çalışmalara başlanması konusunda resmi olarak anlaştı.

Irak ve Suriye için önemi

Irak
Suudi Arabistan’dan sonra Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nün (OPEC) ikinci büyük üreticisi olan Irak, büyük ölçüde Basra Körfezi’nden geçen güzergâhlara bağımlıdır. Hürmüz Boğazı’nın dünya üzerindeki en hassas dar boğazlardan biri olması nedeniyle, burada yaşanacak herhangi bir kesinti Irak ekonomisi için büyük kayıplar anlamına gelmektedir. Irak gelirlerinin yaklaşık %90’ı petrol ihracatından gelmektedir. Bu açıdan Kerkük–Banyas Hattı, Irak’ın petrol ihracatı için kuzeye alternatif bir güzergâh sunabilir.

Kerkük–Ceyhan hattı daha önce Irak’a böyle bir alternatif sağlıyordu; ancak Irak–Türkiye ilişkilerindeki sorunlar nedeniyle bu hat da sık sık aksadı. Hat günde 450 bin varil ham petrol taşıyordu ve Irak’a güneydeki Basra ve Hür el-Amaya terminallerinin dışında bir çıkış sunuyordu. Ancak bu hat, Uluslararası Ticaret Odası’nın (ICC) 2023’teki tahkim kararı sonrası durdu; kararda Türkiye’nin, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin 2014–2018 arasında yaptığı petrol ihracatını yasadışı şekilde gerçekleştirdiği gerekçesiyle Irak’a 1,5 milyar dolar tazminat ödemesine hükmedildi. Ayrıca Irak ile Türkiye arasındaki bu hattı düzenleyen anlaşma Temmuz 2026’da sona erecek. Bu durum Irak’ın petrol satma seçeneklerini iyice daraltmış durumda. Kerkük–Banyas Hattı, Irak’ın ihracat güzergâhlarını çeşitlendirme çabası düşünüldüğünde önemli bir boşluğu doldurabilir.

Kerkük uzun süredir Irak hükümeti ile Kürt güçleri arasında anlaşmazlık konusu olan bir bölge. Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY), kenti en önemli kentlerinden biri olarak görmektedir; ancak 2017’de Irak ordusunun kontrolü ele almasından bu yana şehrin güvenliği Bağdat’ın denetimindedir. Buna rağmen Kerkük üzerindeki çekişme bitmemiştir; bunun en önemli nedeni bölgenin zengin petrol kaynaklarıdır. Kerkük–Ceyhan hattı KBY için ciddi bir gelir kaynağıydı. Kerkük–Banyas hattının yeniden açılması, Irak merkezi hükümetine KBY’ye karşı bir üstünlük sağlayabilir.

Suriye
İç savaştan önce Suriye enerji ihtiyacını büyük ölçüde kendi kaynaklarıyla karşılıyor ve petrol ihracatı devlet gelirlerinin %20’sini oluşturuyordu. Ancak uzun süren savaş sırasında önemli petrol ve gaz sahaları tahrip oldu. Ayrıca ABD destekli Kürt güçleri olan Halk Savunma Birlikleri (YPG) Suriye’deki petrol sahalarının bir kısmını kontrol altına aldı. Tüm bunlar Suriye’yi petrol ithalatına bağımlı hale getirdi.

Beşar Esad döneminde Suriye’nin petrol ihtiyacının büyük bölümünü İran karşıladı. Ancak Esad’ın devrilmesinin ardından İran bu desteği kesti ve 2011’den itibaren yaptığı petrol tedariki ve yatırımlar için 30–50 milyar dolar talep etti. Şaraa hükümeti ise bu ödemeyi reddetti ve İran’ın savaş sırasında verdiği zararlardan dolayı 300 milyar dolar tazminat istedi. Bu durum, Esad sonrası dönemde İran’ın Suriye üzerindeki etkisinin azaldığını da gösteriyor.

Yeni Şaraa hükümeti, Suriye’yi yeniden bölgesel ekonomik ve jeopolitik haritaya yerleştirmeye çalışıyor ve bu hedefte petrol önemli bir araç olarak görülüyor. Hükümet bazı petrol sahalarını geri alma konusunda ilerleme kaydetmiş olsa da Kerkük-Banyas hattı, Suriye’ye daha ucuz petrol ve ekonomik canlanma için hayati önem taşıyan transit gelirleri sağlayabilir. Ağustos’taki duyurunun ardından Suriye hükümeti, Eylül 2025’te Baniyas rafinerisinin 2026’da geniş çaplı modernizasyon geçireceğini açıkladı. Bu hat aynı zamanda Suriye’nin petrol ithalatında deniz yoluna aşırı bağımlılığını azaltacak.

Suriye’nin bir transit güzergâh olarak öne çıkması, ülkenin Akdeniz’e açılan kapı olarak taşıdığı jeopolitik önemi yeniden vurguluyor. Avrupa pazarı uzun süredir Irak petrolünün ana hedefi. 2024’te Yunanistan yaklaşık 5,4 milyar dolarlık Irak petrolü ithal ederek Avrupa’daki en büyük alıcı oldu. Bu, 2023’e kıyasla %21’lik bir artış anlamına geliyor.[xxii] İtalya da 2024’te Irak’tan 2,44 milyar dolarlık petrol ithal etti. Hattın yeniden açılmasıyla Irak’ın Avrupa’ya petrol ihracatı daha da artabilir; çünkü mesafe ve maliyet düşecektir. Böylece İspanya, Avusturya ve Sırbistan gibi ülkeler de Irak petrolüne daha kolay ve daha düşük maliyetle ulaşabilir. Suriye ise artan transit gelirinden ciddi ölçüde fayda sağlayacaktır.

Irak ve Suriye için boru hattı, sadece devlet düzeyinde değil ikili ilişkiler açısından da önem taşıyor. İran-Irak Savaşı sırasında Saddam Hüseyin, İran’ı desteklediği için Suriye ile ilişkileri kesmişti. İlişkiler 2006’da yeniden kuruldu ancak pürüzsüz ilerlemedi. Ahmed Şara’nın Suriye’de iktidara gelmesi Irak’ta başlangıçta kaygı yarattı; ancak geçiş hükümetinin şekillenmesiyle bu kaygılar azalmaya başladı. İki ülke 599 kilometrelik ortak sınıra sahip olduğundan daha yakın ilişkiler kurmaları kaçınılmaz. Kerkük–Banyas hattının yeniden canlandırılması, ortak kırılganlıkları azaltan bir adım olabilir.

Zorluklar

Kerkük–Banyas boru hattının yeniden faaliyete geçmesi için aşılması gereken ciddi engeller bulunuyor. Hattın yirmi yılı aşkın süredir kullanılmıyor olması nedeniyle altyapı en büyük sorunlardan biri. Onarımın büyük bir maliyeti var ve tahminlere göre 8 milyar dolara kadar çıkabilir. Her iki ülkenin de ekonomik açıdan zor durumda olması bu süreci daha da güçleştiriyor.

Bir diğer önemli zorluk, hem Suriye’yi hem Irak’ı etkileyen yaptırım rejimlerini aşmak. Suriye’ye yönelik yaptırımlar, ABD’nin girişimi ve Şara’nın göreve gelmesiyle kısmen hafiflemiş olsa da Irak’taki yaptırımlar aynı yönde ilerlememiştir ve oldukça karmaşık bir yapıdadır.

Kürt meselesi de göz ardı edilemez. Hat, Irak devletine Kerkük’ün petrolü üzerinde daha fazla kontrol sağlayacak ve bu durum KBY’nin ekonomik çıkarlarını tehdit edecektir. KBY, bağımsız petrol politikası yürütüyor ve Kerkük petrolünün önemli bir kısmını kontrol ediyordu; Kerkük–Ceyhan hattından elde edilen gelirler KBY için hayatiydi. Kerkük–Banyas hattının yeniden açılması, KBY’nin Kerkük üzerindeki ekonomik kontrolünü kaybetmesi anlamına gelir. Bu da Bağdat ile işbirliğini reddetme veya direniş gibi engeller yaratabilir.

Aynı zamanda Şara hükümeti, YPG’yi dengelemek ve petrol sahalarını geri almak zorunda kalacak. Suriye Kürtlerinin yaşadığı bölgeler boru hattının güzergâhında olmasa da Irak Kürtleri ile yaşanacak gerilim Suriye Kürtlerinin tepkisini etkileyebilir. Bu zorluk, İran’ın Irak’ın kuzeyindeki Haşdi Şabi bağlantılı gruplara özellikle Kataib Hizbullah’a verdiği destekle daha da derinleşiyor; bu gruplar hattın onarımını sabote edebilir.

Boru hattının faaliyete geçmesiyle Irak’ın petrolünü Basra Körfezi’nden çıkarma ihtiyacı azalacak. Bu da BAE ve Suudi Arabistan gibi Körfez ülkeleri için gelir kaybı anlamına gelebilir. Ayrıca Suriye’de yeni rejimin istikrarsızlığı ve ülkenin demokratik geleceğine dair belirsizlik de önemli bir risk.

Sonuç

Kerkük–Banyas boru hattının yeniden açılması, sadece bir altyapı projesi olmanın ötesinde jeopolitik bir mesaj niteliği taşıyor. Bu proje, Irak’ın ihracat güzergâhlarını çeşitlendirme, Körfez’deki dar boğazlara bağımlılığını azaltma ve Kerkük petrolü üzerindeki hâkimiyetini artırma çabasını simgeliyor. Suriye içinse daha ucuz petrol ve transit geliri, ekonomik toparlanmada hayati rol oynayabilir; ayrıca ülkenin Akdeniz enerji ağındaki yerini yeniden güçlendirebilir.

Bununla birlikte engeller büyük: 8 milyar dolarlık onarım maliyeti, yaptırımların getirdiği belirsizlikler, hem Irak hem Suriye’deki Kürt faktörü ve bölge ülkelerinin olası sabotajları projenin önünde duruyor.

Eğer proje başarıya ulaşırsa, ticaret yollarını değiştirebilir, bölgesel dengeleri yeniden şekillendirebilir ve Irak ile Suriye’ye dış politikada daha fazla stratejik alan kazandırabilir. Ancak bu, Şam ile Bağdat’ın iç çatışmaları yönetebilmesine, dış baskılara dayanabilmesine ve gerekli kaynakları temin edebilmesine bağlı. Bu açıdan Kerkük–Baniyas boru hattı, sadece bir petrol projesi değil; siyasi irade, devlet kapasitesi ve Batı Asya’daki güç dengeleri için bir sınav niteliği taşımaktadır. Bunun yanında Avrupa’nın da siyasi ve finansal olarak projeye yatırım yapma isteğini test edecektir.