Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) üyesi kadınlar, 2026-2027 yıllarını kapsayacak 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmeleri öncesi taleplerini düzenledikleri basın toplantısıyla duyurdu. KESK Kadın Sekreteri Döne Gevher tarafından okunan açıklamada, sendikanın toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alan bir sözleşme talep ettiği vurgulandı.
Açıklama sırasında KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak ile sendikaların kadın MYK üyeleri de hazır bulundu.
‘Kadınların temsiliyeti şart’
Açıklamada, iş yerlerinde cinsiyete dayalı şiddet, ücret eşitsizliği ve ayrımcılıkla mücadelenin, kadınların toplu sözleşme süreçlerinde temsil edilmesiyle mümkün olduğu belirtildi. Döne Gevher, “Toplu iş sözleşmelerinin kapsamının genişlemesi, cinsiyet eşitliği konusuna da yer vermesi için mücadele ediyoruz” dedi.
Talepler
KESK’li kadınların talepleri şöyle sıralandı:
“* Mevzuatta cinsiyet eşitliğini sağlayıcı ve destekleyici kanunlar olmalı, bu kanunların gereği yerine getirilmeli ve çalışma yaşamını düzenleyen kanunlarda da bu doğrultuda düzenlemeler yapılmalıdır.
* Bakanlıklarda Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonları olmalı ve toplu sözleşmelerde bu komisyonlar da temsil edilmelidir.
* Kadınların yönetim düzeylerinde yer almaları sağlanmalıdır.
* Okullarda müfredat toplumsal cinsiyet eşitliği esas alınarak yeniden düzenlenmeli, tüm kurumlarda ve iş yerlerinde toplumsal cinsiyet konusunda meslek içi eğitimler verilmelidir.
* Genel anlamda ev ve bakım (çocuk, yaşlı, hasta vb.) sorumluluklarını yalnızca kadına yükleyen anlayıştan uzaklaşılmalı, uygulamada ve zihniyette bu anlayışı ortadan kaldırmaya yönelik politikalar geliştirilmelidir.
* Engelli kadın kamu emekçi istihdamı artırılmalı ve bunun adımlarından biri olarak da engelli kız çocuklarının eğitime erişimi kolaylaştırılmalıdır.
* Uygulamada keyfiliğe yer vermeyecek şekilde ücretli 2 gün regl izni hakkının sağlanmasına yönelik düzenlemeler yapılmalıdır.
* Daha fazla ve nitelikli kamu hizmetini, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını ve bakım emeğinin paylaşılmasını gündemine alan bir sosyal politika ve bütçeleme çerçevesi oluşturmalıdır.
* Doğum öncesi ve sonrasında izinler ebeveyn ve çocuklar lehine düzenlemeli, doğum öncesi 8, doğumdan sonra 24 hafta analık izni ve sonrasında 6’şar ay devredilemez ebeveyn iznine yönelik düzenlemeler yapılmalıdır.
* Kadın erkek fark etmeksizin ve istihdam biçimine bakılmaksızın en az 50 çalışanın olduğu işyerlerinde, tüm çalışanların yararlanacağı ücretsiz, nitelikli, anadilinde ve 7/24 hizmet veren kreşler açılmalıdır.
* Kadınların güvenli ve güvenceli çalışması sağlanmalı, cinsiyet temelli şiddeti ve yoksulluğu engelleyecek tedbir ve önlemler almaya dönük sosyal politikalar yapılmalı ve derhal hayata geçirilmelidir.
* İstanbul Sözleşmesi’nin feshi iptal edilmeli, 6284 Sayılı Kanun etkin bir biçimde uygulanmalıdır.
* Nüfusu 50 bini geçen belediyelerde şiddete ve istismara uğrayan kadın ve çocuklar için sığınma evleri açılmalı, bu hizmetlerden trans kadınların da yararlanması sağlanmalıdır.
* Mobbinge, şiddete, tacize ve istismara uğrayan kadın emekçilerin tayin ve yer değişikliği talepleri herhangi belge ibrazı istenmeksizin kabul edilmelidir.
* ILO’nun 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi onaylanmalı, cinsiyet eşitliğinin sağlandığı bir çalışma ortamı sağlanmalıdır.
* Kadın ve kız çocuklarının yoksulluktan kaynaklı oluşabilecek sağlık sorununu önlemek amacıyla regl dönemlerinde kullandığımız ürünlerdeki vergiler kaldırılmalı, bu ürünler kamu kurumlarında ücretsiz ulaşılabilir olmalı, her kadının 45 yaşına kadar ücretsiz HPV aşısı olabilmesi sağlanmalıdır.
* Kadın emekçilerin tarihsel mücadelesine saygı gereği 8 Mart resmî tatil olmalı ve TİS’te tanınmalıdır.”
Toplu sözleşme sürecinde kadınların eşit temsiliyetinin sağlanmasını ve cinsiyet temelli ayrımcılığın son bulmasını isteyen KESK’li kadınlar, bu taleplerin takipçisi olacaklarını vurguladı.
Bütün işçileri erkek sanıyorlar: Kadın işçilerin talepleri TİS masalarında neden yok?