KESK üyeleri, Sayıştay’ın giysi yardımlarıyla ilgili kararına karşı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasına Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası (ESM), Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) ile Tarım ve Ormancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası (TARIM ORKAM SEN( üyeleri de yer aldı.
KESK Eş Başkanı Ahmet Karagöz, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın kapısında açıklama yapmalarına izin verilmemesine tepki göstererek, “Bugün burada kamu emekçilerinin giyim hakkı ile ilgili bir açıklama gerçekleştirmek üzere gelmiştik ancak gördüğümüz ilk şey kamu emekçilerinin önüne bariyer örüldüğünü görüyoruz. Bunu şiddetle kınadığımızı ifade etmek isterim” dedi.
Ayrıca Karagöz, SZC TV’ye verilen 10 günlük ekran karartma cezasını da eleştirerek “Biraz önce bize ulaşan bir habere göre halkın haber alma özgürlüğü bir kez daha engellendi. SZC TV ekranının 10 gün süreyle karartıldığını duyduk. Bu tür tutumları kınıyoruz” ifadelerini kullandı.
Karagöz, 1 Ağustos’ta başlayacak olan toplu iş sözleşmeleri öncesinde eylemler düzenleyeceklerini ve bugünkü açıklamanın ilk eylemleri olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“1 Ağustos’ta başlayacak TİS sürecinin ilk eylemini gerçekleştiriyoruz. Geçinemiyoruz diyen milyonların sesi olmaya devam edeceğiz. İktidarın ve Mehmet Şimşek in programı işliyor ancak işleyen bu program karşısında milyonlar aç, milyonlar işsiz, milyonlar sefaleti yaşıyor. Sayıştay’ın son kararında, başta DSİ olmak üzere birçok kurumda fiilen yapılan giyim yardımı ödemelerinin hukuka aykırı olduğu belirtilmiş; bu ödemelerin yalnızca Teknik Hizmetler Sınıfı’na ve toplu iş sözleşmesi (TİS) hükümlerine uygun şekilde, ayni olarak yapılması gerektiğine hükmedilmiştir.”
‘Giyim yardımı ödemelerinin faiziyle birlikte alınması öngörülmekte’
“Bu kararla birlikte, geçmişte yapılan giyim yardımı ödemelerinin kamu emekçilerinden faiziyle birlikte alınması öngörülmekte. Ancak unutulmamalıdır ki; bu ödemeler kamu emekçilerinin kusurundan kaynaklanmamaktadır. Yerleşik içtihatlar ve mevzuata göre, bu tür ödemeler 60 gün içerisinde rücu edilmediği taktirde tahsili hukuken de mümkün değildir. KESK ve bağlı sendikalar olarak bu hukuksuz rücu girişimlerine karşı duracağımızı, çalışanların haklarını kararlılıkla savunmaya devam edeceğimizi kamuoyuyla bir kez daha paylaşıyoruz.”
‘Bu durum asla kabul edilemez’
“TİS hükümlerinde yer alan koruyucu giyim yardımı, uluslararası anlaşmalar ve iş sağlığı güvenliği mevzuatı gereğince KİT’lerde çalışan teknik personele verilmek zorundadır. Ancak Memur-Sen, bu hakkı sanki kendi kazanımıymış gibi lanse etmekte, daha da kötüsü bu yardımı kurum yöneticileri ile birlikte keyfi biçimde dağıtarak, adeta bir rüşvet aracı haline getirmektedir. Şimdi de bu hukuksuz uygulamanın bedeli kamu emekçilerine yüklenmek istenmektedir. Bu hukuksuz her türlü girişimlerin karşısında, emekçilerin yanında olacağımızı belirtmek isteriz. Bu durum asla kabul edilemez. Bu ödemelerin muhatabı; TİS’e imza atan yandaş konfederasyon Memur-Sen’in yöneticileri ve kurumların yöneticileridir. “
‘Kurum yöneticilerinin gecikmeden bu ödemeleri gerçekleştirmesini talep ediyoruz’
“Önümüzde yeni bir TİS süreci bulunmaktadır. İktidar ve yandaş sendikalar, fiili olarak yıllardır uygulanan ve kazanılmış hak haline gelen giyim yardımını, tüm kamu çalışanlarını kapsayacak ve günümüz ekonomik şartlarına uygun biçimde TİS’e dahil edilmek zorundadır. Ayrıca, mevcut TİS’te koruyucu giyim yardımı hakkı bulunan teknik hizmetler sınıfı personeline bu hakkın ödenmesini engelleyen yandaş konfederasyonların bu tutumdan derhal vazgeçmesini, kurum yöneticilerinin ise gecikmeden bu ödemeleri gerçekleştirmesini talep ediyoruz.”
‘Sendikaya üye olun’ çağrısı
“Danıştay 10. Daire Başkanlığı içtihat kararına göre; çek, kupon ve benzeri yöntemlerin uygulanması amacıyla 3. kişilere yapılan ödemenin nakdi değil, ayni olarak yapılması gerektiği açıkça belirtilmiştir. Kurum yöneticileri daha fazla mazeret üretmeyi bırakmalı, her dönem TİS masasında talebimiz olan teknik hizmetler sınıfındaki personelin koruyucu giyim yardımı ödemesini derhal yapmalıdır. Bu zihniyet veya akılsızlık, kamu emekçilerini açlığa, yoksulluğa, sefalete mahkum etmektedir. Dolayısıyla burada geçinemeyen milyonlarca kamu emekçisine bir kez daha sesleniyoruz; yapacağınız ilk iş bu konfederasyonlardan istifa ederek haklarınızı alanda, iş yerlerinde temsil eden sendikalara üye olmak olsun.”
‘İş kazalarının sorumluluğu kurum temsilcilerine ait olacaktır’
“Koruyucu giyim yardımı sağlanmadan hiçbir personel, tehlikeli işlerde ve zorlu arazi koşullarında çalışmaya zorlanamaz. Aksi durumda yaşanacak tüm iş kazalarının sorumluluğu kurum temsilcilerine ait olacaktır. İktidarı ve yandaş sendikayı uyarıyoruz.”
‘Şimşek bütçeyi yönetemiyor’
“Hazine ve Maliye Bakanı olan Mehmet Şimşek bütçeyi yönetemiyor. Bakanlığı yönetemiyor. Yaptığı tek şey; kamu çalışanlarının üç kuruşluk giyim yardımına göz koymak. Bu tutumu, bu davranışı esefle kınıyoruz. Mehmet Şimşek’in ekonomik programı çerçevesinde uygulanan politikaların iflas ettiği açıktır. Giyim yardımı, servis hizmetlerinin kaldırılması, lojmanların satışı gibi bütçeye çok az yük getiren hakların hedef alınması; ekonomik krizin faturasının kamu emekçilerine kesildiğini göstermektedir. TÜİK’in sahte enflasyon verilerine rağmen artan bütçe açığı kapatılamamış; saray ve bakanlıklar ise şatafattan asla vazgeçmemiştir. Bu nedenle, tüm kamu emekçilerini mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.”
‘TİS görüşmeleri, etkisiz sendikalara bırakılamayacak kadar önemlidir’
“Ağustos ayında başlayacak ve 2026-2027 yıllarını kapsayacak TİS görüşmeleri, etkisiz ve yandaş sendikalara bırakılamayacak kadar önemlidir. Bu süreç, yandaş sendikaların emekçilerin hakkını savunmak bir yana, imza attıkları sözleşmelerin Anayasa’ya, yasalara ve kamu yararına uygun olup olmadığını bile anlayamayacak durumda olduklarını bir kez daha bu uygulamayla ortaya koymuştur. Sarı sendikaların, ağustos ayında Mehmet Şimşek’in programına uygun bir zam oranına rıza gösterecekleri ise aşikârdır. Açlığa, yoksulluğa, sefalete, güvencesizliğe asla kamu emekçileri rıza göstermeyecektir. Bunun için de dün olduğu gibi bugün kamu emekçilerinin sesi olmayı sürdüreceğiz.”
‘Ek ve yan ödemeleri mutlaka temel ücrete dahil edilmelidir’
Kamu emekçilerinin taleplerini sıralayan Karagöz, şöyle devam etti:
“KESK olarak taleplerimizi bugünden iletmek istiyoruz: 4688 Sayılı Sendikalar Kanunu bir an önce değiştirilmelidir. Grev hakkı içeren gerçek bir toplu sözleşme süreci tesis edilmelidir. Yoksulluk sınırı üzerinde ücret, güvenceli istihdam ve demokratik bir çalışma yaşamı sağlanmalıdır. Kamu hizmetleri halktan yana olmalı, temel gelir güvencesi sağlanmalıdır. Vergide adalet sağlanmalı, az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmalıdır. Siyasal iktidar attığı her adımın, çıkarttığı her yasanın da kamu emekçilerinin aleyhinde olduğunu biliyoruz. Çıkarttıkları yasa ile aslında kamu emekçilerinin emeklilik hakkının elinden alındığı bir süreci yaşıyoruz. Bugün 65 yaşını doldurmayan hiçbir kamu çalışanı arkadaşımız emekli olamıyor çünkü kamu emekçilerinin maaşını oluşturan ek ve yan ödemeler temel ücrete dahil edilip bunun üzerinden bir emeklilik işlemleri gerçekleştirilemiyor. Dolayısıyla buradan bakanlığa sesleniyoruz; kamu çalışanlarının maaşını oluşturan ek ve yan ödemeleri mutlaka temel ücrete dahil edilmelidir. 14-28 Mayıs seçim sürecinde Sayın Cumhurbaşkanı, mülakatı kaldıracağını ifade etmişti ancak mülakat rüşvet aracı olarak bugün siyasal iktidar eliyle kullanıldığı bir süreç yaşıyoruz. Ve bir kez daha ifade ediyoruz; emeğin haklarını savunmak ve insanca bir yaşam için alanlarda olmayı sürdüreceğiz. Hep birlikte daha güçlü, daha adil bir gelecek için mücadelemizi sürdüreceğiz. Yaşasın KESK, yaşasın örgütlü mücadelemiz.” (ANKA)