• Ana Sayfa
  • Manşet
  • Komisyon toplantısı bitti: ‘Meclis’e sağlam bir raporu çerçeve olarak sunacağız’

Komisyon toplantısı bitti: ‘Meclis’e sağlam bir raporu çerçeve olarak sunacağız’

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu toplantısının kapanış konuşmasını yapan Numan Kurtulmuş, “Yasal düzenlemeler ve diğer düzenlemeler başta olmak üzere, demokratikleşme, hukuk devleti konusundaki beklentilerimizi de ifade ederek sağlam bir raporu Meclis’e çerçeve olarak sunacağız” dedi.

Komisyon toplantısı bitti: ‘Meclis’e sağlam bir raporu çerçeve olarak sunacağız’
Komisyon toplantısı bitti: ‘Meclis’e sağlam bir raporu çerçeve olarak sunacağız’
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 24 Eylül 2025 17:53
  • Güncellenme: 24 Eylül 2025 18:13

Kürt meselesinin demokratik çözümü için başlatılan süreç kapsamında kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, 12’nci toplantısını yaptı.  İki oturum şeklinde düzenlenen toplantıda düşünce ve araştırma kuruluşları aktarım yaptı.

Yapılan aktarımlarda, toplumsal araştırmalarda öne çıkan konuların sürece yönelik desteğin yüksek ama adımların gecikmesinden kaynaklı güvensizliğin olduğuna işaret edilirken kamuoyunun sürecin yasal adımlarının gerçekleşmesini beklediği vurgusu yapıldı.

İkinci oturumun devamında konuşan Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Başkanı Dr. Kadir Temiz, dünyada bir ara dönemin, bir geçiş döneminin yaşandığına dikkat çekerek, şunları söyledi:

“Bunu uluslararası ilişkiler literatürü çalışan, yine siyaset bilimi ve güvenlik meseleleriyle uğraşanlar, birer ‘power transition’ dediğimiz daha güç teorisi üzerine çalışanlar bu yapısal ve jeopolitik teorilerin yeniden tozlu raflardan çıktığına şahit oluyor. Bunlar özellikle soğuk savaş sonrası süreçte aslında raflara yerleştirilmişti. O dönemde daha liberal teoriler, idealist normatif perspektifler, Avrupa Birliğinin kalkınmacı ve ekonomik entegrasyona dayanan dünya ya da bölgesel düzeni; bunların hepsi aslında birer normatif vaat ve küresel düzene dair yapılan tekliflerdi ancak aradan geçen yaklaşık 35 yıl soğuk savaş sonrası kurulmaya çalışılan düzene dair çok kapsamlı yapısal bir eleştiriyi de ortaya çıkardı. Nitekim bu 35 yıl gerek bölgesel gerek küresel sorunlara bir çare üretemedi. Ayrıca bu teoriler gündem dışı kalmaktadır. Kanaatimce, Batı merkezli siyasal, ekonomik, sosyolojik normatif değerler ilk defa Batı dışı alternatifleri tarafından ciddi bir sınamaya tabi tutulmakta. Bu sınama Avrupa içi veya kadim Ortadoğu’dan gelmiyor, Asya’nın doğusundan, en doğusundan, Çin’in yükselişi ve onun ürettiği yeni bir ekonomi politik küresel orta sınıfın, kapitalist üretim-tüketim mekanizmalarıyla genişleterek dünya kaynaklarının artık yeni bir baskıyla yeniden dağıtımını gerekli kılıyor. Bu durum ortaya melez bir yapı da çıkardı: Bir yandan yaklaşık iki yüzyıllık Batı modernitesinin ürettiği küreselleşmenin tıkanması ama bütün kurumları ve değerleriyle diğer yandan bunun karşısında kapsamlı bir model veya alternatifin çıkmaması durumu. Küreselleşmenin karşısına yerellik çıktı diyebiliriz.” 

 ‘Kamuoyuna şeffaf ve aşamalı bir yol haritası sunulmalı’

Sürecin sürdürebilir olması açısından, toplumsal hafızaya ve mağduriyetlere karşı duyarlı olunması gerektiği vurgusunu yapan Temiz, şöyle devam etti:

“Çünkü bizim de gözlemlediğimiz üzere sürecin sürdürülebilirliği özellikle Irak’ta 2003 yılından bu yana kurulmaya çalışılan düzenden bağımsız okunamaz. Hakeza Suriye’de Kürt sorunu hiçbir şekilde hem Baas rejimi hem de geçtiğimiz on yılda şahit olduğumuz iç savaşta yaşanan travmatik gelişmeler olmadan açıklanamaz. Dolayısıyla yerel dinamikler her ülkede farklı ekonomik, sosyal ve kültürel durumlar ortaya çıkarmış durumda ve bunun toplumsal boyutları da hesaba katılarak farklı bölgelerde farklı çalışmalar yapma zaruriyeti bulunmaktadır. Tabii, son olarak, şeffaf ve aşamalı bir yol haritası aslında kamuoyuyla bir an önce paylaşılmalı. Bu bahsettiğim kamuoyu, sadece Türkiye kamuoyu değil, bugün Irak, özellikle Kuzey Irak’taki kamuoyu ve Suriye kamuoyu da bu süreç hakkında bir geri bildirim beklemektedir; hem içeride hem bölgede beklentileri yönetmek için açıklık ve netlik sağlanmalıdır.”

‘Hukuka dayalı bazı haklar var’

Ardından söz alan, Genar Araştırma Başkanı İhsan Aktaş ise komisyonun öncelikli olarak hukuki sorunları ele alması gerektiğine işaret ederek, “Bazı konular, hukuka dayalı bazı haklar meselesi var. Eğer pratikte bazı hukuki sorunlar çözülürse bunun yansımalarının çok olumlu olacağını düşünüyorum. Devletin aslında teknik olarak atacağı adımlar var fakat artık yeni anayasa hukuk toplumuna geçiş ve bir aşama sonrası da rıza toplumuna geçiş temelinde oluşturulması lazım. Türkiye’nin ortaya koyacağı büyük vizyon, güçlü demokratikleşme ve kardeşlik bağının güçlendirilmesi belki de geleceğe dönük bir vizyon koymak geçmişe dönük birçok sorunu da kendiliğinden çözülecektir” ifadelerini kullandı.

‘Sağlam bir raporu Meclis’e sunacağız’

Komisyonun dinlemelerden sonra doğru bir istikamette ilerlediğini belirten Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş ise toplantı sonrası yaptığı kapanış konuşmasında, “Başlangıç ile bugün geldiğimiz nokta arasında olumlu anlamda çok büyük farklar olduğunu görüyorum ve bu meselenin en kısa süre içerisinde bitirilmesi için de sağlam bir iradenin Komisyon üyelerimizin tamamında var olduğunu görüyorum. İnşallah bu süreci de en kısa süre içerisinde tamamlayarak Meclis Genel Kuruluna sağlam bir raporu; bu Komisyonun çerçevesi, yasal düzenlemeler, diğer düzenlemeler başta olmak üzere, demokratikleşme, hukuk devleti konusundaki beklentilerimizi de ifade ederek sağlam bir raporu Meclise çerçeve olarak sunacağız” dedi.

 ‘Toplumsal rızanın artırılması’

Yapılan aktarımların çok önemli tespitler olduğu vurgusunu yapan Kurtulmuş devamla şunları kaydetti:

“Olumsuz tespitlerimizi de bir kenara bırakmayı tavsiye ediyorum. Bunlardan bir tanesi de çok güçlü bir sürece destek olmakla birlikte, duyguların aynı şekilde güçlü olmadığı ve birtakım tereddütlerin var olduğu şeklinde yaklaşımlar var. Bunları da çok fazla dile getirmemek gerektiğini düşünüyorum. Böylesine bir sürece Türklerin ve Kürtlerin kahir ekseriyetinin destek vermiş olması; rakamlar, arkadaşlarımızın rakamları değişmekle birlikte, aşağı yukarı dörtte 3’ün üstünde bir desteği ortaya koyuyor. Bu, önemlidir, rızanın artırılabilmesi ise sadece tek başına bu Komisyonun yapabileceği bir iş değildir. Siz değerli arkadaşlarıma da temsil ettiğiniz kurumlar dolayısıyla söylüyorum, sizlerden de özel ricamız; buraya gelen sivil toplum kuruluşlarımızın, burada bu sürece katkı sunan, ‘Evet, bu iş burada gerçekleşmelidir, bitmelidir, vakti gelmiştir’ diyen arkadaşlarımızın hepsinin kendi çevrelerinde bu olumlu görüşlerini paylaşmaları ve toplumsal rızanın artırılması için kanaatlerin gelişmesini sağlamasını temenni ediyoruz.”

Kürtlerin temel beklentisi 

“Burada birkaç arkadaşımız da ifade etti. Özellikle Kürt vatandaşlarımızın en temel beklentilerinden biri Kürt kimliğiyle ilgili tereddütlerin ortadan kalkması. Zaten kimliğine sahip çıkıyor ama aynı zamanda. Bunun yanı sıra en az 3-4 arkadaşımız ifade etti; Türkiye’ye aidiyetin de Kürtlerin nezdinde çok yüksek oranda olduğunu biliyoruz, en büyük güvencemiz de burasıdır. Eğer zaten böyle olmasaydı elli yıl devam eden bu süreç bugün Türkiye’yi başka bir yere getirirdi. Yine aynı şekilde, biz, PKK’nın silah bırakmasıyla birlikte başlayan bu sürece paralel olarak, bölge ülkelerimizin, komşu ülkelerimizin hepsinde de Türklerin, Kürtlerin, Arapların, Ezidilerin, Sünnilerin, Şiilerin, Alevilerin hep beraber güçlü bir gelecek inşa etmesi üzerinde durmak zorundayız. Şunu da ifade etmek isterim: Tarihî analizleri yapabiliriz. Bizim Doğu toplumlarının çok sevdiği bir şey geçmişi çok konuşmaktır. Geçmişi konuşabiliriz, bugünü de gayet güzel analiz edebiliriz ama esas mühim olan şey çok kuvvetli, güçlü bir geleceği birlikte nasıl kuracağımızın iradesini ortaya koyabilmektir.”

Komisyonun haftaya gerçekleştireceği toplantılarında gençlik ve kadın kurumlarını dinlemesi beklenirken henüz tarih ve saati ise netleşmedi. (MA)

Komisyonun 12’inci toplantısı | Kurtulmuş: Dinleme sürecinin sonuna gelindi