Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Meclis Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında yarın bir araya gelecek Meclis komisyonu hakkında açıklamalarda bulundu.
Komisyonun adı ne olacak?
Kürt sorunun çözümü bağlamında devam eden süreç kapsamında kurulması beklenen komisyona işaret eden Gülistan Kılıç Koçyiğit, tüm siyasi partilerin komisyonda yer almasını istediklerini söyleyerek, bu yönlü çağrısını yineledi.
Komisyonun isminin ne olacağına dair soruyu da yanıtlayan Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Bir komisyon adı formülasyonuna biz de sıcak bakarız. Aslında Meclis Başkanı’nın bu konuda bir formulasyonu var. Bize de ilettiler. Muhtemelen yarın bunu komisyon toplantısında da dile getireceklerdir. Öyle bir fomülasyon sanırım bizi de tatmin eder” dedi.
‘Komisyonun kapalı olması şeffaf olmayacağı anlamına gelmiyor’
Komisyonun henüz kurulmadığını ancak komisyona ilişkin usul ve esasların ne şekilde olacağına dair AK Partililerin sarf ettiği sözlerin doğru bulmadıklarını belirten Gülistan Kılıç Koçyiğit, şunları söyledi:
“Sonuçta komisyon var, komisyonun bir hukuku var ve komisyon bunu kendisi karar altına alacaktır. Tabii ki her partinin kendi görüşü ya da önerisi orada olacak ve bir mutabakat sağlanacağına inanıyoruz. İşin doğası gereği şöyle bir şeyi kabul etmek zorundayız: yüzde yüz basına kapalı, yüzde yüz basına açık bir formülasyon çok mümkün görünmüyor. Sonuçta bazı bilgilendirmeler olacak. MİT gelecek bilgilendirecek, belki Milli Savunma gelecek bilgilendirecek. O anlamıyla kapalı olmasının daha faydalı olacağı bölümleri, kesimleri illa ki olacaktır. Ama bu şeffaf olmayacağı anlamına gelmiyor.
Burada komisyonun kapalı ya da açık olmasından ziyade sürecin şeffaf olması, topluma anlatılması çok daha kıymetlidir. O anlamıyla günün sonunda kapalı olma kararı da alınabilir. Ama toplumun üzerinde mutabakata varılmış şekilde bilgilendirilmesi; bütün komisyon bileşenleri ya da komisyon sözcüsü, Meclis Başkanı tarafından toplumun bilgilendirilmesinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Yoksa komisyonu gündelik ‘o bunu dedi, bu onu dedi’, ‘o komisyonda şöyle yaklaştı’ gibi polemiğe çeken tartışmaları kamuoyuna yansıtmak, kamuoyunun da kafasını karıştıran bir tarzın çok sonuç alıcı olmayacağını biz de belirtmek isteriz.”
***
Gülistan Kılıç Koçyiğit, basın toplantısında güncel gelişmelere ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.
‘TÜİK’in adı İktidar İstatistik Kurumu olarak değişmeli’
TÜİK’in açıkladığı enflasyon verilerine de değinen Gülistan Kılıç Koçyiğit, kimsenin bu verilere inanmadığını söyledi. Gülistan Kılıç Koçyiğit, “TÜİK’in bir amacı var. Bu rakamları açıklarken, bu rakamlar üzerinden oluşacak enflasyon oranlarına dar gelirliye, asgari ücretliye zam yapılıyor. Onun için TÜİK’in olabildiğince enflasyonu aşağı çekmesi ve enflasyonu düşük göstermesi gerekiyor. TÜİK’in adının artık değişmesi gerekiyor. İktidar İstatistik Kurumu olarak adlarını değiştirebilirler. İktidarın ihtiyaçlarına göre istatistik kurumu olarak adlarını değiştirebilirler. Çünkü hiç geçerliliği, tutarlılığı yok. Israrla söylediğimiz halde, mahkemeye verildiği halde TÜİK enflasyon sepetini açıklamıyor ama sürekli çok aşağıda bir enflasyon var. Markette gerçekler bambaşka. Sanırım bir süre daha hayal satmaya devam edecek TÜİK” ifadelerini kullandı.
Sahte diploma soruşturması: Denetleme mekanizmasının çökmesiyle karşı karşıyayız
Devlet kurumlarında çalışan pek çok kişinin diplomasının sahte çıkmasına da değinen Gülistan Kılıç Koçyiğit, şöyle konuştu:
“Sahte diplomalı hukukçular, sahte diplomalı akademisyenler, sahte diplomalı inşaat mühendisleri, diş doktorları, hatta bazı iddialara göre sahte diplomalı siyasetçiler olduğunu görüyoruz. Böyle bir ülkede hangimizin hukuk, yaşam ve sağlık güvenliğinden söz edebiliriz ki? Bu ülkede milyonlarca genç çalışıp çabalıyor, dirsek çürütüyor. Velileri en zor koşullarda onlara özel ders aldırarak bir şekilde üniversiteye gitmelerini sağlıyor. Sonrasında büyük bir KPSS maratonuyla işe girmeye çalışıyorlar. Ama o üniversiteye emek verip giren ve mezun olan gençler, bugün üç harfli mağazalarda, marketlerde kasiyerlik yapıyor. Açlık sınırının altında çalışıyor, yorgunluktan bayılıyorlar.
Buradan ne anlaşılıyor? Açık ve net bir şekilde, hukuk devleti ve bağımsız, tarafsız yargı ilkesinin ortadan kalktığını görüyoruz. Parlamentonun yürütme üzerindeki denetim yetkisi fiilen ortadan kaldırılmış durumda. Kuvvetler ayrılığı, denge ve denetleme mekanizmasının çökmesiyle karşı karşıyayız.”
Sahte diploma soruşturması: Devlet kurumlarının dijital sistemleri nasıl aşıldı?
