Tarımsal sulamanın da arttığı bu dönemde, nehirdeki su seviyesi kritik düzeylere geriledi.
Akışın yavaşlaması ve su seviyesinin düşmesiyle Sarayiçi bölgesine geçişi sağlayan Kanuni Köprüsü ile Yalnızgöz Köprüsü çevresinde su akışının durduğu gözlendi.
Nehir yatağının su kalan bölümleri yosun ve otlarla kaplandı.
Su seviyesinin düşmesiyle nehre atılan çöpler de gün yüzüne çıktı.
Devlet Su İşleri Suakacağı İstasyonu’nda yapılan son ölçümde, Tunca Nehri’nin debisi saniyede 5 metreküp olarak kaydedildi.
Meriç Nehri’nde de su seviyesinin düştüğü gözlendi, nehrin debisi Kirişhane İstasyonu’nda 43 metreküp/saniye olarak ölçüldü.
Kent sakinlerinden Volkan Ağaoğlu, AA muhabirine, son yılların en kurak ve sıcak yazının yaşandığını söyledi.
Edirne’nin susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını belirten Ağaoğlu, “Nehirleri daha önce hiç bu kadar kurak görmemiştim. Kuraklık ve sıcaklık giderek artıyor. Yağışlar çok az. Doğanın tahrip edilmesi, yer altı sularının bilinçsiz kullanılması, sulu tarımın fazla yapılması ve orman miktarının azalmasından dolayı su kaynakları zarar görüyor. İnşallah bu durum böyle devam etmez.” dedi.
Olcay Aslan ise kuraklık ve sıcaklığın etkilerinin derinden hissedildiğini ifade etti.
Su kaynaklarının dikkatli kullanılması gerektiğini anlatan Aslan, “Nehirleri böyle görünce gerçekten şok oldum. Nehirler çok az akıyor. İklim değişikliği, kuraklık ve doğanın temiz tutulmaması bu duruma neden oluyor. Böyle devam ederse çok kötü sonuçlar olabilir.” diye konuştu.
Besici Hakkı Yıldız da kuraklık nedeniyle zor dönemler yaşandığını dile getirdi.
Susuzluğun üretimi ve hayvancılığı etkilediğini belirten Yıldız, “55 yaşındayım, böyle bir kuraklık görmedim. Hayvanlarımızı meraya çıkardığımızda su bulmakta zorlanıyoruz. Yer altı suları çekildi. Nehirler kurudu. 3 aydır iyi bir yağış almadık.” ifadelerini kullandı. (AA)