DBP, KKP, Azadî Partisi, PİA, DDKD, Şêx Sêîd Derneği, Platforma Yekîtiya Jinên Kurd (Kürt Kadın Platformu), Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşanan gelişmelere ilişkin ortak açıklama yaptı.
Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde (GGC) yapılan açıklamaya, DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar ve diğer parti ve oluşumların başkan ve temsilcileri katıldı.
DBP Diplomasi Komisyonu Eşsözcüsü Berivan Helen Işık’ın yaptığı ortak açıklamada, dünyada ve bölgede yaşanan gelişmelere dikkat çekildi.
Egemen güçler tarafından yüzyıl önce kurulan statükonun ve çizilen sınırların hızla değiştiğine dikkat çekilen açıklamada, Suriye’deki duruma değindi:
“Halkın inkârına dayalı sistemin parçası olan Suriye rejimi, 14 yıl süren iç savaşın ardından iki hafta içinde çöktü. Baas rejiminin yıkılmasıyla birlikte halkı, inançları, farklılıkları inkar ve inkar siyasetine dayanan hiçbir güç ve otoritenin tek başına ayakta kalamayacağı ortaya çıktı. Baas rejiminin başarısızlığı ve ret ve inkâra dayalı statükonun parçalanması, eşit ve demokratik bir sistemin inşasına fırsat vermektedir. Suriye’de tüm halkları, inançları, kültürleri, farklılıkları kapsayan bir sistem kurulmalıdır. Bu nedenle Kürtler, Araplar, Türkmenler, Ermeniler, Dürziler, Yezidiler, Aleviler, Nusayriler, Sünniler gibi Suriye’nin tüm bileşenlerinin bir an önce siyasi bir süreç başlatması ve Suriye’nin kaderini şekillendirmesi gerekiyor.”
‘Suriye’de yaşayan halkların iradesine saygı duyulmalı’
“Yeni Suriye’de ne iç bir gücün diğer güçler üzerinde otorite kurması ne de dış güçlerin kendi politikalarını empoze etmesi mümkün değildir. Irkçı, tekçi, ret ve inkar politika ve yöntemlerinin tekrarı, mevcut savaşın derinleştirilmesinden başka sonuç getirmeyecektir. Tüm uluslararası güçler ve bölge devletleri, Suriye’de yaşayan halk ve oluşumların iradesine saygı duymalıdır. Demokratik bir sistemin kurulması için çalışmalı ve yardımcı olmalılar. Bu konuda en büyük sorumluluk Türkiye’ye düşüyor. Maalesef Türkiye’nin son haftalarda yaptığı eylemler Türkiye halkının, Suriye halkının ve bölge halkının çıkarlarına aykırıdır.”
‘Kürt halkının artık statüsüzlüğe tahammülü kalmadı’
Kuzey ve Doğu Suriye’nin durumuna ilişkin de açıklama, “Türkiye’nin politika ve eylemleri ne Türkiye’de ne de Suriye ve Irak’ta mevcut sorunları çözmüyor, halklar arasındaki düşmanlığı derinleştiriyor” denildi. Açıklamada şunlar belirtildi:
“Kürt halkının artık statüsüzlüğe tahammülü kalmadı. Kürt halkının statüsüz bırakılması için oluşan devletlerin koalisyonu çöktü. Bugün Türkiye ve müttefikleri, en çok Kürt halkının statüsüne ve haklarını almasına karşı çıkıyor. Bunun için bir yüzyılı daha statüsüz geçirmeyeceğiz.”
Kuzey ve Doğu Suriye’nin statüsünün sahiplenilmesi çağrısı yapılan açıklamada, “Bu nedenle Kürt halkını ve tüm siyasi yapılarını birlik olmaya ve Rojava’nın statüsünü sağlamak için çaba göstermeye çağırıyoruz” denildi.
Uluslararası kamuoyuna çağrı
Açıklamada uluslararası kamuoyuna ise şu çağrı yapıldı:
“Ortadoğu’daki kaosun çözümü için Kürt halkının haklarının tanınması gerekiyor. Bu nedenle biz Kürt parti, örgüt ve kurumları olarak uluslararası kamuoyunu Rojava’yı desteklemeye, Kürt halkının buradaki statüsünü tanımaya ve desteklemeye çağırıyoruz. Bu insani, ahlaki ve vicdani bir sorumluluktur.”
Açıklamada Türkiye halklarına ise, “Kürt halkının statüsünü ve haklarını azaltmayın, zayıflatmayın. Kürt halkının varlığı Türk halkına zarar vermez. Rojava’yı birlikte koruyalım.” çağrısı yapıldı. (MA)