• Ana Sayfa
  • Manşet
  • Kuzey ve Doğu Suriye’den Şam’a çağrı: Sahil ve Süveyda’daki gerginliğe son verin

Kuzey ve Doğu Suriye’den Şam’a çağrı: Sahil ve Süveyda’daki gerginliğe son verin

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi, Suriye geçiş hükümetine, kıyı şeridi, güney ve Humus’taki Suriyelilerin iradesine saygı duyması ve toplumsal mozaiği bölen nefret söylemine son vermesi çağrısında bulundu. PYD de Humus’taki provokasyonların derinleşen krize yol açabileceği uyarısında bulunarak tüm tarafları iç diyaloga çağırdı.

Kuzey ve Doğu Suriye’den Şam’a çağrı: Sahil ve Süveyda’daki gerginliğe son verin
Kuzey ve Doğu Suriye’den Şam’a çağrı: Sahil ve Süveyda’daki gerginliğe son verin
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 26 Kasım 2025 10:23
  • Güncellenme: 26 Kasım 2025 10:24

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi, Suriye’de özellikle kıyı şeridinde ve Süveyda’da artan gerginlikten duyduğu endişeye ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, sivillerin ve protestocuların hedef alınmasının ülkeyi yeni bir şiddet dalgasına sürükleyeceği uyarısında bulundu.

Açıklamada, meşru haklarını talep eden göstericilere yönelik saldırıların ve “Aşiret Ordusu”, “Aşiret Kuvvetleri” vb. isimler altında silahlı grupların kullanılmasının sistematik bir suç olduğu ve amacının iç barışı baltalamak ve Suriyeliler arasında nifak tohumları ekmek olduğu belirtildi.

Barışçıl diyalogun önemi

Kuzey ve Doğu Suriye Yönetimi açıklamasında, Suriye’nin tüm bölgelerindeki halkın umutlarının yanında olduğunu ve barışçıl özgürlük, adalet ve eşitlik haklarını desteklediğini belirterek, “Mevcut aşamanın ve ülkelerin giderek artan kaosa sürüklenmesinin üstesinden gelmenin tek yolunun siyasi ve barışçıl diyalog olduğunu” kaydetti.

Kuzey ve Doğu Özerk Yönetim, Şam yönetimine halkın iradesine saygı duyması ve sivillere yönelik şiddete son vermesi çağrısında bulunarak, Humus, sahil ve Süveyda’daki tehlikeli tırmanışın ülkenin geleceği ve ademi merkeziyetçi demokratik bir devlet kurma süreci açısından “tehlikeli sonuçlar” doğuracağı uyarısında bulundu.

Açıklamada, sivillere yönelik tekrarlanan saldırıların “insani değerlerin ihlali” olduğu belirtilerek, toplumsal mozaiği bölen nefret söylemine son verilmesi çağrısı yapıldı.

Kuzey ve Doğu Suriye Yönetimi, çözüm önerilerinin “Barış, diyalog, Suriyeliler arasında dayanışma ve ademi merkeziyetçi demokratik bir Suriye’nin yaratılması” olduğunu söyledi.

PYD’den Suriye’de huzur ve diyalog çağrısı

Demokratik Birlik Partisi (PYD) Genel Meclisi, Suriye’de artan provokasyonlara dikkat çekerek tüm tarafları iç diyaloga çağırdı. Parti, Humus’ta yaşanan son olaylara ilişkin yaptığı açıklamada derin endişe duyduklarını belirtti.

PYD, Humus’taki gelişmelerin “bilinçli provokasyonların artması” sonucu ortaya çıktığını ifade ederek mevcut gidişatın yeni çatışmalara yol açabileceği uyarısında bulundu. Açıklamada, bazı tarafların gerilimi düşürmek yerine toplumsal bölünmeyi körüklediği vurgulandı.

Parti, Suriyeli tüm bileşenlerin siyasal süreçlerde temsil edilmemesi ve taraflar ile hükümet arasındaki güvenin zayıflamasından Suriye geçiş hükümetinin sorumlu olduğunu belirtti. PYD, yetkililerin “huzuru sağlamak yerine aşiret ve mezhep temelli çatışmaları teşvik ettiğini”, medyanın ise özellikle Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) karşı “kin ve nefret yaymak amacıyla kullanıldığını” kaydetti.  Bu durumun halkta memnuniyetsizliğe ve iç çatışma endişesine yol açtığı ifade edildi.

Açıklamada ayrıca, Suriye geçiş hükümetinin Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim ile her türlü müzakere sürecini engellemeye çalıştığı ve uluslararası kararların uygulanmasını durdurmaya yönelik girişimlerde bulunduğu belirtildi.

PYD, her türlü katliamı, mezhepçi kışkırtmayı ve nefret söylemini kınadığını belirterek özellikle Suriye kıyılarında vatandaşların onur ve hak talepleriyle sürdürdüğü barışçıl eylemlere destek verdiğini duyurdu.

DBP: Suriye’de Alevi halkına dönük katliamlar son bulmalı

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Merkez Yürütme Kulu ise yaptığı yazılı açıklamada Alevilere yönelik saldırılar kınandı.

Açıklamada şunlar yer aldı:

“Suriye’de yaşayan Aleviler geçici Şam yönetiminin görevlendirildiği tarihten bugüne ağır saldırı ve katliamlarla karşı karşıya. Evleri işaretlenen, ağır işkence ve hakaretlere maruz bırakılan, inancı aşağılanan Aleviler, 21. yüzyılda inanç kimlikleri yüzünden katlediliyor.

Cihadist çete grupların öncülüğünde ve geçici hükümetin bilgisi dahilinde yürütülen katliamla birlikte, Alevi kadınlar kaçırılıyor, mülklerine el konuluyor. Yaşam hakkını hedef alan bu saldırılar karşısında ve 10 Mart katliamının faillerinin cezasız bırakılması sebebiyle sokaklarda protesto eylemi gerçekleştiren Aleviler en meşru ve haklı taleplerini dile getirdiler.

Ağır savaş sürecinin yaşandığı Suriye’de Alevilere dönük bu zihniyet aynı zamanda bütün farklı kimliklerin de aynı tehlikelerle karşı karşıya olduğunun/ olacağının bir göstergesidir. Tekçiliğin, inkarın merkezi haline getirilmeye çalışılan Suriye ve Ortadoğu, hem tarihsel olarak hem de güncel olarak kültürlerin, kimliklerin ve inançların zenginliğine beşiklik ve tanıklık etmiştir.

Bütün Suriye halklarının umutla ve özlemle beklediği, mücadelesini verdiği eşit, özgür ve ortak yaşam geçici hükümet ve ona bağlı cihadist çeteler eliyle engellenmekte ve yerine; tekçi, baskıcı, cinsiyetçi bir sistem inşa edilmeye çalışılmaktadır. Krizler, savaşlar ve çatışmalar girdabı içinde yer alan Ortadoğu’yu derin kaostan çıkaracak, halklar ve inançlara istikamet belirleyecek tek pusulanın Rojava modeli olduğu artık tüm dünyanın dahi kabul ettiği bir gerçektir. Suriye’de yaşayan bütün toplumsal dinamiklere ilham kaynağı olan bu modelin Suriye’nin tamamında pratiğe geçmesi, barış ve huzurun sağlanması açısından hayati bir önem taşımaktadır.

DBP olarak Alevi halkına dönük katliamların son bulması ve yeni katliamların gerçekleşmemesi için ulusal ve uluslararası demokratik kamuoyunu sorumluluk almaya çağırıyoruz. Alevi katliamının tüm faillerinin yargılanması, Suriye’de eşit ve ortak bir yaşamın inşası için gereken tüm adımların hızlıca atılması çağrısında bulunuyoruz.”

Ne olmuştu?

Salı günü, kıyı kenti Lazkiye’de ve Suriye’deki Alevi çoğunluklu diğer bölgelerde binlerce kişi, son dönemde artan saldırıları kınamak, federalizm ve ademi merkeziyetçilik talep etmek için gösteri düzenledi.

Protestolar, geçen yıl Aralık ayında Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın, Suriye geçiş hükümeti başkanızAhmed Şara’nın liderliğindeki Heyet Tahrir eş-Şam’ın başını çektiği isyancı güçlerce devrilmesinden bu yana ülkede Alevilere yönelik olarak süren mezhepçi saldırıların ardından geldi.

Kendisi de Alevi olan Esad’ın iktidarı bırakarak Rusya’ya kaçması sonrasında Aleviler üzerindeki baskılar katliamlara dönüştü.

Mart ayında “Esad yanlıları”nın güvenlik güçlerini pusuya düşürdüğü iddilarının ardından büyük çoğunluğu Alevi ve aralarında kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olan yüzlerce kişinin ölümüne yol açan günlerce süren Sünni-Selefi saldırıları başladı.

Suriye’nin üçüncü büyük kenti olan Humus’ta bir Bedevi aşiret mensubu çiftin öldürülmesi sonrasında Bedevilerin Alevilerin yoğun olarak yaşadığı bir mahalleye saldırmasıyla kitlesel şiddet dalgası yeniden başladı.

Salı günü Lazkiye, Tartus ve merkezde Humus gibi bölgelerde düzenlenen protestolar, bu saldırıların ardından patlak verdi.

Suriye Alevilerinin ruhani lideri Gazal Gazal, Pazartesi günü yayınladığı bir video mesajla destekçilerini “barışçıl protestolar” düzenlemeye çağırdı.

SOHR: Barışçıl Alevi isyanı

Londra’da kurulu Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, ülkenin batısında 42 noktada gerçekleşen protestoları “barışçıl bir Alevi ayaklanması” olarak niteledi. Gözlemevi, protestocuların kendi kaderlerini tayin hakkı, Esad’ın devrilmesinden bu yana tutuklu bulunan Alevilerin serbest bırakılması ve mezhep mensuplarına yönelik her türlü şiddet eyleminin sona erdirilmesi gibi çeşitli taleplerde bulunduğunu belirtti.

SOHR ayrıca sahil kenti Lazkiye’de bir kişinin yaralandığını bildirdi.

Suriye geçiş hükümetinin İçişleri Bakanlığı sözcüsü Nureddin el-Baba, güvenlik güçlerinin göstericileri koruduğunu söyledi. Devlet televizyonunun haberine göre, Baba, kıyı bölgesi sakinlerini “bölgeye istikrarsızlık getirmeyi amaçlayan planlara ve bunların arkasındaki kişilere kanmamaya” çağırdı.