İngiltere’nin başkenti Londra’da, Filistin’le dayanışma amacıyla düzenlenen protesto gösterisinde 474 kişi gözaltına alındı.
Westminster bölgesinde, Temmuz ayında parlamentodan geçen ve “yasa dışı” ilan edilen Palestine Action (Filistin Eylemi) adlı grupla dayanışmak için bir araya gelen binlerce protestocu, ellerindeki dövizleri ters çevirerek “Soykırıma karşıyım, Palestine Action’ın yanındayım” mesajını oluşturdu. Polis bu eyleme müdahale ederek çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.
Londra Metropolitan Polis Teşkilatı’nın açıklamasına göre, 466 kişi Filistin Eylemi grubuna destek vermekten, 5 kişi polise saldırı suçundan, 2 kişi asayiş suçu nedeniyle, 1 kişi ise ırkçılıkla bağlantılı olarak gözaltına alındı. Bu sayı, son 10 yılın en fazla gözaltı yapılan günü olarak kayıtlara geçti. Polis müdahalesinde ciddi bir yaralanma yaşanmadığı bildirildi.
İçişleri Bakanı Yvette Cooper, polis ekiplerinin eyleme müdahaleleri nedeniyle teşekkür ederken, Uluslararası Af Örgütü ise toplu gözaltı uygulamasını “son derece kaygı verici” olarak nitelendirdi.
Eylem anına ait görüntülerde, çoğunlukla yere oturan protestocuların polisler tarafından zor kullanılarak gözaltına alındığı görülüyor. Kimlikleri tespit edilen ve teyit edilen göstericiler, “Palestine Action için tekrar destek eylemine katılmama” şartıyla serbest bırakıldı. Kimlik bilgilerini vermeyen ya da bilgileri doğrulanamayanlar ise gözaltı merkezine götürüldü.
BBC’ye konuşan bir eylemci, Filistin Eylemi grubunun yasaklanmasının ardından diğer grupların da hedef alınacağını ifade ederek, “Palestine Action grubu yasaklanınca sıra bir diğerine gelir. Herhangi bir şeyi protesto edemeyene kadar devam ederler” dedi. 27 yaşındaki Claudia Penna-Rojas ise, “Kimse gözaltına alınmak istemez, ancak bugün Filistin’de olanlar beni daha çok kaygılandırıyor ve buna izleyici kalmayı reddediyorum” dedi.
Filistin Action (Filistin Eylemi)
2019 yılında kurulan Filistin Action, İngiltere’de İsrail bağlantılı askeri ve endüstriyel tesislere yönelik barışçıl eylemleriyle biliniyor. Grup, bu tesislerin Filistin’deki şiddet döngüsüne nasıl dahil olduğunu görünür kılmayı amaçlıyor.
20 Haziran 2025’te iki aktivist, Oxfordshire’daki RAF Brize Norton hava üssündeki iki Airbus Voyager uçağını kırmızı boya ile boyayarak İngiltere’nin Gazze operasyonlarındaki rolüne dikkat çekti. Bu eylem, İngiltere hükümeti tarafından “terör faaliyeti” olarak tanımlandı.
Başbakan Keir Starmer liderliğindeki hükümet, Filistin Action’ı Terörizm Yasası kapsamında “terör örgütü” ilan eden yasa tasarısını parlamentodan geçirtti. Bu düzenlemeyle, gruba üye olmak veya destek vermek 14 yıla kadar hapis cezası getirebilirken, isminin tişört, rozet veya pankartta kullanılması 6 aya kadar ceza anlamına geliyor.
Starmer’ın geçmişte savaş karşıtı bir aktivisti savunması ve şimdi benzer gruplara yönelik sert yasalar çıkarması ise dikkat çekici bir ironi olarak değerlendiriliyor.
Yasa, 5 Temmuz 2025’ten itibaren uygulanmaya başlandı; bu süreçte aralarında rahipler ve hâkimlerin de olduğu 200’den fazla kişi gözaltına alındı.
Filistin Action’ın kurucularından Huda Ammori, yasağa karşı yasal mücadeleyi sürdürüyor. Yüksek Mahkeme, yasağın ifade ve toplanma özgürlüğü üzerindeki etkisini “makul ölçüde savunulabilir” bulurken, Kasım ayında yapılacak duruşma öncesi yasağın askıya alınması talebi reddedildi.
Önümüzdeki yargı süreci, sadece Filistin Action’ın değil, benzer siyasi eylem gruplarının da geleceğini belirleyecek kritik bir dönemeç olarak görülüyor.