• Ana Sayfa
  • Manşet
  • Mahmut Arıkan’dan ‘süreç’ açıklaması: Yaşananların adı net olarak konulmalı

Mahmut Arıkan’dan ‘süreç’ açıklaması: Yaşananların adı net olarak konulmalı

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, DEM Parti heyetinin Abdullah Öcalan ile görüşmesinin ardından Kürt sorununa ilişkin “Küçük hesapların nesnesi haline getirilmemeli” uyarısında bulundu. 

Mahmut Arıkan’dan ‘süreç’ açıklaması: Yaşananların adı net olarak konulmalı
Mahmut Arıkan’dan ‘süreç’ açıklaması: Yaşananların adı net olarak konulmalı
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 4 Ocak 2025 15:00

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, partisinin genel merkezinde il başkanları ve il müfettişleri toplantısında konuştu.

Arıkan, Türkiye’nin menfaatleri ile bölgenin barış ve huzurunu merkeze alan bir anlayışta bulunduklarını belirterek, “Kürt meselesi gibi hassas ve köklü sorunların, seçim kazanma ya da Anayasa değişikliğiyle yeniden seçilme gibi küçük hesapların nesnesi haline getirilmesi, telafisi mümkün olmayan derin ayrışmalara neden olacaktır” dedi.

Kürt meselesinin ‘terör’ eksenli bir alana hapsedilmesi ve çözümün güvenlik odaklı bir yaklaşıma indirgenmesinin kalıcı bir çözümün önündeki en büyük engel olduğunu söyleyen Arıkan, “Adada konuşanların siyasete katıldığı, salonda konuşanların nezarete atıldığı bir süreç, hiçbir yaraya merhem olmaz” ifadelerini kullandı.

‘Tüm aktörler sürece dahil edilmeli’

Partisinin bu konudaki çözüm önerisinin belli olduğunu ifade eden Arıkan, şunları belirtti:

“Yaşananların adı net olarak konulmalı ve şeffaflıkla kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Sürecin amacının siyasi hesaplar değil, meseleye kalıcı çözüm üretmek olduğu ve tüm tarafların samimiyeti konusunda kamuoyu ikna edilmelidir. Tüm siyasi partiler ve toplumsal aktörler sürece etkin mekanizmalarla dahil edilmelidir. Başta şehit yakınları ve gaziler olmak üzere tüm toplum kesimlerinin hassasiyetleri ciddiye alınmalıdır. Alternatif plan ve yol haritaları çalışılarak Devlet, terör örgütünün ve liderinin inisiyatifine mahkum ve mecbur bırakılmamalıdır. Kamu güvenliğinden kesinlikle taviz verilmemelidir.”