• Ana Sayfa
  • Gündem
  • Meclis Komisyonu’nda DEM Parti ana dil meselesini gündeme taşıdı

Meclis Komisyonu’nda DEM Parti ana dil meselesini gündeme taşıdı

Meclis Komisyonu’nun 6’ncı toplantısında, DEM Partili üyelerin gündemi, 5’inci toplantıda Barış Anneleri’nin Kürtçe konuşmasının engellenmesi oldu. Meral Danış Beştaş, “Burada barışı konuşurken bir annenin kendi ana dilinde duygularını ifade etmesinin önünde hiçbir engel yoktur ve olmamalıdır” dedi.

Meclis Komisyonu’nda DEM Parti ana dil meselesini gündeme taşıdı
Meclis Komisyonu’nda DEM Parti ana dil meselesini gündeme taşıdı
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 27 Ağustos 2025 20:39

Kürt meselesinin çözümü kapsamında Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun 6’ncı toplantısı baro başkanlarının ardından komisyon üyesi milletvekillerinin konuşmaları ile devam etti.

Baroların ardından söz alan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’a hitap ederek, şunları söyledi:

“Bizler siyasi partilerin grup başkanvekilleri ile bir araya gelerek, gelen misafirleri dinleyeceğiz ama misafirlerin sözün üzerine değerlendirme yapmayacağız, onların beyanlarına ilişkin bir şey söylemeyeceğiz demiştik. Siz de geçen toplantının bitiminde komisyona gelen ve komisyonda konuşanların sözünün kendilerini bağladığına komisyonu bağlamadığına işaret etmiştiniz. Bu anlamıyla ben burada tek tek milletvekili arkadaşların söz alıp, bu konuşmacı bunu dedi, böyle değil, bu konuşmacı şunu dedi, böyle değil gibi bir kayda geçime meselesinin usulünün yanlış olduğunu düşünüyorum. Burası genel kurul değil, biz de genel kurulun siyasi bir faaliyetini yürütmüyoruz. Burada bir amacımız var, toplanmamızın bir gerekçesi var. Bu anlamıyla komisyon amacıyla örtüşmeyen, özellikle de gelenlerin sözüne söz üreten bir yaklaşımın yanlış olacağını ifade ediyorum.”

Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Bu anlamıyla bu usulü bir daha tekrarlanmaması konusunda bir uyarıyla yenilemek istiyorum. Bu konuda sizin de uyarıcı olmanızın katkı sunacağını düşünüyorum. Bu anlamıyla buraya gelen misafire cevap yetiştirmek hiçbir milletvekili arkadaşımızın görevi değildir. Zaten beyanlar bağlantılı bir şekide anlatılmıştır. Yoksa mesele oradan niye çıkarıldıkları meselesi değildir” diye konuştu.

Celal Fırat: Cemevlerini Alevilerin ibadethanesi olarak görmelidir

Ardından söz alan DEM Parti İstanbul Milletvekili Celal Fırat da Türkiye’de Kürtçenin ana dil olarak kabul görmesi ile ülkenin bir şey kaybetmeyeceğini belirterek, “Adalet çok şey kazandırır. Ben hem Kürt hem Aleviyim her iki tarafta da sıkıntı yaşıyoruz. Kendi kimliğimizi, dilimizi, inancımızı yaşayamıyoruz. İkide bir bütün katılımcılar konuşmacılar kardeşlikten bahsediyor. Allah’a razı için sormak lazım. Bu nasıl bir kardeşlik? Birbirini algılamamak, birbirinin kimliğine, diline, inancına, farklı bir gözle bakmak, onu kabul görmemek… Devlet bu konuları güvence altına almalı, Cemevlerini Alevilerin ibadethanesi olarak görmelidir. Biz Kürtler bu ülkede anadilimizde kendimizi ifade etmek istiyoruz” diye belirtti.

Alevi kelamlarından örnek veren Fırat, “Bizim pirlerimizin çok güzel bir kelamı vardı: ‘Muhabbet ile bulan bulduğu hakkı, muhabbetsiz kimin kimden hakkı’ diye ama konuşamıyoruz, muhabbet edemiyoruz. Sorularımızı konuşarak çözmemiz gerekiyor. Bu ülkede yine en can yakıcı meselelerden birisi Cemevi meselesidir. Cemevlileri hâlen ibadethane olarak kabul görmüyor. Birçok yerde Cemevlilerinin arsaları ya belediyelere bağlı ve belediye başkanlarının dudaklarının arasına tıkıştırılmış vaziyette. Bu konuların demokrasi çerçevesinde ele alınması gerekirken birilerinin vicdanlarına havale edilmesi doğru bir yaklaşım değildir” ifadelerini kaydetti.

Meral Danış Beştaş: Bir annenin ana dilinde duygularını ifade etmesinin önünde engel yoktur 

Sonrasında konuşan Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş ise barışın dilinin ana dili olduğunu belirtti.

Komisyonun 5’inci toplantısında yaşanan ana dil engellemelerine dikkat çeken Meral Danış Beştaş, şöyle devam etti:

“Geçen hafta burada Barış Anneleri dinlendi. Ben tercüme yapma talebinde de bulunmuştum. Doğrusu milyonlarca yurttaş, Kürt yurttaş parçalandı, kırıldı, güveni sarsıldı. Şimdi biz her fırsatta barışın dilini konuşalım derken, barışı toplumsallaştıralım derken o toplantıda ana dilinde konuşulmasına izin verilmezse tepkisi büyük olur. Belki Meclis komisyonu tamamına yansımamıştır ama telefonlarımıza gelen binlerce mesajdan ne kadar büyük bir etki yarattığını biliyoruz. Bu mesele çok önemlidir. Kamusal alanda ana dilinin kullanımının önünde engeller var mı yok mu? Onu Genel Kurul’da tartışacağız. Ancak ben bir şey söyleyeceğim; Anayasa 3’e göre kamusal alanda ana dili kullanımının önünde bir engel yok. Sadece resmi devlet dili var. ‘Devletin dili Türkçedir’ diyor ve burası bir Meclis Genel Kurulu değil, bir iktisat komisyonu değildir. Bir yasal zemini de yok. Yani Meclis başkanının çağrısı gibi oldu bu komisyon. Yani burada barışı konuşurken bir annenin kendi ana dilinde duygularını ifade etmesinin önünde hiçbir engel yoktur ve olmamalıdır. Yani dil toplumun binlerce yıldır anlaşabilmesinin anahtarıdır. Tam da barışa açılan bir kapı varsa o kapıyı açacak olan anahtar da dilin kendisidir.”

‘Hasta mahpuslar bir an önce ailelerinin yanında olmalı’

Meclis komisyonunun barışın ve çözümün toplumsallaşmasına da katkı yapması gerektiğini dile getiren Meral Danış Beştaş, “Bunun için de Meclis komisyonunun bazı konularda irade ortaya koyması gerekiyor ki o güven sarsıntısını onarabilelim. Bunların başında da güveni sağlamlaştırmak açısından söylüyorum hasta mahpuslar geliyor. Yani ben size birkaç isim sayacağım. Fatma Tokmak ölmek üzere ölüm döşeğinde, Devrim Ayık yüzde 78 engelli, Ergin Aktaş altı kez cezaevinde kalamaz raporu aldığı halde bırakılmıyor, Fırat Nebioğlu yüzde 92 engelli diyalize bağımlı engelli raporu var ve böbrek nakli gerekiyor. Yine Murat Çalık, Ayşe Barım, hani bu benim saydığım isimler bu kadar gündemde tartışılmıyor ama hepsine aynı bakıyoruz. Yani bu hasta mahpusların bir an önce ailelerinin yanında olması gerekiyor. Biz çözümü, barışı, demokrasiyi konuşurken insanların cezaevinde ölümle yüz yüze olması kabul edilemez. Bu konuda da komisyonun bir irade ortaya koyması gerekir” diye konuştu.

Cengiz Çiçek: İnsanlar en rahat ifade ettiği dilde kendisini ifade etmeli

Ardından söz alan DEM Parti İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek ise toplumun ferasetine ve kardeşlik duygusuna her komisyon üyesinin inanması gerektiğine vurgu yaparak, “Bunun enginliği ile bunun özgüveni ile sadece Kürtçe için söylemiyorum bunu insanların kendisini en rahat ifade ettiği dilde kendisini ifade etmesi gerekir. Zaten o toplumsal üretim başta olmak üzere hepimizin görevi olduğu için yüzleşeceğimiz, gönüllü bir şekilde ortaklaşacağımız bir zemin olmalı. Şimdi burada kimi hatipleri dinlerken aslında ilk konuşmamızda da söylemiştik. Açık haklarımız var. Bu belki bir bütün olarak kapanmayacak. Bunun farkında olarak hareket etmek gerekiyor. Gerçekten anlamamız gerekiyor birbirimizi” dedi.

Komisyonun kuruluş aşamasında bir silahsızlanma sürecinin tartışıldığına dikkat çeken Çiçek, “Bu ne aşamada bilmiyoruz. Belki ihtiyaç varsa güvenlik bürokrasini tekrar davet ederiz. Bu sürece dair bilgilendirme yapılır ama bu komisyon silahsızlanma süreci tartışılırken aynı zamanda sürecin gerektirdiği siyasal ve yasal adımların atılması sonucu çıktı komisyon. O yüzden bir öncelik sonralık sıralamasından ziyade süreci bütünlükle ele alan bir yaklaşım hepimizin işini kolaylaştırır diye düşünüyoruz. Yoksa madem bu bir pazarlık işi değil diyorsak! Güvenlik bürokrasinin, siyaset kurumunun, toplumsal sivil toplum örgütlerinin her birimizin tonlarca işi var. Öncelik sonralık sıralamasından ziyade bu sürecin sağlıklı yürüyebilmesi için, gerçekten istediğimiz sonuca hep birlikte ulaşabilmemiz için ortak fikirli olmak zorundayız” diye belirtti.

Güven ortamı oluşturmanın her şeyden önemli olduğu söyleyen Çiçek, “Güven ortamını ancak biz sağlayabiliriz. Bunun yanı sıra gerekli yasal adımların ne olacağı noktasındaki tartışmaları da çok ertelemeden, geciktirmeden kimi partiler yaptı. Son derece saygı değer bir tutum. Bunları daha somutlaştıracağımız zemine de gönüllü bir şekilde gitmemiz lazım. En azından kendi adımıza bu şeyin altını çizmek, bu yaklaşımın farkımızın altını çizmek istedik” dedi. (MA)

Komisyon 6. kez toplandı | Van Barosu Başkanı: PKK’lilerin durumları hukuki zeminde netleştirilmeli