• Ana Sayfa
  • Gündem
  • Metin Göktepe mezarı başında anıldı: Cesaretin ve gazetecilik onurunun simgesiydi

Metin Göktepe mezarı başında anıldı: Cesaretin ve gazetecilik onurunun simgesiydi

Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe, 29. ölüm yıldönümünde İstanbul’da anıldı. Gazeteciler ve hak savunucuları onun mücadelesini ve özgür basın anlayışını mezarı başında anlattı.

Metin Göktepe mezarı başında anıldı: Cesaretin ve gazetecilik onurunun simgesiydi
Metin Göktepe mezarı başında anıldı: Cesaretin ve gazetecilik onurunun simgesiydi
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 8 Ocak 2025 14:43
  • Güncellenme: 8 Ocak 2025 14:44

Haber takibi için gittiği Alibeyköy’de polisler tarafından öldürülen Evrensel gazetesi Muhabiri Metin Göktepe, katledilişinin 29’uncu yılında İstanbul Esenler’deki Kemer Mezarlığı’nda anıldı. Anmada, gazeteciler, insan hakları savunucuları, siyasi parti temsilcileri ve Göktepe’nin yakınları bir araya geldi.

Anmaya Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakkı Özdal, Metin Göktepe’nin ailesi, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İstanbul Şube Yöneticisi Ferhat Yaşar, Cumartesi İnsanları, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Seyit Aslan, EMEP İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, DEM Parti İstanbul İl Eş Başkanı Gonca Yangöz, DİSK/Gıda-İş Başkanı Olcay Özak, DİSK/Basın-İş, TİP Milletvekili Ahmet Şık, İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Ergin, Divriği Kültür Derneği, Çipil Köyü Derneği ve çok sayıda gazeteci katıldı.

Anmada, “Özgür basın susmadı susmayacak”, “Metin Göktepe ölümsüzdür” ve “İnadına hepimiz birer Metin’iz” sloganları atıldı, Evrensel Gazetesi taşındı.

(Fotoğraf: Burkay Rende/Evrensel)

‘Mücadele, Metin’in bize bıraktığı azimle sürecek’

Anmada ilk söz alan Evrensel Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Murat Uysal, Göktepe’nin gazetecilik anlayışını ve Evrensel’in mücadele geleneğini anlattı. Uysal, “Metin, polisler tarafından işkenceyle katledilmeden önce, ‘Bu haberi mutlaka ben izlemeliyim, mutlaka ben görmeliyim,’ demişti. Bu sadece Metin’in kişisel duruşu değil, Evrensel’in hakikati görme ve gösterme iradesiydi, Evrensel’in işçi sınıfının gözünden dünyayı anlatma misyonunun bir yansımasıydı” ifadelerini kullandı.

Metin Göktepe’nin mücadelesinin Evrensel’in 30 yıllık tarihinde hala yaşadığını belirten Uysal şunları kaydetti:

“Bugün Evrensel’de gençler, işçiler, Metin’in taşıdığı bayrağı devralarak, onun gözüyle olayları anlatmaya devam ediyor. Metin’in bıraktığı kavga, Evrensel’in kalemiyle büyümeye devam ediyor. O gün Metin’i engelleyenler, bugün Evrensel’i engellemeye çalışıyor. Ama bu mücadele, Metin’in bize bıraktığı azimle sürecek.”

Göktepe’nin ablası genç gazetecileri selamladı

Anmada konuşan ablası Meryem Göktepe, annesi Fadime Göktepe’nin sözlerini hatırlatarak başladı:

“Annem her zaman, ‘Hepiniz birer Metinsiniz,’ der. Bugün burada olamadığı için üzgün ama selamlarını iletti. Bu karanfili onun adına Metin’in mezarına bırakıyorum.”

Metin Göktepe’nin gazeteciliğinin yalnızca işçilerin değil, kayıpların ve dezavantajlı grupların sesi olduğunu vurgulayan Meryem Göktepe, “Metin, gözaltına alındığında bile adını haykırarak, ‘Ben gazeteciyim, Metin Göktepe!’ diyerek kaybedilmek istendiğini biliyordu ve kendi haberini yapıyordu. Onun gazeteciliği, bugün hala mücadelenin olduğu her yerde yaşıyor” dedi.

Metin Göktepe’nin mirasını sürdüren genç gazetecilere selam gönderen Meryem Göktepe, şunları söyledi:

“Bugün Metin’in adını taşıyan gazeteciler, onun ardılları olarak mücadeleyi sürdürüyor. Uğur Mumcu, Hrant Dink, Musa Anter gibi pek çok gazetecinin izinde yürüyen bu gençler, Metin Göktepe gazeteciliğini inatla yaşatıyor. Hepiniz iyi ki varsınız.”

(Fotoğraf: Burkay Rende/Evrensel)

‘İşkenceleri gördü, o yüzden katledildi’

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İstanbul Şube Yöneticisi Ferhat Yaşar da “Metin, buradaki bütün arkadaşlarımız gibi bir muhabirdi. O yüzden mutlaka oraya gidip haberi kendi gözleriyle görmesi ve yazması gerektiğini söylüyordu. İşkenceleri belgelemesi gerekiyordu. Gitti, gördü ve bu yüzden işkenceyle katledildi. Ama bu onun yazdığı gerçeği engelleyemedi. Yazdığı haberler, belgelediği işkenceler hala yaşıyor” dedi.

Nazım Daştan ve Cihan Bilgin de anıldı

İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, yakın zamanda SİHA saldırısıyla yaşamını yitiren gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’i anarak, gazetecilerin gerçekleri yazma mücadelesinde bedel ödediğine dikkat çekti:

“Sevgili Nazım ve Cihan’ı anmak istiyorum. Gerçekleri yazmak isterken katledildiler. Hatta onları anmak isteyen gazeteciler bugün tutuklu. Gazeteciler gerçekleri söyledikçe hedef haline getiriliyor ama Metin Göktepe Gazeteciliği ve özgür basın susturulamaz. Çünkü onların varlık sebebi, halka gerçekleri ulaştırmaktır.”

Hak savunucuları ve kayıp yakınlarıyla birlikte adalet mücadelesi verdiklerini ifade eden Yoleri, “Gazeteciler yalnızca bir meslek icra etmiyorlar. Onlar hakikat ve adalet mücadelesinin önemli neferleridir. Özgür gazetecilik halkın haber alma hakkını savunmaya devam ediyor. Ne kadar gazetecilere saldırıyorlarsa, o kadar saklayacak şeyleri var demektir” dedi.

Yoleri, Metin Göktepe’nin hayalini kurduğu hak ve özgürlüklerin sağlandığı bir dünya için mücadeleye devam edeceklerini belirterek, “Metin’in istediği, hak ihlallerinin olmadığı, barış ve demokrasinin hâkim olduğu bir gelecek için mücadele ediyoruz. Metin’i ve onun özgür basın geleneğini hiçbir zaman unutturmayacağız” diye konuştu.

Tutuklu gazeteciler hatırlatıldı

DEM Parti İstanbul İl Eş Başkanı Gonca Yangöz, “Metin Göktepe ile aynı sahalarda, aynı mücadelede yan yanaydık. Bugün bile acımız taze, ancak öfkemiz ve direncimiz de aynı şekilde diri. Göktepe, gerçek haberin peşindeydi. Eyüp Kapalı Spor Salonu, o gün tarihin en vahşi cinayetlerinden birine tanıklık etti. Gazeteciler olarak o salonda birbirimizi koruyarak direndik. Ancak iktidar, özgür basını ve gerçek habercileri yaşatmamaya kararlı. Nazım Babaoğlu ve Cihan Toprakı da saygıyla anıyorum. Onların mücadelesi de gerçek habercilik içindi. Oradaki halkların neler yaşadığını aslında duyurmaktı. O nedenle hepsinin önünde saygıyla eğiliyorum. Bu mücadele bugün burada bitmeyecek” dedi.

Yangöz, tutuklu gazetecilere ve halkın mücadeledeki dayanışmasına vurgu yaparak sözlerini şu şekilde tamamladı: ”

Bugün burada bu mücadele bitmeyecek. Zindanlara gazetecileri ve onları destekleyen halkı tıksalar da dışarıda kalanlar bu mücadelenin bir parçası olmaya devam edecek.”

‘Cesaretin ve gazetecilik onurunun simgesiydi’ 

Metin Göktepe’yi “cesaretin ve gazetecilik onurunun simgesi” olarak tanımlayan CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de Göktepe’nin 1990’ların karanlığında yaktığı ışığın, bugün genç gazetecilerin yolunu aydınlatmaya devam ettiğini söyledi:

“1990’lar Türkiye’nin en karanlık dönemlerinden biriydi. Toplumsal katliamlar, faili meçhul cinayetler, zorunlu göçler ve köy yakmalarının yaşandığı bu dönemde, Metin Göktepe bir meşale yaktı. O meşale, bugün halkın gerçek haber alma hakkının peşinde koşan gazetecilerin mücadelesine ışık tutuyor.” (İstanbul/EVRENSEL)