Hopa’da 2011’de polisin sıktığı biber gazı nedeniyle kalp krizi geçirerek yaşamını yitiren emekli öğretmen Metin Lokumcu’nun ölümüne ilişkin açılan davada karar duruşması yarın Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
Lokumcu’nun ölümü sonrası açılan davada dönemin Artvin İl Emniyet Müdürü Muhsin Armağan, İl Emniyet Müdür Yardımcısı Tayfun Vardarlı, Hopa İlçe Emniyet Müdürü Fatih Ünlü, Erzurum Çevik Kuvvet Şube Müdür Yardımcısı Erol Darcan ve biber gazı kullanan 9 polis memuru sanık olarak yargılanıyor.
11 Haziran’da 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın son duruşmasında, sunulan savcılık mütalaasında otopsi raporlarına yer verilmişti. Otopsi raporlarında Lokumcu’nun kronik kalp ve damar hastası olduğuna dikkat çekilerek, polis müdürlerinin ‘Astım hastası, kalp hastası olanlar burada beklemesin, müdahale edeceğiz’ diyerek uyarıda bulunduğu kaydedilmişti.
Savcı, davada yargılanan polisler için ayrı ayrı beraat talep etmiş, protestolarda polisin zor kullanma yetkisi olduğunu ve olay günü polisin uyarı yaptığını belirtmişti. Metin Lokumcu’nun ölüm nedeninin gazdan olduğunun ispatlanmadığını söyleyen Savcı, mütalaada ölümün kalp krizi nedeniyle gerçekleştiğini, bunun biber gazından olduğu anlamına gelmediğini ifade etmişti.
11 Haziran’da görülen son duruşmada karar verilmesi bekleniyordu fakat dava sanık taraflarının mütalaaya karşı süre istemesi nedeniyle 6 Eylül 2024 günü saat 09.30’a ertelendi. Yarın görülecek duruşmada karar çıkması bekleniyor.
Öte yandan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, sosyal medya hesabından paylaştığı videoda karar duruşmasına sahip çıkma çağrısı yaptı. CHP Tüzük Kurultayı nedeniyle duruşmada olamayacağını belirten Özel, “Cumhuriyet Halk Partisi’nin tüzük kurultayı var. Bizler oradayız, oradan anacağız Metin Lokumcu’yu ama kalbimiz Trabzon’da olacak” dedi.
Sanatçı Sevinç Eratalay da “31 Mayıs 2011 tarihinde Hopa’da ağacına, deresine, suyuna, insan emeğine sahip çıkarken polisin kimyasal gazıyla hayattan kopartılan Metin Lokumcu için tüm dostlarımızı 6 Eylül’deki karar duruşmasına Trabzon Adliyesi’ne bekliyoruz. Metin Lokumcu için adalet. Canımız, ciğerimiz, sevgili öğretmenimiz Metin Lokumcu için adalet istiyoruz.” sözleriyle davaya sahip çıkma çağrısı yaptı.
Sanatçı Ercan Kesal ise benzer bir çağrıyı “31 Mayıs 2011 yani yaklaşık 13 yıl önce doğanın talan edilmesine, çaya kota konulmasına ve HES’lerin yapılmasına itiraz etmek amacıyla Hopa Meydanı’ndaki bir basın açıklamasına katılan Metin Lokumcu, kimyasal gaz kullanımı sonucunda hayatını kaybetmişti. Mahkemesi uzun yıllar sürdü. 6 Eylül 2024 Cuma günü Trabzon’daki duruşmada karar verilecek. Emekten, yaşamdan ve doğadan yana olan herkes adalet bekliyor.” diyerek yaptı.
Ne olmuştu?
12 Haziran 2011 Genel Seçimleri kampanyası kapsamında, dönemin Başbakanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 31 Mayıs Hopa’da gerçekleştireceği miting öncesi ilçede, o dönem bölgede yapımlarına yeni başlanan HES projelerinin bölgenin doğası üzerinde yarattığı tahribat ve çay üreticilerinin sorunlarını duyurmak üzere basın açıklaması yapılmak istendi. Basın açıklamasına gerçekleşen polis müdahalesi sırasında 54 yaşındaki emekli öğretmen Metin Lokumcu biber gazının etkisiyle geçirdiği kalp krizi sonucu kaldırıldığı Hopa Devlet Hastanesi’nde öldü.
Erdoğan miting için henüz Hopa’ya gelmeden önce başlayan ve saatler süren olaylarda 60 kişi gözaltına alındı, Hopa’ya giriş-çıkışlar geçici olarak durduruldu.
Hopa’da o gün yaşananlarla ilgili Hopa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan 2011/886 sayılı soruşturma kapsamında mağdur avukatları 31 Mayıs 2011 günü Hopa’da kullanılan gaz bombalarının içeriğinin araştırılmasını talep etti.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trabzon Grup Başkanlığı Morg İhtisas Dairesinin 20 Haziran 2011 tarihli otopsi raporuna göre Metin Lokumcu’nun ölüm nedeni ‘Kendisinde mevcut olan kalp ve akciğer hastalığının aktif hale geçmesi’ olarak tespit edildi.
Lokumcu ailesi avukatları tarafından ilgili rapora itiraz edilmesi sonucu ATK Birinci Adli Tıp İhtisas Kurulu, 16 Aralık 2011 tarihli bir rapor hazırladı. Bu rapor da ölümün ‘Kendisinde mevcut olan kalp ve akciğer hastalığının aktif hale geçmesi sonucu’ olduğunu tespit etti. Kalp ve akciğer hastalığını aktif hale geçiren nedenlere dair cevap içermeyen raporda ‘Akciğerde çok ciddi bir ödem saptanmış olmasını, bir akciğerin ağırlığının neredeyse iki akciğerin toplam ağırlığına -818 gram- ulaşmış’ olmasının nedeni de açıklanmadı.