• Ana Sayfa
  • Kültür Sanat
  • Mezopotamya mirasında yeni bir dönem: Altı metrelik Asur kanatlı boğası ortaya çıkarıldı

Mezopotamya mirasında yeni bir dönem: Altı metrelik Asur kanatlı boğası ortaya çıkarıldı

Iraklı arkeologlar, Mezopotamya’nın ihtişamını yeniden gözler önüne seren olağanüstü bir keşfe imza attı. Musul’da, Hz. Yunus Camii’nin altında bulunan Esarhaddon Sarayı kalıntılarında şimdiye kadar bilinen en büyük Asur kanatlı boğası (lamassu) gün yüzüne çıkarıldı.

Mezopotamya mirasında yeni bir dönem: Altı metrelik Asur kanatlı boğası ortaya çıkarıldı
Mezopotamya mirasında yeni bir dönem: Altı metrelik Asur kanatlı boğası ortaya çıkarıldı
Haber Merkezi
  • Yayınlanma: 22 Eylül 2025 14:42
  • Güncellenme: 22 Eylül 2025 14:55

Musul’da yakın zamanda ortaya çıkarılan altı metre boyunda kanatlı bir boğa veya lamassu ile ilgili Irak Kültür Bakanı Ahmed Fakkak el-Badrani Irak Haber Ajansı’na açıklama yaptı.

Musu’daki Ninova’nın bir parçası olan Nabi Yunus sit alanındaki Esarhaddon’un taht salonu kalıntıları arasında yer alan bu devasa heykelin, şimdiye kadar kaydedilmiş en büyük lamassu olduğuna inanılıyor.

Arkeolojik bir harikadan çok daha fazlası olan bu heykel, Asur’un imparatorluk ihtişamının nadir bir simgesi ve Mezopotamya mirasının incelenmesinde potansiyel bir dönüm noktası özelliği taşıyor.

 

Asur’un koruyucu heykelleri: Lamassular

Boğa veya aslan gövdeli, kartal kanatlı ve insan başlı bu melez figürler, Mezopotamya kültüründe kötülükleri uzaklaştıran koruyucu tanrılar olarak biliniyordu. Saray kapılarına yerleştirilen lamassular, kraliyet gücünün sembolüydü. Bugün en bilinen örnekleri British Museum ve Louvre’da sergilense de, Musul’da bulunan bu yeni örnek, boyutuyla tüm önceki keşifleri gölgede bırakıyor.

Dünyanın en büyük lamassusu

Irak Kültür Bakanı Ahmed Fakkak el-Badrani, Irak Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada eserin yaklaşık altı metre yüksekliğe ulaştığını ve tarihin en büyük lamassusu olduğunu belirtti. Daha önce bilinen örnekler 3,5 ila 4,2 metre arasında değişirken, bu keşif Asur sanatında bir dönüm noktası niteliği taşıyor.

Lamassu olarak bilinen devasa figür, Musul’daki Hz. Yunus Camii’nin altında bulunan Kral Esarhaddon’un sarayının kraliyet taht salonunda ortaya çıkarıldı.

‘Tarihi önem taşıyor’

Iraklı Bakan, “Bu keşif, büyük arkeolojik ve tarihi önem taşıyor” dedi. Kazıların daha küçük kopyaların da varlığına işaret ettiğini ve araştırmacıların Asur İmparatorluğu’nun en önemli mimari mekanlarından biri olan taht odasının boyutunu ve düzenini daha iyi tahmin etmelerine olanak sağladığını da sözlerine ekledi.

En ünlü örnekleri bugün British Museum’da (Khorsabad’dan) ve Louvre Müzesi’nde (Dur-Sharrukin’den) sergilenmekte ve genellikle 3,5 ila 4,2 metre arasında değişen yüksekliklere sahip. 19. yüzyılın ortalarında Nimrud’da keşfedilen devasa lamassular bile nadiren bu boyutları aşmakta.

Yaklaşık altı metre uzunluğundaki yeni ortaya çıkarılan Asur boğası, daha önce bilinen tüm örnekleri geride bırakarak, yalnızca bugüne kadar ortaya çıkarılan en büyük lamassu olmayıp, aynı zamanda Asur arkeolojisinde önemli bir kilometre taşı da oluyor.

Keşfin tarihsel bağlamı

Heykel, Yeni Asur İmparatorluğu’nun en güçlü krallarından Esarhaddon’un (MÖ 681–669) taht salonunda bulundu. Esarhaddon, Babil’in yeniden inşası ve Mısır’a düzenlenen seferleriyle tanınıyor. Arkeologlar, ortaya çıkarılan boğanın taht salonunun ana girişini koruyan eşleşmiş bir çift heykelden biri olduğunu düşünüyor.

Iraklı Bakan Badrani’ye göre sarayın mimarisi, taht odasına açılan ve her biri girişlerinde lamassu çiftleri tarafından korunan birden fazla bitişik salondan oluşuyor. Arkeologlar, yeni ortaya çıkarılan heykelin, taht salonunun ana kapısının iki yanında bulunan eşleşen bir çift heykelden biri olduğuna inanıyor.

Daha önceki buluntular

Bu alan ilk kez devasa lamassularla gündeme gelmiyor. 1990’larda dört metre civarında bir lamassu ortaya çıkarılmış, 2021’de ise yine büyük boyutlu başka bir kanatlı boğa keşfedilmişti. Ancak son kazı, ölçüleriyle benzersiz bir örneği gün ışığına çıkardı.

Ninova Eski Eserler ve Miras Müfettişliği Müdürü Ruwaid Muwafaq, “Bu keşif, bölgenin arkeolojik ve turistik önemini büyük ölçüde artıracaktır” dedi.

Çalışmalar devam ediyor

Irak Eski Eserler Kurumu, Almanya’daki Heidelberg Üniversitesi ile iş birliği içinde kazı çalışmaları yürütüyor. Nebi Yunus Mescidi’nin, Asur buluntularını Hz. Yunus Camii’nin İslami mirasıyla bütünleştirecek bir müze kompleksine dönüştürülmesi planlanıyor.

“Amaç, Asur tarihini Musul’un İslami kültür katmanıyla birleştirmek” diyen Muwafaq, detaylı planın yakında açıklanacağını kaydetti.

Heidelberg Üniversitesi arkeologlarından Peter Nicholas, Irak Haber Ajansı’na (INA) yaptığı açıklamada, kazı ekiplerinin ayrıca Yeni Asur İmparatorluğu’nun en önemli üç hükümdarı olan Sanherib, Esarhaddon ve Asurbanipal’in yazılarının yer aldığı çok sayıda çivi yazılı tablet ortaya çıkardığını söyledi.

Yeni sorular, yeni ufuklar

Kazılarda ayrıca Sanherib, Esarhaddon ve Asurbanipal dönemine ait çivi yazılı tabletler bulundu. Bunlar arasında savaş ganimetlerini ve geniş imparatorluk seferlerini betimleyen kayıtlar da yer alıyor. Araştırmacılar, altı metrelik bu heykelin teknik ve politik anlamlarını sorguluyor:

Böylesine devasa bir eser nasıl oyuldu ve taşındı?

Sadece Esarhaddon için özel bir sipariş miydi?

Yoksa artık kaybolmuş daha büyük bir geleneğin parçası mıydı?

Mezopotamya mirasında yeni bir dönem

Irak, bu olağanüstü keşfi dünyaya tanıtmaya hazırlanıyor. Yaklaşık 2.700 yıl önce Asur taht salonunu süsleyen lamassu, bugün de aynı işlevi yerine getiriyor: Kadim Mezopotamya medeniyetinin gücünü, ihtişamını ve kalıcılığını hatırlatmak. (Kaynak: arkeolojisanat)