Milli Güvenlik Kurulu (MGK), Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında saat 15.53’te toplandı.
Toplantının ardından yayımlanan bildiride Suriye’ye dair “Türkiye’nin, Suriye’de yeni yönetimin kalıcı huzur ve istikrarın sağlanması ile ülkenin tüm terör örgütlerinden arındırılması yönündeki gayretlerine destek vermeye devam edeceği belirtilmiş; istikrarı bozmak maksadıyla kurgulanan kışkırtmaların dikkatle izlendiği ve Suriye’nin toprak bütünlüğü, tüm dinî, mezhebî ve etnik kimlikleri ile üniter yapısının muhafazasına matuf yaklaşımın korunacağı vurgulanmıştır.” ifadelerine yer verildi.
Bildiride, 27 Şubat’ta Abdullah Öcalan’ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı sonrası 28 Şubat’ta ateşkes ilan eden PKK’nin ‘fesih, silah bırakma ve silahsızlanma sürecinin’ yakından ve titizlikle takip edildiği belirtildi.
Filistin ve Gazze’deki gelişmelere dair bildiride “Filistin meselesine ilişkin son durum ele alınmış; İsrail’in ısrarla tatbik ettiği soykırım, istila ve işgal politikalarına son vererek bir an evvel ateşkes rejimine geri dönmesi ile insani yardımların engelsiz ve yeterli şekilde bölgeye ulaştırılması gerektiğine dikkat çekilmiş; Gazze halkının öz vatanlarında güven, huzur ve refah içerisinde özgürce yaşayabilmesi için atılacak meşru adımların ve harap edilen Gazze’nin yeniden ayağa kaldırılması gayretlerinin sürdürüleceği belirtilmiştir.” ifadelerine yer verildi.
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşta olası ateşkes ve barış girişimlerine dair “Rusya-Ukrayna Savaşı’nda müzakerelere ve diplomatik çabalara öncelik veren bir sürece girilmesinden memnuniyet duyulduğu vurgulanmış; ülkemizin, müteakip dönemde de sürecin adil ve onurlu bir anlaşma ile neticelenmesi ve kalıcı barışın tesisi için inisiyatif üstlenmeye devam edeceği ifade edilmiştir.” denilen MGK bildirisinde ayrıca şu açıklamalar yer aldı:
“Türkiye’nin, Balkanlar’daki huzur ortamına menfi tesir edebilecek tüm gelişmeleri yakından izleyerek bölgedeki barış ve istikrarın muhafazası için kuşatıcı ve kucaklayıcı bir anlayışla gayret sarf etmeyi sürdüreceği kaydedilmiştir.
Türkiye’nin, jeopolitik konumunun sunduğu imkanlar ile üstün askeri gücü ve yeteneklerine ilaveten gelişmiş ve üretken savunma sanayisinden istifadeyle içinde bulunduğu ittifaklara yaptığı katkıların yanı sıra güvenlik ve istikrar alanında iş birliği imkanı bulunan diğer ortaklarına da benzer katkılar sunarak tüm bölgemizin refah, barış ve huzuruna hizmet edeceği belirtilmiştir.
Bu süreçte, bilhassa Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin genelindeki canlanmaya ve Avrupa’nın güvenliğine yönelik planlamalarda Türkiye’nin vazgeçilmez rolüne işaret edilmiştir.”