Süreçle ilgili yazılı açıklama yapan MHP’li Semih Yalçın, MHP’nin politik yetersizlik ve kısırlığa asla düçar olmadığını, daima çözüm ve fikir üreten bir konumda bulunduğunu savundu.
Yalçın, “Eyyamcılıkla asla vakit zayi etmemiş, bilakis gündem oluşturup gündemi tayin etmiştir. Engelleri aşan, zorlukları ortadan kaldıran bir azimle hareket etmiştir. Kimi zaman ezberleri bozmuş, kimi zaman da hakkındaki ön yargıları ortadan kaldıran şaşırtıcı adımlar atarak siyasi hayatımıza katkıda bulunmuştur. Kavga ve çatışma kültürünün değil, siyasi diyalog ve uzlaşma ikliminin egemen kılınmasına çaba göstermiştir. Zor günlerde yol arkadaşı, kara günlerde dost olmuştur. İyi kelimesiyle halkı kandıran yalancı siyaset bezirgânlarına inat, gerçek iyilik ve doğruluğun timsali olmuştur.” değerlendirmesinde bulundu.
Semih Yalçın, Türkiye’nin badireli günlerinde MHP’nin cesaretle öne çıkarak en büyük sorumlulukları üstlendiğini, en ağır yüklerin altına seve seve girdiğini, ardından gittiği ülküsü gereği, varlığını ve kadrolarını, ülkesinin ve milletinin huzur ve refahına, esenlik ve emniyetine adadığını aktardı.
MHP’nin içeriden ve dışarıdan varlığına yönelen tehditler karşısına sıra dağlar gibi dikildiğini, yıkıcı sarsıntıların atlatılması için gövdesini siper ettiğini anlatan Yalçın, açıklamasına şöyle devam etti:
“MHP, dün neyse bugün de aynı şekilde tutarlı bir parti olarak yoluna devam etmektedir. Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin başlattığı Terörsüz Türkiye hamlesi de tafsil ettiğimiz çok yönlü siyasi misyon ve vizyonun doğal yansımasıdır. Terörsüz Türkiye hamlesi, birçok alanda birçok şeyi değiştirmiştir. Bazı taşlar yerinden oynamış, bazı tezgâhlar yıkılmıştır. Kırk yılı aşan bir kısır döngü sona ermiş, demokrasimiz mesut bir istikamete doğru ilerlemeye başlamıştır. Siyasetteki bilindik ezberlerle birlikte terör baronlarının da oyunu bozulmuş, taşeronları işsiz kalmıştır. Sayın Genel Başkanımız çıtayı öylesine yükseğe koymuştur ki bırakınız o çıtayı aşmayı, oraya yaklaşacak şecaat ve cesareti gösteremeyenler, var güçleriyle oyunbozanlık etmeye başlamıştır.”
Genel Başkan Yardımcısı Yalçın, gerek MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli gerekse MHP’nin süreçle ilgili Türkiye gayretleri yüzünden Cumhur İttifakı’nın tutarlı bir üyesi olarak saldırılara maruz kaldığını anımsattı.
Sürecin Türkiye’nin ülke ve milletimiz açısından isabetli bir adım olduğu için muhalif çevreler tarafından anlaşılmadan, anlaşılmak istenmeden karalama kampanyalarıyla, en ağır suçlamalarla karşılandığını ifade eden Yalçın, şu değerlendirmeyi de yaptı:
“Terörsüz Türkiye adımına, evvelemirde ellerindeki istismar vasıtaları bitenler karşı çıkmışlardır. MHP’nin siyasetteki dominant, etkin ama bir o kadar da yapıcı rolünden rahatsız olanlar muhalif olmuşlardır. Siyaset anlayışlarını karşıtlık, karalama, yalan ve entrika üzerine inşa edenler olumsuz tepki vermişlerdir. Terörsüz Türkiye’yi, fitne ve tefrikayı politik misyon edinenler reddetmişlerdir. Üstelik Sayın Genel Başkanımız ve partimize en ağır eleştirilerle saldırılmış, özellikle sosyal medya üzerinden aleyhimizde hakaret ve küfür dolu kampanyalar başlatılmıştır. MHP ve milliyetçi ülkücü hareket davaya ve millete ihanetle suçlanmıştır. Halbuki asıl ihanet, Terörsüz Türkiye’nin aleyhinde bulunmaktır. Çünkü, Terörsüz Türkiye adımı, Türk milliyetçilerinin lideri tarafından sosyal barışı temin ve terörü bitirmek için bulunmuş akil bir çözüm yoludur. Yollara yeni şehitler kervanının dizilmemesi, yeni gazilerin çıkmaması, ülke kaynaklarının terörle mücadeleye değil, milletimizin refahına harcanması için düşünülmüş bilgece hal çaresidir.”
‘Türkiye, varlığına yönelik bütün tehditleri ortadan kaldıracak’
Süreçle ilgili iç barışı sağlamanın yeterli olmadığını aktaran Yalçın, SDG’yi tehdit etti. SDG’nin güvenlik tehdidinin devam ettiğini öne sürdü. Önce diplomasi yolundan gidileceğini, nasihate başvurulacağını belirten Yalçın, şunları kaydetti:
“Lakin nush ile uslanmayan takdir değil, tekdir edilecektir. Tekdirle hizaya gelmeyenin hakkıysa kötektir. Türkiye, yola gelmeyenlerin hakkından gelecek irade ve kudrete maliktir. Türkiye, PKK’nın Suriye kolunu da, DEAŞ ve FETÖ gibi bütün öteki terör unsurlarını da sonsuza kadar bertaraf edecek güçtedir. Türkiye, varlığına yönelik bütün tehditleri ortadan kaldıracak, bütün tehlikeleri yok edecek dirayettedir. Nasihatten, diplomasiden anlamayanların akıbeti elbette yok olmaktır. Burada Türk milleti adına asıl dirayeti göstermesi gereken merci, siyasi iradedir. Siyasi irade zaten gereğini eksiksiz yerine getirmektedir.
Siyasi iradeye, bütün meşru siyasi parti ve hukuki oluşumlar destek vermek zorundadır. Zira Terörsüz Türkiye, milli bir meseledir. Siyasi iradenin Terörsüz Türkiye hamlesinin, öncelikle Türk milliyetçileri tarafından desteklenmesi gereklidir. Türk milliyetçilerinin mızıklanma ve çeşitli bahanelere sığınma lüksü yoktur. Türk milliyetçisi olduğunu iddia edip sonra da yıkım ekibine dahil olmaksa ihanetle eşdeğerdir. Asıl ihanet, öldük, bittik, yıkıldık palavralarıyla milletimizi ümitsizliğe sevk etmektir. Asıl ihanet, tabansızca halka korku ve nevmidi aşılamaktır. Felaket tellallığıdır. Hakiki ihanet, toplumsal barışa, terörü bitirme çabalarına karşı çıkmaktır. Gerçek ihanet, dışarıda daha güçlü olmak için iç barışı temin etme çabalarını kösteklemektir.”
CHP’yi de eleştiren Yalçın, şunları belirtti:
“Solun ve bilhassa CHP’nin ağzıyla siyaset yapmak, Türk milliyetçileri için ayıptır, utanılacak bir iştir. Türk milletinin varoluş refleksini, beka azmini yok saymak, halkı özgüven eksikliği ve aşağılık duygusuna sevk etmek, Türk milliyetçilerinin harcı olamaz. Her Türk milliyetçisi bir iman, azim ve kararlılık abidesidir. Milliyetçi camiadan ayrışan bugünkü tatlı su milliyetçilerinin ve CHP’deki ulusalcıların halka yaymaya çalıştığı karamsarlık, mandacılıktan daha beter bir dalalettir. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilelebet payidar kalacağına dair Atatürk’ün vasiyeti, kurucusu olduğu CHP’de çok çabuk unutulmuştur. Bizdeki kötümser söylemlerin, riyakar fakirlik edebiyatının arkasında Türk solunun iflah olmaz politika anlayışı yatmaktadır. Kendi devletini karalayan, kendi milletine güvensizlik ve aşağılık duygusu aşılayan siyaset telakkisi, solcu partilerin geleneğidir. CHP yanlısı medya da yangına körükle gitmektedir. Halk TV, Sözcü TV gibi kanallara, Cumhuriyet gazetesine ve onların medyadaki benzerlerine bakınız. Hepsi hemen her gün, destekledikleri CHP ve İP gibi partilerin tabanına ümitsizlik, karamsarlık, güvensizlik ve korku aşılamaktadır.”
Yalçın, açıklamasının devamında şunları da dile getirdi:
“Ülkemizin sahip olduğu büyük devlet potansiyeli göz ardı edilmektedir. Türkiye’nin bir oyun kurucu bir caydırıcı güç merkezi hâline gelmesi gözlerden uzak tutulmaya çalışılmaktadır. CHP, İP ve bunların medyadaki sazcılarına bakarsanız, Türkiye batmaktadır. CHP ve İP gibi muhalif partilerini, gerçekleri saptırmaya yalan ve entrikaya sevk eden; Türkiye’nin kaydettiği gelişmelerin, elde ettiği başarıların oya tahvil edilmesi korkusudur. Bu yüzden halkın gerçekleri görmesi engellemeye çalışılmaktadır. Kamuoyu bilerek yanıltılmakta, halk aldatılmak istenmektedir. Oysa tam tersine Türkiye yükselen bir değerdir. Türkiye artık hem bölgesinde ve hem de dünyada yeni oyun kurucu, yeni küresel aktör mevkiine yükselmiştir. Üstelik Terörsüz Türkiye tam olarak hedefine ulaştığında, ülkemizin eli daha da güçlenecektir. Yıllardır emperyalizmin ayağımıza vurduğu prangalar çıkarılmış olacaktır.”




