• Ana Sayfa
  • Manşet
  • Mithat Sancar’dan barış sürecine teorik çerçeve: Şiddet üçgenine karşı barış üçgeni modeli gerekli

Mithat Sancar’dan barış sürecine teorik çerçeve: Şiddet üçgenine karşı barış üçgeni modeli gerekli

Bonn’da düzenlenen QAD Konferansı’nda konuşan Mithat Sancar “barış bir anlaşmayla biten değil, uzun soluklu bir toplumsal inşa sürecidir” dedi.

Mithat Sancar’dan barış sürecine teorik çerçeve: Şiddet üçgenine karşı barış üçgeni modeli gerekli
  • Yayınlanma: 22 Kasım 2025 18:53
  • Güncellenme: 22 Kasım 2025 18:54

DEM parti milletvekili ve İmralı Heyeti üyesi Prof. Dr. Mithat Sancar, Barış Araştırmaları Derneği QAD’ın “Birlikte Yaşamı Şekillendirmek” konferansında, Türkiye’deki barış sürecinin küresel silahlanma ve otoriterleşme eğilimlerinin tersine “devrimci” bir nitelik taşıdığını belirtti. Süreci Norveçli sosyolog Johan Galtung’un “şiddet üçgeni” kuramıyla ele alan Sancar, çözüm için bakılacak model olarak Kolombiya’ya işaret etti.

‘Sorunun kaynağı yapısal şiddet’

Konuşmasının merkezine Galtung’un şiddet teorisini yerleştiren Mithat Sancar, mevcut durumu “doğrudan, yapısal ve kültürel şiddetten” oluşan bir üçgen olarak tanımladı. Sorunun sadece fiziksel çatışmadan ibaret olmadığını belirten Sancar, asıl hedefin, “insanların potansiyelleri ile oldukları yer arasındaki uçurum” olarak tanımladığı yapısal şiddeti ortadan kaldırmak olduğunu ifade etti. Sancar’a göre kimlik, ekonomi ve hukuk alanındaki derin eşitsizlikler bu yapısal şiddetin temelini oluşturuyor.

Çözüm modeli: ‘Barış üçgeni’

Bu şiddet sarmalına karşı kendi “barış üçgeni” modelini sunan Sancar, çözümün üç temel sacayağına oturduğunu dile getirdi: 1. Çatışmayı Bitirmek: Doğrudan şiddete ve silahlı mücadeleye son vermek. 2. Kaynağı Çözmek: Çatışmanın nedeni olan eşitsizlikleri ve adaletsizlikleri gidermek. 3. Demokrasi ve Eşitlik: Tüm bu süreci birbirine bağlayacak ve güvence altına alacak olan siyasal, sosyal ve kimliksel eşitliği sağlamak.

‘Örnek İrlanda değil, Kolombiya’dır’

Sürecin sıkça benzetildiği İrlanda veya Guatemala örneklerinin doğru olmadığını belirten Sancar, asıl bakılması gereken yerin Kolombiya olduğunu vurguladı. Sancar, “Kolombiya’da barış anlaşması imzanalı 10 yıl oldu, ancak 15 yıllık uygulama planının henüz çok başındalar. Bu bize gösteriyor ki, barış bir anlaşmayla biten değil, uzun soluklu bir toplumsal inşa sürecidir,” diyerek beklentilerin doğru yönetilmesi gerektiğine işaret etti.

‘Akıntıya karşı üç devrimci hedef’

Sancar, mevcut barış girişimini “devrimci” olarak nitelendirmesini üç ana nedene bağladı: Dünya ve özellikle Ortadoğu hızla silahlanırken, süreç silahsızlanmayı hedefliyor. Küresel çapta otoriterlik bir eğilim haline gelmişken, süreç demokratik bir toplumu amaçlıyor. Irkçılık ve yoksulluk küresel ölçekte derinleşirken, süreç eşitlik ve bir arada yaşamayı savunuyor.

Sancar, konuşmasını, meselenin sadece bir “Kürt sorunu” olmadığını, aynı zamanda tüm Türkiye için bir demokrasi ve özgürlük mücadelesi olduğunu ve başarısının Ortadoğu için de bir model teşkil etme potansiyeli taşıdığını belirterek tamamladı.

Fotoğraflar: Banu Güven