Mülakatlarda yaşadıkları mağduriyete dikkat çekmek için Milli Eğitim Bakanlığı önünde bir araya gelen öğretmen adaylarına polis müdahale etti. Müdahale sırasında bazı adaylar fenalaştı, bazıları ise gözaltına alındı.
Türkiye’nin farklı illerinden Ankara’ya gelen ve “mülakat mağduriyeti”ne karşı adalet talep eden öğretmen adayları, eylemlerinin 163’üncü gününde MEB önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamanın ardından oturma eylemi başlatan adaylara polis müdahale etti.
Öğretmen adayları, mülakatlarda adil bir değerlendirme yapılmadığını ve haklarının gasp edildiğini belirterek aylardır bakanlık önünde nöbet tutuyor.
‘163 gündür gasp edilen emeğimize sahip çıkmaya çalışıyoruz’
Mağdur öğretmen adaylarının sözcülüğünü yapan felsefe öğretmeni adayı Özkan Özdemir, şöyle konuştu:
“Bugün torpile ve kayırmacılığa karşı verdiğimiz liyakat mücadelemizin 163’üncü günündeyiz. Sayın Bakan’ın ‘mülakatta bana haksızlık yapıldı diyen tüm öğretmenlerimizi hakkını aramaya davet ediyorum’ çağrısına uyarak MEB önünde toplanmış bulunuyoruz. 163 gündür gasp edilen emeğimize sahip çıkmaya, mülakatlarda yaşanan skandalları belgelerle, tutanaklarla ve mahkeme kararlarıyla dile getirmeye çalışıyoruz. Ancak skandalların tüm belge ve kanıtlarına rağmen Sayın Bakan sorumluluk almaktan kaçmayı sürdürmekte, mevzuatı anlatıp kamuoyunu yanıtlamaya devam etmektedir. Mülakat illerinin ve komisyonların her biri farklı bir puanlama standardı uygulamış, bir tutarlılık sağlanamamıştır. Mahkeme tutanaklarıyla elde ettiğimiz verilerde İzmir’in puan ortalamasının 4.5, İstanbul’un 1.8, Bursa’nın 1.3 olarak hesaplanmıştır. İzmir’de mülakata giren 459 kişiden yalnızca 5 kişi elenirken, Bursa’da mülakata giren 377 kişiden 98’i elenmiştir.”
Anneden Bakan Yusuf Tekin’e: Niye bizim hakkımızı yiyor?
Mülakat mağduru oğlu için Milli Eğitim Bakanlığı’nın önüne İstanbul’dan gelen 78 yaşındaki bir anne ise şu ifadelerle oğlunun atamasının yapılmamasına sitem etti:
“Rica ederim Cumhurbaşkanım. Günahtır, bu çocukların hakkını yeme, hakkını ver. Benim oğlum 10 senedir atanmayı bekliyor. Benim tansiyonum var. Ben hastayım. O çalışıyor, bize bakıyor. İstanbul’dan buraya geldim. Sabahtır güneş bana vuruyor, tansiyonum var. Niye hakkını yiyorsunuz? Bize bakıyor, kardeşlerine bakıyor. Evimizin taksiti var. Yazıklar olsun. Hakkımı istiyorum. Yusuf Tekin hakkını verecek ama o da vermiyor. Çocuğumun hakkını versin. Günahtır. Evlenemedi yaşı geçiyor. Niye bizim hakkımızı yiyor? Adalet böyle olmaz ki.”