1 Ekim’den bu yana devam eden ve son olarak Abdullah Öcalan’ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı ve etkileriyle devam eden barış sürecinin aktörlerinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti cephesi ile MHP lideri Devlet Bahçeli arasında kimi görüş ayrılıkları iddiaları tartışmalara sebep oldu. Bu iddialar kimi zaman yalanlansa da bu iddianın sürece olan etkisi merak konusu. İki cephede bir görüş ayrılığının olduğunu savunan Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne, bu durumu Erdoğan-Bahçeli’nin tutumu üzerinden değerlendirdi ve Bahçeli-Öcalan diyaloğuna dikkat çekti.
‘Bahçeli ile Öcalan birbirlerini anlayan politikalara dayalı çıkışlar yapıyorlar’
Prof. Dr. Türköne, sürece Erdoğan’ın yaklaşımını ve Bahçeli ile Öcalan arasındaki diyaloğu şöyle değerlendirdi:
“Başından itibaren Devlet Bahçeli’nin, ‘devlet kanadını’ temsil ettiğini, AK Parti ve Erdoğan kanadının da ‘hükümet kanadını’ temsil ettiğini ve ikisi arasında görüş ayrılığı, çatışma olduğunu ifade ediyorum. Bunu da beyanlarından, çıkışlarından çıkartıyorum. En son Abdullah Öcalan’ın çağrısı ile Devlet Bahçeli arasında adeta bir diyalog sürdü. Öcalan’ın çağrısı Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim’deki çıkışına bir cevap gibiydi. Bir diyalog var orada karşılıklı olarak. Birbirlerini anlayan, birbirlerini anladıktan sonra geliştirdikleri politikalara dayalı çıkışlar yapıyorlar. Erdoğan kanadının ise siyasi hesap peşinde olduğu, iktidar hesabı peşinde olduğuna dair bir izlenimim var.”
‘Bahçeli cephesi kuvvetli bir şekilde durumu yönetiyor ve müdahale ediyor’
AK Parti ile MHP arasında bu süreçte tam bir uyumun olması gerektiğini savunan Türköne, “Böylesi hassas bir süreçte uyumun olmadığı belli” dedi.
Prof. Dr. Türköne “Bir kere dilden, üsluptan belli. Bahçeli’nin sözleri içeriğinden öte son derece yapıcı ve olumlu, öbür taraftan AK Parti’den gelen mesajlar sarkastik mesajlar olarak okunuyor. Netice olarak bu konuda bir çatışmanın bir kutuplaşmanın bir anlaşmazlığın olduğu istikametinde bir kanı var, fakat Bahçeli cephesi çok tahkim edilmiş ve kuvvetli bir şekilde durumu yönetiyor ve müdahale ediyor. Yani ‘devlet kanadı’ bu konuda çok hazırlıklı. Ben o istikamette ilerleyeceği kanaatindeyim.” diye konuştu.
‘Hiçbir şey garanti değildir, fakat çok yüksek bir oranda her şeyin olumlu geliştiği anlaşılıyor’
Sürece yaklaşım konusundaki görüş ayrılıklarını ve barındırdığı riskleri ele alan Türköne, Devlet Bahçeli’nin süreç üzerindeki tahkimi ile birlikte, güçlü bir çözüm iradesine işaret etti. Türköne şunları belirtti:
“Elbette böylesi durumlarda hiçbir şey garanti değildir, fakat yüzde doksan gibi çok yüksek bir oranda her şeyin olumlu geliştiği anlaşılıyor.2013-2015’te de yaşandığı üzere süreç başlar başlamaz provokasyonlar başlıyor. Bu sefer daha hazırlıklı görünüyorlar bu tür provokasyonlara karşı. Bu vurgu Bahçeli’nin yazılı açıklamasında da var. Yani kışkırtmalar, provokasyonlar gibi endişeler var risk orada var. Bir de AK Parti’nin hesaplarında var. Ne kadar ısrar ederler, ne kadar bunun peşine düşerler, riski görmek için onu anlamak lazım. Bu tür süreçler bıçak sırtında gider, risklidir ama ağırlık çözümden yana ve çok güçlü bir dalga şeklinde geliyor. Süreç ilerledikçe bu gerilim azalır yani göç yola düzüldükten sonra bütünüyle azalır.”