Dersim’de “Dersim yaşamdır; doğama, irademe, dilime, inancıma dokunma” şiarıyla bu yıl 23’üncüsü düzenlenen Munzur Kültür ve Doğa Festivali yoğun katılımla devam ediyor. Festival boyunca ekolojik yıkım, kadınlara yönelik şiddet, anadil hakkı, demokrasi talepleri ile “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” başlıkları öne çıktı.
Festivale katılan yurttaşlar, çağrının ardından başlayan süreci değerlendirdi ve devletin artık somut adımlar atması gerektiğini ifade etti.
‘Kürtlerin hakları anayasal güvence altına alınmalı’
Yurttaşlardan Ali Akdağ, PKK’nin attığı adımları olumlu bulduğunu belirterek, “Biz Kürtler her zaman verdiğimiz sözün arkasındayız. Ama AKP-MHP’nin bugün söylediği yarın değişiyor. Güvensizliğin giderilmesi için öncelikle siyasi tutsakların serbest bırakılması gerekir. Devletin samimiyeti ancak böyle adımlarla anlaşılır. Kürtlerin anayasal statüsü olacak mı? Talebimiz Kürtlerin haklarının anayasal güvence altına alınmasıdır. Kürtler kendi diliyle özgürce konuşabilmeli. Devletin sözüne güven kalmadı ama halkta umut var. Biz ölüme karşıyız, barıştan ve birlikte yaşamaktan yanayız” dedi.
‘Halklar için fırsat’
Ayşe Özdamar, başlatılan sürecin sadece Kürtler için değil, tüm halklar için bir fırsat olduğunu belirtti. “Sadece izlemek yetmez. Örgütlenip taleplerimizi haykırmamız gerek. Barışın toplumsallaşması ve demokratik toplum mücadelesini tüm emekçilerin vermesi gerekir. Bu fırsatı değerlendirirsek bizi güzel yarınlar bekliyor” diye konuştu.
‘Devletin mutlaka adım atması lazım’
Devletin barış için adım atması gerektiğini vurgulayan Özdamar, şunları söyledi: “Yasal düzenlemeye gerek bile kalmadan atılabilecek adımlar var. Hasta tutsakların serbest bırakılması, tecridin kaldırılması, AİHM kararlarına uyulması… Bunlar için yasa gerekmez. Ama devlete adım attıracak olan da bizleriz. Biz halklarız. Biz harekete geçmezsek, onlar bu işi sürüncemede bırakır.”
‘Kürtlerle Türkler arasındaki barış, hepimize rahatlama getirebilir’
Festival katılımcılarından Mihran Pirgiç ise, “Devlet çevresindeki milliyetçiler de bu süreci anlamaya çalışırsa, süreç barışla ilerleyebilir. Kürtler bu sürecin kendiliğinden düzeleceğine inanmaz. Silahlı mücadeleden daha zor bir siyasi mücadeleye geçecekler. Ermeni bir yurttaş olarak biz azınlıklar da bu ülkede mutlu değiliz. Kürtlerle Türkler arasındaki barış, hepimize rahatlama getirebilir” dedi.
‘Somut adımlar atılmalı’
Servet Pala ise PKK’nin attığı adımları hatırlatarak, Türkiye’nin de somut ve demokratik adımlar atması gerektiğini söyledi. “Barış herkesin en doğal hakkıdır. Artık birbirimizi kandırmanın zamanı değil. Kürt sorunu ve Kürt halkının hakları Meclis çatısı altında güvence altına alınmalıdır” dedi.