CHP Grup Başkanvekili Murat Emir ile CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen TBMM’de CHP’nin Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na ilişkin “Demokratikleşme Paketi” başlıklı tutum belgesi ve komisyona ilişkin bilgilendirme yaptı. Emir, komisyon üyesi 11 milletvekili olarak zaman zaman kamuoyunu doğrudan basın toplantılarıyla bilgilendireceklerini belirtti.
Sürece dair umutlananların olduğu kadar süreci zehirlemeye çalışanların da olduğuna değinen Emir, komisyonun ikinci toplantısının kapalı yapılmasına ilişkin şöyle konuştu:
“İkinci toplantının niye kapalı olduğuna ilişkin birileri birbirine olmayacak sözlerle yaymaya çalıştı. Biz olağan kaygıları olan vatandaşlarımızın komisyonla ilgili kaygılarını veya komisyonda yapılabilecek kimi adımlarla ilgili tedirginliklerini anlıyoruz. Elbette vatandaşlarımızın büyük ölçüde bu komisyona atfedildiği, söylendiği, iddia edildiği gibi Anayasa değiştirilmesin, cumhuriyetin kolonlarıyla oynanmasın ve cumhuriyetin temel nitelikleri tartışma içerisine çekilmesin diye kaygılandığını biliyoruz. Bu nedenle halkımızın büyük oranda bu komisyona baktığını biliyoruz. Tam da bu nedenle doğru açık bilgilendirme gereğini duyuyoruz. İkinci toplantımız kapalı yapıldı çünkü Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı geldi ve sunum yaptılar. Meclis’in geleneksel teamülleri ve İçtüzüğümüzün emirleri doğrultusunda bu toplantı kapalı yapıldı. Bugün üçüncü toplantısını yapacağız. Üçüncü toplantı açık olacak. Sizler de takip edeceksiniz ve komisyon üyelerimiz, komisyon gündemi ne olmalıdır, komisyon neleri tartışmalıdır, Türkiye’ye nasıl bir mesaj vermelidir ve komisyon ilk iş olarak neye üstlenmelidir sorularına cevap arayacaklar.”
‘Bu Komisyon gerçekten hem Kürt sorununu kabul eden ve bunun kök nedenlerini araştıran bir komisyon olmalıdır’
Emir, CHP’nin dersine çalıştığına dikkat çekerek “Tanımladığımız gibi bu komisyon gerçekten hem Kürt sorununu kabul eden ve bunun kök nedenlerini araştıran, bu sorunlarını çözmeye dönük cesaretli adımlar atmaktan çekinmeyen, aynı zamanda terörle mücadele güvenlik güçleriyle bir yandan verilirken aynı zamanda terörle mücadele etmek için silahlar ilelebet sussun diye atılması gereken siyasal adımları tartışan ama bununla yetinmeyip gerçekten kalıcı barış, huzur, demokrasi ve adalet yaratmak için neler yapılmasının gerektiğini de tartışan, konuşan karara bağlayan bir komisyon olmalıdır” dedi.
‘Anayasayı çiğnemeyi bir alışkanlık haline getirmiş bir iktidarla asla bir anayasa masasına oturmayacağız’
Bu komisyonun asla bir anayasa çalışması yapmayacağını söyleyen Emir, “Ama yine de biz bu başlığı bilerek kaldırmadık. Çünkü biz bu çalışmayı çok daha öncesinden başlatmıştık. Çok uzunca bir süredir geleneksel tutumumuz Anayasa Mahkemesi kararlarına uymayan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uymayan, Anayasa’yı çiğnemeyi bir alışkanlık haline getirmiş bir iktidarla asla bir anayasa masasına oturmayacağımızı söylemiştik” diye konuştu.
‘Can Atalay, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş niye hala hapiste?’
Emir, demokratik bir toplum kurulacaksa bunun yegane yolunun hukuka uymak olduğunu belirterek şunları kaydetti:
“Başta toplum sözleşmesi olan anayasaya uymaktır ve Anayasa Mahkemesi kararlarına uymaktır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uymaktır. Tam da bu nedenle bugün de soracağız, hep soracağız. Osman Kavala niye hala içeride? Selahattin Demirtaş niye hala hapiste? Gezi mahkumları üzerinde yapılan bunca baskı nasıl yapılabilir bunca AİHM kararına rağmen ve Can Atalay bir milletvekili seçilmiş bir milletvekili Anayasa Mahkemesi kararlarıyla üç defa milletvekili olduğu tespit edilmiş ve fiilen cezaevinde tutulan bir milletvekili. Bir milletvekili AYM kararlarına rağmen cezaevinde demir parmaklıklar arasında tutulurken Türkiye’de birilerinin, ‘bu sorunu görmeyelim, bizim gündemimize sıkışın, sadece bunu konuşalım’ demesini asla kabul etmeyeceğimizi ve 86 milyonun da bunu kabul etmeyeceğini anlamalarında yarar görüyoruz.”
En geniş toplumsal uzlaşı mesajı
“Bugün komisyonumuza davet edileceklerle ilgili siyasi partiler ve milletvekilleri görüşlerini ifade edecekler. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak hiçbir ayrım yapmaksızın söyleyecek sözü olan herkesin oraya çağrılıp açık bir biçimde görüşlerini ifade etmesinden yanayız. Orada her görüşün konuşulduğu, her duygunun paylaşıldığı ve toplumsal uzlaşının en geniş anlamda arandığı bir çalışma yapılmalıdır. Zaman geniştir, daraltılmaya ihtiyaç yoktur. Geniş bir şekilde bu konu konuşulmalıdır çünkü herkesin söyleyecek sözü vardır. Özellikle şehit yakınları, gaziler, onların dernekleri, asker dernekleri, emekli asker dernekleri, anaların dernekleri, Cumartesi Anneleri, Diyarbakır Anneleri, Aile Dayanışma Ağı yani İBB soruşturması kapsamında mağdur edilen aileler, buna benzer sivil toplum örgütleri, buna benzer meslek odaları ve bu konuda söyleyecek sözü olan herkesi bu komisyona davet etmek ve bu komisyonda dinlemek kararlılığındayız. Umuyoruz ki zaman baskısına getirilmeyen ve en geniş toplumsal uzlaşıyı arayan bir çalışma yapma fırsatı olur olur. Biz de bunun için bugün mücadele edeceğiz.”
