İlke TV’de yayınlanan Konuşma Zamanı programına katılan gazeteci Mutlu Çiviroğlu, Dilek Odabaş’ın sorularını yanıtlarken ABD’nin Suriye politikası, kürtlerin rolü ve uluslararası diplomaside yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.
Çiviroğlu, ABD’deki siyasi atmosferin Trump dönemiyle değişime uğradığını belirterek, “Washington’da Trump’ın yemin töreni öncesi güvenlik önlemleri şimdiye kadar görülmemiş bir seviyeye çıkarıldı. Bunun ardında spesifik tehditler ve hassasiyetler olduğu anlaşılıyor” dedi.
‘Kürtler Suriye’nin en etkili askeri ve siyasi gücü’
Suriye’deki duruma ilişkin değerlendirmelerde bulunan Çiviroğlu, Kürtlerin Suriye’nin geleceği için kilit bir aktör haline geldiğini vurguladı. “Kürtler, Suriye’nin tarım, petrol ve su kaynaklarının önemli bir bölümünü kontrol ediyor. Bu durum, onlara sadece askeri değil, aynı zamanda siyasi gücünü de kazandırıyor” dedi.
Mesud Barzani ile Mazlum Abdi arasında gerçekleşen son görüşmeden bahseden Çiviroğlu, bu temasların Kürt ulusal birliği için olumlu bir atmosfer yarattığını ifade etti. “Bu görüşmeler, Kürtlerin hem ulusal kongre hedefini yeniden gündeme getirdi hem de uluslararası alanda moral bir destek oluşturdu” diye ekledi.
‘ABD, Suriye’de SDG ile işbirliğini sürdürecek’
ABD’nin Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile ilişkilerinin güçlenerek devam ettiğine değinen Çiviroğlu, şu ifadeleri kullandı: “ABD’nin Orta Doğu operasyonlarından sorumlu komutanın SDG ile görüşmesi, şu anlama geliyor: ABD, bu ilişkiyi kesintisiz bir şekilde devam ettirecek ve SDG’yi Suriye’deki en güvenilir partner olarak görmeye devam edecek.”
ABD ve Avrupa’nın Suriye’deki diplomatik çabalarının Türkiye’nin Kürt politikalarıyla çeliştiğine dikkat çeken Çiviroğlu, “Batı, Türkiye’nin Kürtlerin kazanımlarını engellemeye çalışmasını olumlu karşılamıyor ve SDG’nin stratejik rolünün farkında” dedi.
‘Federal bir Suriye modeline yönelim artıyor’
Programda Suriye’nin geleceğine dair öngörülerini de paylaşan Çiviroğlu, şu yorumu yaptı: “Suriye’de federatif bir model, giderek daha gerçekçi hale geliyor. Almanya ve ABD gibi federatif sistemleri benimsemiş ülkeler, Suriye’de de böyle bir yapıyı destekleme eğilimindeler. Kürtlerin özellikle bu yapıda çok dilli ve kapsayıcı bir model sunduğu görülüyor.”
İngiltere ve Almanya’dan Kuzey ve Doğu Suriye’ye gönderilen heyetlerin, uluslararası diplomaside Kürtlerin artan etkisini ortaya koyduğunu belirten Çiviroğlu, “Türkiye’nin Kürtleri dışlayan politikalarının uluslararası arenada destek bulamayacağını” ifade etti.
