Diyarbakır’ın merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesiyle ilgili açılan davanın ikinci duruşması Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı.
Duruşmaya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile yargılanan sanıklar Salim Güran, Yüksel Güran, Enes Güran ve Nevzat Bahtiyar’ın mahkeme salonuna getirilmesi ile başlandı. Baba Arif Güran ise müşteki sıfatıyla mahkemede hazır bulundu.
Narin Güran cinayeti davasında karar çıkması beklenen duruşma bugün
⚫️ Sanıklar adliyeye getirildi
İlke TV Diyarbakır Temsilcisi Ömer Çelik (@nucegihan) Diyarbakır’dan aktardıhttps://t.co/9bx4pK0Js1#NarinGüran pic.twitter.com/l9FskIbiUF
— İlke TV (@ilketvcomtr) December 26, 2024
‘Keşke şu dakika ölseydim kızıma bir şey olmasaydı’
İlk olarak konuşan Narin’in babası Arif Güran, Narin’in kaybolduğu güne ilişkin konuştu. Olay gününü anlatan Arif Güran gözyaşlarına hakim olamadı. Arif Güran, İfadesinde şu sözlere yer verdi:
“Keşke şu dakika ölseydim kızıma bir şey olmasaydı. Bir hastaneden haber geldi dediler kızın olabilir. Fotoğrafını gösterdiler, ben benzetmek istedim. Benden önce gidenler dediler kızın değil inanmadım. Komutanımla gittik. Kızım değildi. Sonra telefonlarıma ihbarlar yağmaya başladı. Artık bakamaz oldum. Arada ifadem alınıyordu. Husumetli olduğum kişiler, Nevzat’ın olayını anlattım. Dediler kimse 50 bin için kızını öldürmez. Sonra arama kurtarma çalışmaları.. 4-5 gün uyumadım, yemek yemedim, beynim uyuşmuştu. Bana dediler ‘senin kızın görmemesi gereken bir şeyi gördü, sen, Erhan ve Baran dışında herkes biliyor. 300 kişilik bir köy nasıl olur? Benim kızım akıllı, bir yere giderse döner. Bana dediler 17:45’te görünmüş. Dediler sana senin bilmediğin bir şey söyleyeceğiz, Şeyma Kaya, İsa Kaya, 17:45’ta görüşmüş. Dediler Salim, 18:30’da köyden hızlı bir şekilde geçmiş. Sonra Salim tutuklandı. Bir insanı tutuklamışsan kızım nerede? Dediler bulacağız. Ondan sonra Salim’in iki işçisini yakaladılar telefon görüşmesi falan filan. Hanımımla jandarmaya gittik. Komutan, bana Narin Salim’in arabasına binmiş mi diye sordu. Ben bilmiyorum dedim eşime sordum. Ben Mersin’de iken nişana gitmişler ‘arabaya binmişiz’ dedi. Jandarmaya dedik binmiş diye. Benim kızım kaçırılmış diye bir algı vardı. Farklı yerleden arıyorlardı. Kızımın koşarak kaçtığı görüntüleri gösterdiler. Jandarmaya dedim herkesin ifadesini alın, kim ne biliyorsa söylesin’ dedim. Kız 18:30’a kadar köyde. Benim zoruma giden bu vahşi (Nevzat Bahtiyar’ı kastederek), Salim sana git göm dediyse nasıl yaptın. Sonra gelip benle namaz kıldın. Gelip bana iki kurşun sıksaydın, beni öldürseydin. Gözümün önünde eli bile titremedi. Benim kızım hakkında… Salim senin kafana silah dayadığı zaman senin kızın yok mu? Nasıl sessiz kaldın? O kadar asker vardı, gidip söyleseydin deseydin ben korkuyorum. Bazıları itirafçı diyor ne itirafçısı bu adam evinden kaçarken yakalandı. Gelip benim yanımda namaz kıldın. O namaz seni çarpsın. Bunun üzerine Narin’in annesine namusuna dil uzatıyor. Ben hanımımı mı tanımıyorum, çocuklarımı mı tanımıyorum. O avukat (Nevzat Bahtiyar’ın avukatı) namusumuza dil uzatıyor. Bizim hayatımız gitti. Ben eşime kefilim, herkes kendi ailesinden sorumludur. Onun iffetine kefilim. Kimse kimsenin iffetini sorgulayamaz. Ben bir kez ölüyorsam, annesi bin kez ölüyor. Ben adalet istiyorum. Ben adalet istiyorum, giden benim canım, ruhumdur. Ben artık dayanamıyorum. Ben intihar etmediysem çocuklarım için. Sizin vicdanlarınız nerede? Televizyonda bas bas konuşanlar nerde. Kimse Narin için bir şey yapmadı. Benim kızım için bir şey yapan devlettir. Buradakiler hep para, hep takipçi için…
Ben her dakika her saniye ölüyorum.”
Esasa ilişkin savunma ve beyanlara geçildi
Verilen aranın ardından devam edilen duruşmada iddia makamı amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile Nevzat Bahtiyar’ın ‘iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talebini yineledi.
Salim Güran soruları yanıtsız bıraktı
Duruşma taleplerin ardından Salim Güran’ın çapraz sorgusu ile devam etti. Önceki beyanları ile aynı beyanları sunan Salim Güran, Nevzat Bahtiyar’ın müdafi avukatının sorularına ise, “Bu avukat katilin karısıyla kızıyla fotoğraf çekmiş, yanıt vermeyeceğim” diyerek yanıtsız bıraktı.
Son olarak Enes Güran’ın da çapraz sorgusunun bitmesi ile birlikte mahkeme heyeti taraf avukatların tevsii tahkikat (kovuşturmanın genişletilmesi) taleplerini aldı.
Sanıkların talepleri soruldu
Duruşma tutuklu sanık Salim Güran’ın sorgusu ile devam etti. Güran, “Israrla DARA karakol görüntülerinin bir kediyi bile görebileceğini söylüyoruz. Ama görüntüler yok” dedi ve buna dair Nevzat Bahtiyar’ın korucu akrabalarından şüphelendiğini ifade etti. Mahkeme başkanı “Benim bile bir mahkeme başkanı olarak elimi kolumu sallayarak gidemeyeceğim bir yere korucunun girip görüntüleri silebileceğini düşünüyor musun? diye sordu. Güran, “Olabilir” yanıtını verdi. Ardından DARA karakolu görüntülerinin getirilmesini talep etti.
Daha sonra sanık kürsüsüne çağrılan tutuklu sanık Yüksel Güran’ın dosyaya dair talebi soruldu. Güran, “Ben Narin’in katili değilim. Katilinin bulunmasını istiyorum” diyerek kürsüden ayrıldı. Ayrılırken de Nevzat Bahtiyar’a bakarak hakaret cümleleri kurdu.
Ardından tutuklu sanık Enes Güran’ın dosyaya ilişkin talebi soruldu. Enes Güran, “hiçbir şey istemiyorum” yanıtını verdi.
Duruşma taleplerin ardından Salim Güran’ın çapraz sorgusu ile devam ediyor.
Sanıklar ikinci kez çapraz sorguya alındı
Duruşma tutuklu sanıkların yeni sorularla ikinci kez çapraz sorgulaması ile devam etti. Avukatlar tarafından soru yöneltilen tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar, ilk duruşmada verdiğine benzer yanıtlar verdi. Yüksel Güran’ın avukatı Narin’e yönelik cinsel istismara dair kesin olmayan bulgulara dayanarak soru sormak isterken Nevzat Bahtiyar, “Kesinlikle, kesinlikle böyle bir şey olmadı” diyerek reddetti.
Nevzat Bahtiyar “Narin’in cansız bedeninin bulunduğu çuvaldaki kancayı siz mi koydunuz?” sorusuna yanıt olarak “Ben koymadım” dedi. “Kim koymuş olabilir?” sorusuna ise “Salim koymuş olabilir” diye yanıt verdi.
Baba Arif Güran konuştu
1’i tutuklu 3 tanığın dinlenmesinin ardından müşteki Arif Güran dinlendi. Güran’a tanık beyanları soruldu.
Güran, kendisine yöneltilen benzer sorulara da, yine benzer yanıtlar verdi. “Eklemek istediğiniz, araştırılmasını istediğiniz bir şey var mı?” sorusuna, “Kızımı 18.00-19.00 arası köyün içine koydular. Bu adam (Ahmet Akgün) köyün içine girdiği zaman kimi gördü? O köyde 300 kişi var. Kimse görmedi mi? Ama o saatte maalesef biz görmedik. ‘Havaalanı kamerası bozukmuş’ dediler Bütün tesadüflerin hepsi benim kızıma mı denk gelmiş?” şeklinde konuştu.
Mahkeme Başkanı: Siz bizden bir şey gizliyorsunuz
Duruşmaya zorla getirilme kararı olan Erhan Güran’ın (Salim Güran’ın kardeşi) dinlenmesi ile devam eden duruşmada Erhan Güran’ın neden çobanı sorguladığı soruldu. Güran beyanında, çobana sürekli Narin’i görüp görmediğini sorduklarını ancak ‘görmedim’ yanıtı ile karşılaştıklarını söyledi. “Kaç defa çağırdım gelmedi, evine gittim kapıyı açmadı, gittim komutanıma söyledim ‘bu şüpheli hareketler yapıyor’ diye” dedi.
Ardından mahkeme başkanı bu şüphesini neden ilk celsede söylemediğini sordu. Ancak ‘aklıma gelmedi’ yanıtı şarkısında kızan başkan, ‘Siz bizden bir şey gizliyorsunuz’ diyerek ailenin çelişkili konuştuğunu ifade etti. Bunun üzerine Erhan Güran doğruları söylediğini belirtti.
Savcı da Erhan Güran’a Güran aile bireylerinin çobanı darp etmesine ilişkin sorular sordu. Bunun üzerine Erhan Güran, “Ben dövmedim, yerimden bile kalkmadım, çocuklar dövdü, bir iki tokat atılmıştır” şeklinde konuştu. Savcı biraz önceki beyanında yerinden kalktığını hatırlatarak, niye iki dakika önceki beyanınızı değiştirdiniz? diye sordu. Erhan Güran’ın sorgusu, “Ben önce kalkmadım, küfür edince kalktım” yanıtını vermesinin ardından sona erdi.
Çoban Ahmet Akgün’ün köylüler tarafından darp edilmesi
Geçtiğimiz günlerde köyün çobanı Ahmet Akgün’ün köydekiler tarafından sorgulandığı görüntüler dava dosyasına girmişti.
Narin’in amcası Erhan Güran tarafından çağrıldığını belirten Akgün, “Beş dakika gel bir şey soracağız dediler ama ne bileyim beni dövecekler?” şeklinde konuştu.
Ardından Savcı, Akgün’e “Görüntüde sürekli Enes, Salim kelimesi geçiyor, ama Enes yok neden bu kadar Enes deniyor? diye sordu. Akgün, “Bana sen çöldesin mutlaka bir şey görmüşsündür diyorlar, ben bir şey görmedim” dedi.
Savcı bunun üzerine Akgün’ün yanına giderek, sorularını sormaya devam etti. Ancak Akgün savcının tüm sorularını yanıtsız bıraktı.
Sorgulama görüntülerine ilişkin sorular yanıtsız kaldı
Avukat Nahit Eren ise, görüntülerde Kürtçe diyaloglara binaen Kürtçe soru sormak için mahkeme başkanından izin istedi. Mahkeme başkanı gerçeklerin ortaya çıkması için sorgunun yeminle Kürtçe tercüman eşliğinde Kürtçe yapılmasını kabul etti.
Nahit Eren, “Görüntüde biri ‘şerefsizin şerefsizi Enes’ diyor. Sen bunu duydun mu?” diye sordu. Akgün, “Hayır duymadım” yanıtını verdi
Israrlı sorulara rağmen Akgün, neden darp edildiğini ve görüntülerdeki konuşmalara karşılık somut bir yanıt vermedi.
Köyde sorgulanması kameraya yansımıştı: Çoban tanık olarak dinlendi
Duruşma çoban Ahmet Akgün’ün tanık olarak dinlenmesi ile devam etti. Geçtiğimiz günlerde köyde kamera kayıtlarına yansıyan Ahmet Akgün’ün köydekiler tarafından sorgulandığı görüntüler dava dosyasına girmişti. Dava dosyasına giren görüntüye sanık müdafi avukatlarından itiraz geldi. Ancak mahkeme başkanı itirazı reddetti. İlgili görüntü mahkeme salonunda izletildi.
Akgün, mahkeme başkanının soruları üzerine, “Olay günü Narin’i hiç görmedim, dikkat çeken bir şey görmedim” dedi. “Neden seni çağırdılar?” sorusuna ise “Bilmiyorum ben onlara da söyledim ama bana inanmadılar, beni darp ettiler ben onlara görmedim dedim” dedikten sonra ağlamaya başladı. Mahkeme başkanı sakinleşmesi için yanına gitti “Sana bir şey yapamazlar” diyerek sorularına devam etti.
Akgün’ün sorgulaması devam ediyor.
Duruşmada kritik isim tanık olarak dinlendi
Duruşma, ilk duruşmada tanık olarak konuşmak istemeyen Salim Güran’ın işçisi, 15 yaşındaki Ramazan Atasoy’un psikolog eşliğinde SEGBİS üzerinden dinlenmesi ile başladı. Tanık olarak dinlenen Ramazan Atasoy’a neler yaşandığı soruldu. Atasoy şu yanıtı verdi:
“Olay günü her zamanki gibi işler yaptık. Babamla tarlaya Tavşantepe’ye gittim. Salim Güran’la tarlada karşılaştık. Olay günü ilk olarak sabah saat 08:00-09:00 gibi gördüm. Sonra gitti. Salim Güran akşam 15:00-16:00 gibi gene geldi. Çay içtik. Normal davranıyordu. Sonra babam geldi. Babamla konuştu. Babama da çay doldurdum. Babam daha sonra 17:00-18:00 gibi aşağı doğru gitti. Salim de üzerini değiştirmeye gideceğini söyledi. Sonra tekrar geldi. Yemek yedik. Saat 18.00-19:00 gibi Narin’in kaybolduğunu duyduk. Salim’i aradılar. Hatta Salim ‘bu saat kız kaybolma saati midir?’ diye konuştu. ” Atasoy ardından akşam Narin’in kaybolduğunu ve köydekilerin aramaya çıktığını söyledi.
Atasoy’a olay günü Salim Güran ile18:38’de yaptığı arama kaydı dinletildi ve konuşması soruldu. Atasoy, Salim’in kendisini su fıskiyesinin düştüğünü söylediğini söyledi. Konunun çalışması ile ilgili olduğunu söyledi.
Ramazan Atasoy’a ayrıca, Salim’in olay günü ayaklarının ıslak olduğuna dair ifadesi soruldu. Atasoy, “Bana sordular, ama görmedim, ifademi okumadım imzaladım. O gün dikkat etmedim. Ama ıslak değildi” dedi.
🔴CANLI | Duruşmada kritik isim tanık olarak dinlendi
Duruşma, ilk duruşmada tanık olarak konuşmak istemeyen Salim Güran’ın işçisi, 15 yaşındaki Ramazan Atasoy’un psikolog eşliğinde SEGBİS üzerinden dinlenmesi ile başladı
İlke TV Diyarbakır Temsilcisi Ömer Çelik (@nucegihan)… pic.twitter.com/Rayi4iK5uO
— İlke TV (@ilketvcomtr) December 26, 2024
Çelişkiler giderilemedi
Daha sonra çapraz sorguya geçildi. Sorguda Savcı tarafından, olay günü saat15:52’de yine Salim Güran’la yaptığı telefon araması soruldu. Atasoy, bu soruya “hatırlamıyorum” yanıtını verdi. Aynı saatlerde yanında olduğuna dair çelişkileri belirtti.
Ardından Diyarbakır Barosu’ndan Nahit Eren Atasoy’a, ifadesinde yönlendirilip yönlendirmediğini sordu. İfadelerinde gün boyu Salim Güran’la birlikte olduğunu belirtmesi soruldu. Atasoy, kimsenin kendisini yönlendirmediğini ve olay günü yaşananların anlattığı gibi olduğunu söyledi.
Daha sonra Ramazan Atasoy’un babası Mehmet Selim Atasoy’un köyün aşağısındaki tarlaya gitmesi soruldu, “Babam 18:00 civarı gitti, yarım saat sonra geri geldi. Tam saatleri hatırlamıyorum” dedi.
Duruşma avukatların sorularıyla devam etti. Tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Ali Eryılmaz, Atasoy’a, Salim Güran’ın kayınpederinin çiftliğine gidip gitmediğini sordu. Atasoy çiftliğe gittiklerini ama Narin’in öldüğü gün olup olmadığına dair “gittim ama günü hatırlamıyorum. Olay günü de olabilir, olmayabilir de” dedi.
Enes Güran’ın tepki göstermesi ile mahkeme salonunda gerginlik çıktı. Sanık yakınları arasında arbede çıkınca mahkeme başkanı mahkemeye ara verdi.
🔴Narin Güran davası
Enes Güran’ın tepki göstermesi ile mahkeme salonunda gerginlik çıktı. Sanık yakınları arasında arbede çıkınca mahkeme başkanı mahkemeye ara verdihttps://t.co/9bx4pK1hhz pic.twitter.com/03SIf4VT0z
— İlke TV (@ilketvcomtr) December 26, 2024
Arif Güran’ın avukatı: Kızı öldürülmüş bir baba var
Yaşanan gerginlik sonrası ara verilen duruşma devam ediyor. Mahkeme heyeti sanık yakınlarının mahkeme salonuna alınmayacağına karar verdi. Aranın ardından Arif Güran’ın avukatı Berat Kocakaya söz aldı. Arif Güran’ın kızını kaybettiğine dikkat çeken Kocakaya, “Arif Güran, kızının katillerin ortaya çıkmasını istiyor. Kızı öldürülmüş bir baba var. Hem hakikaten artık olay çok çirkin bir ortama dönüştü. Bunun üzerine hem de eşinin çocuğunu öldürmekten bahsedeceğiz. Yani bir annenin kendi çocuğunu öldürmesi bir abinin kendi kardeşine kıyması” dedi. Adil bir yargılama istediğini belirtti. “Başkaları ne der diye yargılama olmaz” şeklinde konuştu.
Güleç: Narin’in katillerinin bulunması için mücadele ediyoruz
Ardından konuşan Diyarbakır Baro Başkanı Abdulkadir Güleç, katılan sıfatıyla önceki celsede verdikleri beyanın dosyaya girdiğini ve tekrarladıklarını söyledi. Mütalaayla ilgili tespitlere değinen Güleç, “Müşterek faillikle ilgili sanıkların ortak hakimiyet kurduğu noktasındaki tespitin çok yerinde olduğunu ifade etti. Ulusal kriminalin daraltılmış baz kayıtlarına ilişkin, raporda yer alan ev civarındaki hareketliliğe dikkat çekti.
“Her 4 sanık hakkında mütalaada cezalandırma talebine iştirak ettiklerini kaydetti. Güleç, “Hepimizin temel amacı Narin’in katillerinin bulunmasıdır. Katillerin bulunması için mücadele ederken, aslında Arif Güran’la aynı noktada gidiyoruz. Cinayet aydınlatıldığında, gerçek, hakikat ortaya çıktığında eminin Arif Bey’inde bizim de kamuoyununda vicdanını rahatlayacaktır” şeklinde konuştu. Güleç, yazılı sundukları savunmayı da tekrar ettiklerini sözüne ekledi.
Türkiye’deki kayıp çocuklar
Diyarbakır Barosu’ndan Metin Ak, Türkiye’deki çocuk hakları politikasına ilişkin konuştu:
“Kayıp vakalarında ilk aşamalarda şüphe bulunmaması sebebiyle olayların genel olarak idari bir mesele olarak değerlendirilmesi, savcılık numarası dahi verilmemesi polisi adli vakaları yürütürken sahip olduğu hukuki soruşturma gücünü kullanmaması sonucunu doğurmakta, telafisi imkansız sonuçlar ortaya çıkarmaktadır. Geçmişte, meclis bünyesinde kurulan özel araştırma komisyonlarına rağmen hâlen, ülkemizde kayıp çocukluk vakalarının soruşturması ve aydınlatılmasında ele alınmış yapısal problemler devam etmektedir.”
Ardından Narin’in kaybolmasına ilişkin ailenin beyanlarına göre soruşturma yürütülmesi ile 19 gün boyunca Narin’in cansız bedenine ulaşıldığı ve delillerin yok olduğunu belirten Ak, “Kolluk kuvvetleri delillerin kaybedilmesine neden olup, olayın arka planının oluş şekli ve diğer delillerin ortaya çıkmasına engel oluşturan ifadelerde bulunmuştu” dedi.
Diyarbakır Barosu: Mütalaaya iştirak ediyoruz
Ardından Diyarbakır Barosu’ndan Cemre Işık, “Aslında aylardır Narin için çabalamaya çalışan avukatların meramını anlamanızı isteriz. Sanık kürsüsünde, kimin oturduğunun bizim için kişisel anlamında hiçbir önemi yok. Elbette ki bir çocuğun katledilmesi olayında, bir annenin, bir abinin oturuyor olması vicdanları acıtıcı bir şey, duygusal olarak üzücü yıpratıcı bir şey. Ama biz hukukçular bu meseleler çok şaşılası değil, yani kadın ve çocuk cinayetlerinde, yani dezavantajlı kesim olarak tanımladığımız kadın ve çocuk cinayetlerinde zaten ekseriyetle failler hep aile içinden yakınlardan biri” diyerek toplumsal bir gerçeğe değindi.
Daha sonra müşterek faillik meselesine değindi. Narin dosyasında daraltılmış baz kayıtlarına olay saatlerinde ahırda bir hareketlilik olduğunu belgeleyen raporu hatırlattı.
Tutuklu sanıkların sık sım beyanlarını değiştirmesine dikkat çekti.
Duruşma boyunca çelişkilerin giderilmediğini söyledi. “Burada hepimiz adeta nasıl çıkacağımızı bilemedik. Çünkü buraya gelenlerin görmedim duymadım bilmiyorum şeklinde cevaplar vermesi bize de bu tanıkların yönlendirilmiş olduğu noktasında büyük bir izlenim uyandırdı” diyen Işık, mütalaaya iştirak ettiklerini söyledi.
‘Nevzat Bahtiyar ne mağdur ne de itirafçı’
Daha sonra konuşan Diyarbakır Barosu avukatı Aydın Özdemir, Enes Güran’ın çelişkili beyanlarına işaret etti. “Enes işk ifadesinde 16:00’dan sonra kardeşinin kaybolduğunu söyledi ancak 5 gün sonra ifadesini değiştirip 18:00’a çekti. 5 günde ne değişti? Ceza hukukçularınn iyi bildiği birşey sıcağı sıcağına verilen ifadelerin en doğru ifadeler olduğudur.” Yine yüzündeki yaraların mısır koçanlarından kaynaklanmadığı açık” dedi.
Öte yandan, Enes’in cinayetin dışına itilmek istendiğini, bir üst aklın veya aile meclisinin kurgu oluşturduğunu dile getirdi. Nevzat Bahtiyar’ın müşterek fail olmasına değindi. Özdemir, “Soğukkanlılıkla Narin’in cansız bedenini gömmüş. “Nevzat ne pişman olmuştur ne itirafçıdır” dedi. “Biz bütün doğruları söylemediğini düşünüyoruz. Eğer biz görüntülerde Nevzat’ın arabasını görmeseydik, Narin’i bulamayacaktık.” ifadelerini kullandı.
‘Narin’e ait DNA örneği bile Salim Güran’ın ceza alması için yeterli’
Diyarbakır Barosu’ndan Erdem Kaya verdiği beyanda, dosyadaki en önemli delilin Salim Güran’ın arabasında bulunan Narin’e ait DNA örneğinin olduğunu söyledi. Narin’e ait DNA örneğinin bile Salim’in ceza almasına yeterli olduğunu belirterek, ailenin bahsettiği nişan olayının ise çok eski tarihli olduğunu kaydetti. Kaya, Ramazan Atasoy’un jandarmaya verdiği ifadeleri hatırlattı, “Atasoy, ifadesinde Salim Güran’ın sabah geldiği kıyafetlerle değil yeni kıyafetlerle geldiğini, ayaklarının dizine kadar ıslak olduğunu söyledi. Ramazan Atasoy ve babası Mehmet Selim Atasoy Narin gömülürken belki gözcülük yaptı” diyerek çelişkilere ilişkin detayları paylaştı.
Duruşmaya yarım saat ara verildi.
Nahit Eren: Sadece avukat değiliz, aynı zamanda suçtan zarar göreniz
Duruşma verilen aranın ardından Diyarbakır Barosu avukatlarının beyanlarıyla devam etti
Diyarbakır Barosu’ndan avukat Erdem Kaya, Yüksel Güran’ın 7 defa ifade verdiğini söyledi. Güran’ın çelişkili ifadelerine dikkat çekti.
Diyarbakır Barosu Eski Başkanı Nahit Eren söz aldı. Eren, “Bence bizim dosyada en çok tartışmamız gereken şey; ben avukatlık, hayatım boyunca delillerin sosyal medyada tartışıldığını, televizyon programlarında tartışıldığını bir şekilde taraf ve taraflara yönelik medyada işte televizyon programlarında suçlamaların yapıldığı bir duruma daha önce tanık olmadım. Biz avukatlar, kamuoyunda oluşturacağımız algıya göre mi yargıçlar karar veriyor? Güran ailesi ortaya koyduğumuz delillere göre, ‘Bizler iştirak halinde değiliz’ diyorlarsa hükmü yine siz kuracaksınız” dedi. Ardından katılan sıfatıyla duruşmada olduğunu hatırlatan Eren, “Biz Diyarbakır Barosu’ndan sadece bir avukat değiliz, aynı zamanda suçtan zarar göreniz” diye konuştu. Eren şöyle devam etti:
“İnsan hakları anlamında hukuk anlamında mücadele yürüten bir baroya, cinayet dosyası üzerinden kimsenin bir etiket yapıştırma hakkı yok. Bir kere daha anlatıyorum bana geldiler. 14 Eylül’de bana telefon açıldı, Güran ailesinin yakınları olarak sizinle görüşmek istiyoruz. Ben de ben ve sadece ‘baroda görüşebilirim ve yönetim kurulu üyesi meslektaşlarımla birlikte görüşebilirsiniz’ dedim. 16 Eylül’de geldiler. 4 saat görüştük, bana ‘bu dosyaya avukat bulamıyoruz’ dediler. Yani beni baro başkanı olarak bu dava dosyasına hiç kimsenin giremeyeceği yönünde avukatlara yönelik bir tehdit olduğunu iddia etti. ‘Lütfen bunu size söyleyen kimse şu an bulunduğumuz ortamdan temasa geçebilirsiniz’ dedim. Diyarbakır Barosu başkan olarak ben avukatların profesyonel anlamda mesleklerini icra ediyoruz.”
Haklarındaki iddiaları reddeden Eren kendisinin kimseyle birebir görüşmediğini söyledi.
Eren: Beni 21 Ekim’de vekaletten azlettiler
İşkence iddialarına dair konuşan Eren, işkence talebinde bulunan “mağdurların” sonradan vazgeçtiğini söyledi.
Baran Güran’ın kendilerine vekalet verdiğini de hatırlatan Eren, “Eğer ben işkence iddiasına ses çıkarmayan bir baro başkanıysam neden bana vekalet çıkarırsın? 23 Eylül’de bir kez daha arandım. Bu defa kalabalık bir grup geldi. Bu görüşmede ne oldu? Bu ailenin ağır itam altında kalmaması noktasında, bütün ailenin şüpheli olduğunu, zan altında olduğunu söyledim. Ne konuştuysak sonuca varamadık. Cezaevinde akrabalarına işkence yapılıyor dendi. Bu defa cezaevine gittik. Kolluk aşamasında anlattınız ama cezaevinde bu çok zor. Çünkü ‘Enes cezaevinden götürülmüş, dişleri çekilmiş, ayak tırnakları çekilmiş’ dendi. 16 Eylül’de görüştükten sonra 17 Eylül itibariyle avukatlarla anlaşma sağlanmıştı. Geldiklerinde kendilerinden öğrendim ve ‘Cezaevinde böyle bir iddia varsa, özel avukatlarınız var. Bir görüşme gerçekleştirsin, eğer gerçekse bizde dahil olacağız’ dedik. Avukatlar bize dönmedi, görüşmelerden ne çıktı bilmiyoruz. 23’ündeki görüşmeden sonra Baran beni aradı. ‘Babam ve ben bir kez daha sizinle görüşmek istiyoruz’ dediler. Arif ve Baran Güran’la bir kez daha görüştük. 16, 23 ve 24 Eylül’de görüştük. Vekalet bende. Beni ne zaman azlettiler biliyor musunuz? 21 Ekim’de. Maalesef bu dosyaya küçük çocukların yanlış ifadelerle olaya alet edildiği cümlesini kurdum. Baran gerekeçesinde bunu yazmış. Çıktı televizyon programda, ‘Aileme kötü ithamlarda bulunduğu için’ diyerek azlettiğini söyledi” ifadelerini kullandı.
Eren olay günü yaşananları görüntüler üzerinden anlattı
Beyanlarına devam eden Eren, baz kayıtları, adımsayar ve olay günü yaşanan hareketliliği mahkeme salonunda görüntüler üzerinden açıkladı. Saatler ve dakikaları baz alarak yaşananları detaylı aktaran Eren, Güran’ın avukatının sosyal medya hesabı üzerinden paylaştığı bir görüntüyü izlettirdi. Salim Güran’ın araç hareketliliğinin bulunduğu görüntüye ilişkin, “Ulusal Kriminalin düştüğü hataya meslektaşım da düşmüş. Ulusal Kriminal, 15.34 diyor, ancak 6 dakika ileri alınca durum değişiyor. Önceki araç bir traktör. Ruhi Kaya, kamera görüntülerinden geçiyor ve oradan 1 dakika sonra gelen bir otomobil var. Buna niye değindim? Nevzat’ın aracının yukarıdan aşağıya indiğini göremiyoruz. Ama iddiası doğruysa, Salim’in aracının geldiğini görebiliriz. Göremeyeceğimiz bir yol da var. Salim’in aracı, 16.18’de köyde. 16.13’te burada, kavşakta şu an devam ediyor. 16.10’da Arif’in evinden ayrılıyor. Baz verisi hepimizin önünde” şeklinde konuştu.
Öte yandan Salim Güran’ın geri getirilen WhatsApp ve telefon görüşmelerinin dosyada yer aldığını dile getirdi, “Olayın olduğu Salim’in telefonu neredeyse coşuyor. Aplikasyonlarda hareketlilikler görünüyor. Normal yaşamındaki rutin o gün değişiyor, neden? 22 Ağustos’ta telefondaki ses kaydı kapatılıyor. Geriye dönük bütün arama kayıtları siliniyor. Bütün WhatsApp görüşmeleri siliniyor. Bize, ‘Eskortlarla görüşüyorum, bu yüzden sildim’ diyor. Sonrasında ‘Evde bulunan silahlardan dolayı sildim’ dedi. Bunların açığa çıkma ihtimali ne? Şüphelendiğim bir olgu varsa bu kayıtları silerim. Narin’in kaybolmasıyla ilgili bir bağın ya da kaygın yoksa niye bu kaydı silersin? Demek ki gözaltına alınacağından şüpheleniyorsun” şeklinde konuştu.
‘Arif Güran’ın da arama geçmişi silindi’
Eren, “Belki ilk kez benden duyacaksınız ama Arif Güran ve birkaç akrabasının da telefon kayıtları silinmiş. Keşke Arif Güran burada olsaydı, o mu yapmış başkası mı yapmış bilemiyorum, 23 Eylül öncesi silinmiş ve Google arama geçmişinde “telefon geçmişimi sil” araması var” dedi.
Pembe elbise
Eren konuşmasının devamında Narin’e ait pembe elbiseye değinerek, “Narin’in elbisesi üzerinde üç leke var. Birinde Enes’e ait DNA örneği. Daha önce delil olarak elbise jandarmaya ve koku köpeklerine verilmedi.O elbise Salim’in aracına bırakılmış. Koku köpeklerine koklatılmak için beyaz gelinlik verilmiş ama o pembe elbise verilmemiş. Enes’e sordum ‘sen Narin’in elbisesine dokundun mu?’ diye ‘yok’ dedi.”
‘Sanıklar delillere göre cezalandırılmalıdır’
Eren, “Biz fail aramıyoruz. Sanıklar delillere göre cezalandırılmalıdır. Arama çalışmalarına katılan ve susan herkes bana göre suçludur ve cezalandırmalıdır. Tutuklu 4 sanık mütalaa doğrultusunda cezalandırılmalıdır” dedi.
Ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatları dinlenmeye başlandı.
‘Dosya net’
Ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatları dinlenmeye başlandı.
Tutuklu sanıkların çelişkili ifadelerine dair detaylı açıklama yapan avukatlar, dosyada suçun tespitine dair yeterli delillerin olduğunu ve dosyanın net olduğunu belirterek, tutuklu sanıkların “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almasını talep etti.
Diyarbakır Barosu ve Aile Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın savunmalarının ardından Mahkeme başkanı, duruşmayı yarın saat 09:00’a erteledi.
Yarın görülecek duruşma sanık müdafi avukatlarının savunmaları ile devam edecek.
Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında aralarında Narin’in annesi Yüksel Güran, ağabeyi Enes Güran, amcası Salim Güran, komşuları Nevzat Bahtiyar’ın da aralarında bulunduğu 12 şüpheli tutuklanmıştı. Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nce 23 Ekim günü kabul edilen iddianamede, Narin’in annesi Yüksel Güran, amcası Salim Güran ve ağabeyi Enes Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar’ın da bulunduğu tutuklu 4 şüpheli hakkında ”iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile yargılanıyor.
Karar çıkması beklenen duruşma öncesi adliyenin etrafı polis bariyerleri ile çevrilerek güvenlik önlemleri alındı. Yoğun ilginin olduğu duruşmaya TBMM İnsan Hakları Komisyonu, birçok farklı baro başkanı ve avukatı, farklı siyasi parti temsilcileri ile çocuk hakları alanında çalışan avukatlar katıldı.
Ne olmuştu?
Diyarbakır’ın merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan Narin Güran’ın 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedenine ulaşılmıştı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 23 şüpheliden aralarında anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar’ın da bulunduğu 12 kişi tutuklanmıştı.
Yüksel, Enes ve Salim Güran ile Nevzat Bahtiyar hakkında yürütülen soruşturma tamamlanmış, 4 sanık hakkında “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle hazırlanan iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince 23 Ekim’de kabul edilmişti.
Sanıkların yargılanmasına 7 Kasım’da başlanmış, 3 gün süren ilk duruşma, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilerek 26 Aralık’a ertelenmişti.