Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne dair çatışmalı süreçte devletin zulmüne uğrayan ve yıllardır mücadele eden birçok kesim, barış ve adalet talep ederek destek açıklamaları yaptı. Bu süreç, çatışmalar sırasında çocukları katledilen ailelerde “adalet umudunu” yeşertti.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV) raporlarına göre; 16 Ağustos 2015 ile 18 Mart 2016 tarihleri arasında sokağa çıkma yasakları süresince 72’si çocuk, 62’si kadın olmak üzere en az 310 sivil yaşamını yitirdi. Bu dönemde en çok ölümün yaşandığı merkezlerden biri Şırnak’ın Cizre ilçesi oldu. İlçede 41’i çocuk 251 kişi hayatını kaybetti. Bu çocuklardan biri de 14 Ocak 2015 günü, Yafes Mahallesi’nde boş bir sahada oyun oynayan 12 yaşındaki Nihat Kazanhan’dı. Mehmet Nurbaki Göçmez adlı polisin açtığı ateş sonucunda hayatını kaybeden Kazanhan’a dair, Cizre 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde sanık polise müebbet hapis cezası verildi. Ancak “haksız tahrik” ve “iyi hal” indirimleriyle ceza 13 yıl 4 aya düşürüldü. Karar, istinaf ve Yargıtay’da da onandı. Anayasa Mahkemesi, “haksız tahrik indirimi” nedeniyle dosyada “Yaşam hakkı ihlali” kararı vererek, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için dosyayı yeniden Cizre 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Mahkeme, yeniden yargılanmasına başlanan Mehmet Nurbaki Göçmez hakkında yakalama kararı çıkarsa da, 2 yıl 5 aydır yakalanamadı.
‘Binlerce Nihat katledildi’
Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nin her geçen gün azalan adalet umutlarını, arttırdığını söyleyen Kazanhan’ın annesi Ayşe Kazanhan, “Artık anneler ağlamasın. Ne asker anneleri ne de gerilla anneleri ağlasın. Nihat’ım gibi çok çocuk katledildi ve anneleri hala ağlıyor. Artık yeter. Biz barış, kardeşlik olsun istiyoruz. Barış olmazsa çocuklar ölür. Çocuklarımızı katlettiler. Ortada bir sebep yokken, bir suçları yokken binlerce Nihat katledildi. Bunu yapanlar hesap vermeli” dedi.
‘Türkiye’de adalet yok’
Sürecin yasal ve siyasi zemininde çalışma yürütmesi için Meclis’te kurulması planlanan komisyonun çocukların ölümünden sorumlu olan kolluk güçlerini araştırmasını isteyen Ayşe Kazanhan, “Bu polisler cezalandırılmalı. 11 yıldır bu acı ile yaşıyoruz. Hiçbir günümüzde mutlu olmadık, keyifli bir gün geçirmedik. Nihat’ımı katleden polis cezalandırıldığı zaman, ancak içim rahatlar. Bugün benim çocuğumu katlettiler cezalandırılmazsa yarın başkasının çocuğunu katlederler. Nihat’ım geri gelmeyecek biliyorum, ancak bunu yapanın da cezasız kalmasına yüreğim dayanmaz. Ne ceza alıyorsa alsın. Biz adalet istiyoruz, ancak adalet yok. Her mahkemeye gittiğimde adalet istiyorum, ancak mahkemeler vermiyor. O koltuklarda oturan adaleti sağlamayan hakim ve savcılar var. Ölen de biziz, adalet isteyen de. Türkiye’de adalet yok” diye konuştu.
‘Herkes adalet istemeli’
“Adalet olmazsa barış olmaz” diyen Ayşe Kazanhan, “Adalet için herkes ayağa kalmalı. Herkes adalet istemeli. Yapılan katliamlar cezasız kalmamalı. Adalet olursa her şey olur. Sonuna kadar adalet isteyeceğiz. Birçok acı gördük kimse bu acıları görsün istemiyoruz. Hiçbir şey yapmayan binlerce insan cezaevlerindedir. Yakınları ölüyor cenazelerine dahi katılamıyorlar. Bu insanlar siyaset yaptığı için cezaevindeyken Nihat’ımı katleden ise dışarıda elini kolunu sallayarak geziyor. Suçlular cezaevine girsin. Uyuşturucu satan hırsızlık yapanları bırakıyorlar, ancak bir suçu olmayanlar cezaevinde. Bunun nedeni adaletin olmaması. 11 yıldır mahkemelere gidiyorum ve her duruşma sonrası ağlıyorum” şeklinde konuştu.
Ayşe Kazanhan, 17 Eylül’de Cizre 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek 12’nci duruşmaya herkesi davet ederek, “Biz barış ve adalet istiyoruz. Barış ve adalet isteyen herkesi duruşmaya bekliyoruz. Failler cezalandırılmadan bu mahkemenin peşini bırakmayacağız. Suçlular cezalarını çeksinler. Bu güne kadar her mahkemede oğlumu katleden polisi görmek istedim, ama göremedim. Hep bir bahane ile getirmediler. Bugüne kadar bize destek veren, mahkemelere katılanlara ve avukatlara teşekkür ediyoruz” diye belirtti. (MA)
