Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, parlamento muhabirleri ile iftar yemeğinde buluştu.
Yemekten sonra bir konuşma yapan Kurtulmuş, Abdullah Öcalan’ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’na değindi. Kurtulmuş, “Bu süreçte başından itibaren ifade ettiğimiz gibi şeffaf, açık, hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde sürecin yürütülmesine gayret ediliyor. Bu çerçevede hiç kimsenin süreci zehirlememesi gerektiği kanaatindeyiz. Çünkü Türkiye tarihi bir fırsat yakalamıştır” diye konuştu.
Meclis Başkanı Kurtulmuş, “Süreci hiçbir şekilde şahsileştirmeden, süreci bir siyaset pazarı haline getirmeden milletimizin milli menfaatlerini, birliğini, dirliğini sağlayacak; bu süreci inşallah tamamlayacağız.” ifadelerini kullandı.
“Bu çerçevede demin söylediğim husus bir bölünme parçalanma senaryosu, bir oyun teorisi ya da bir takım hayali projeler değildir” ifadelerini kullanan Meclis Başkanı, “Çevremize baktığımız zaman 1990’lardan bu yana Irak’ın, Suriye’nin, Libya’nın, Lübnan‘ın, Yemen’in, Somali’ye kadar geniş coğrafyamızın nasıl darmadağın hale getirildiği ve özellikle iki fay hattı üzerinden bu ülkelerinin halklarının nasıl iç çatışmalara döndürüldüğü hepimizin acıyla takip ettiği tarihin en karanlık dönemlerinden bir tanesidir.” dedi.
Numan Kurtulmuş şu ifadeleri kullandı: “Yeni bir kardeşlik iklimi yaymak Türkiye’nin tarihi sorumluluğu. Ümit ediyorum ki Türkiye’deki olumlu gelişmelerle birlikte başta Suriye, Irak ve tüm bölgede kardeşlik iklimi hakim olacak, emperyalistlerin bölme parçalama niyetlerine karşın bölge halkları kendi iradelerini ortaya koyarak birliği ve kardeşliği kalıcı bir şekilde bütün coğrafyamıza ulaştıracaklardır.”
Suriye’deki tüm gelişmeleri ilk günden beri takip ettiklerini de vurgulayan Kurtulmuş, özetle şunları söyledi:
“Suriye yönetimine ilk günden itibaren üç konuda sürekli tavsiyelerinizi ifade ediyoruz. Bunlardan birisi; Suriye’de asla toprak bölünmesinin olmaması. Yani Suriye’nin egemen bütünlüğünün sağlanması. İkincisi Suriye’deki bütün toplum kesimlerinin temsil edildiği, demokratik olgunluk içerisinde yönetim süreçlerine hakim olunan bir Suriye’nin kurulması. Üçüncüsü ise Suriye’de yasa dışı hiçbir silahlı grubun kalmaması, mevcut grupların tek bir Suriye ordusu altında toparlanmasıdır.”