New York Times’ta yayımlanan bir analizde Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasındaki gerilim ele alındı. Macron’un hafta sonu yaptığı açıklamada, ülkelerin ateşkes istiyorlarsa İsrail’e silah yardımını kesmeleri gerektiğini söylemesi üzerine Netanyahu’nun tepkisi hızlı ve sert oldu. Netanyahu bir videoda, “İsrail, İran’ın önderliğindeki barbarlık güçleriyle savaşırken, tüm medeni ülkeler İsrail’in yanında durmalıdır. Ancak Başkan Macron ve diğer bazı Batılı liderler şimdi İsrail’e karşı silah ambargosu çağrısında bulunuyorlar. Yazıklar olsun onlara. İsrail, destekleri olsun ya da olmasın kazanacak. Ancak utançları, savaş kazanıldıktan sonra da devam edecek” dedi.
Macron, bu tür bir hamleyi ilk kez dile getirmiyordu. Geçen ay Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda da aynı fikri savunmuş, ateşkes çağrısı yapılırken İsrail’e silah desteği vermenin “tutarsız” olduğunu vurgulamıştı. Ancak bu kez yaptığı açıklamalar, Netanyahu’yu daha da kızdırmış gibi görünüyor. Orta Doğu’daki çatışmalara dengeli bir yaklaşımla müdahil olmaya çalışan Macron, İsrail’in kendini savunma hakkını desteklerken aynı zamanda Gazze’de ve eski bir Fransız sömürgesi olan Lübnan’da artan sivil kayıplar nedeniyle ateşkes çağrısında bulunuyor. Analistler, Macron’un açıklamalarının şaşırtıcı olmadığını, Fransa’nın bağımsız bir uluslararası güç olma geleneğini sürdürme arzusunun bir yansıması olduğunu belirtiyorlar.
Zamanlamanın dikkat çekmesi
Macron’un sözleri analistler arasında tartışma yaratırken, Fransa’nın neyi amaçladığı belirsizliğini koruyor. Jean-Jaurès Vakfı’nda Orta Doğu uzmanı olan David Khalfa, açıklamanın zamanlamasının, özellikle saldırının yıldönümünden hemen önce yapılmış olmasının “garip” olduğunu söyledi. Khalfa, “Bu açıklama İsrailliler tarafından dikkate alınmayacak. Fransız diplomasisinin netliği konusunda soru işaretleri var” dedi.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne göre İsrail, silahlarının yüzde 90’ından fazlasını ABD ve Almanya’dan temin ediyor ve Fransa’dan neredeyse hiç silah almıyor. Bu nedenle Macron’un açıklamalarının ABD’ye yönelik bir hayal kırıklığı olduğu düşünülüyor. Macron, ateşkes çağrısında bulunurken silah sevkiyatının durdurulması gerektiğini belirtti. Ancak analistler, Fransa’nın ABD’nin İsrail’e yönelik silah sevkiyatını etkileme gücünün olmadığını vurguluyor.
Eleştiriler
Fransız savunma analisti François Heisbourg, Macron’un bu açıklamalarının gereksiz olduğunu, bunun etkisiz ve tutarsız bir görüntü verdiğini belirtti. St Joseph Üniversitesi’nde profesör olan Karim Émile Bitar da, Macron’un dış politikada “aynı anda her iki tarafa hitap etmeye çalıştığını” ve bunun sonuçta her iki tarafı da rahatsız ettiğini söyledi.
Macron, geçtiğimiz yıl Hamas’ın İsrail’e yönelik saldırılarından bu yana İsrail’e desteğini dile getiriyor. Ayrıca sürekli olarak Hamas’ın elindeki rehinelerin geri verilmesini talep ediyor. Pazartesi günü Paris’te, rehinelerin ve saldırı kurbanlarının aileleriyle de bir araya geldi.
Lübnan’a yönelik endişeler
Macron’un sivil kayıpları önlemek ve ateşkes sağlamak için yaptığı çağrılar, Fransa’nın Lübnan’la derin tarihi bağlarına dayanıyor. Beyrut’taki liman patlamasının ardından Lübnan’a yaptığı ziyaret ve siyasi reformlar için gösterdiği çaba, Macron’un bu ülkeye ne denli önem verdiğini ortaya koymuştu.
Netanyahu’nun tepkisi sonrası Fransa Cumhurbaşkanlığı ofisi, İsrail’in sarsılmaz dostu olduklarını ve İran’a karşı askeri yardıma devam edeceklerini belirtti. Ancak Macron’un açıklamaları, Katar ve Mısır gibi Arap ülkelerinden olumlu tepki aldı. İç politikada da sol kesimden destek buldu. Ancak analistlere göre Macron, ABD’nin İsrail’e yönelik askeri desteği üzerinde belirgin bir değişiklik yaratamayacak. Fransa’nın amacı, dünyaya Amerikalılardan farklı bir duruş sergilemek olabilir.