19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin seçilmiş başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından yurt genelinde yaşanan üniversite protestoları, sanatsal ifadede de etkisini gösterdi.
Bir grup öğrencin buluşmasıyla oluşan “Çeper Kolektif”, yalnızca bir direnişin değil, aynı zamanda bir üretim alanının da başlangıcı oldu.
Beyoğlu Karşı Sanat’ta yer alan ilk sergileri “Çentik”, geçmiş öğrenci direnişlerinin hafızasını bugünün ihtiyaçlarıyla buluşturarak kolektif bir hat kurmayı amaçlıyor. Sergi hem bireysel hem toplumsal hafızaya bir kapı aralıyor.
Kolektifte yer alan sanatçılar, “Çeper Kolektif” ve “Çentik” hakkında İlke TV’ye konuştu.
‘Sokaktaki mücadeleyi kapalı alana da getirmek istedik’
Serginin küratörü Eda Güçhan, kolektifin Karşı Sanat’tan gelen bir davetle oluştuğunu söyleyerek şunları ekledi:
“Demokratik süreçte sesimizi duyurmaya devam etme ve beraber üretme isteğimiz üzerine bir araya geldik. Haftalık forumlarımızın devamında bir sergi oluşturmayı, kolektif yan yana yaşamak, hatırlamak ve bunu bırakmamak istediğimize karar verdik.”
Sergide 30’dan fazla sanatçının eserleri izleyiciyle buluşuyor:
“Sergide hem bireysel hem kolektif hafızaya dokunan; bastırılmış sesler ve vücutlardan nasıl sokak mücadelesine döndüğünü anlatan bir kurulum yer alıyor. Aslında sokaktaki mücadeleyi kapalı alana da getirmek istedik. Çünkü kolektif olarak sanatın sadece müze duvarlarına sıkışmasının absürt olduğunu düşünüyoruz. Sokaktaki sesin burada alan bulması çok değerliydi bizim için.”
‘Yaşadığımız gerçekliğe bir iz bırakmak istedik’
Güçhan, kolektifte bulunan gençlerin normun dışında kalan, norma uymak istemeyen öğrenciler olduğunu söyleyerek, “Bu yaşadığımız gerçekliğe bir iz bırakma, bir çentik açma isteğimiz üzerine sergimiz ortaya çıktı” dedi.
Sanatçılardan Mert Palut ise sergide yer alan eserini anlattı:
“Kinetik bir iş çalışmam var. Toplumsal bellek üzerinden yorumlayabileceğimiz bir çalışma. Hareketli seramik heykellerin suyun içerisine girip çıkmasıyla oluşuyor. Birçok kültürel ve toplumsal olayla ilişkilendirilebilecek bir çalışma. Aynı zamanda kişiselleştirip kendi hikayenizi de görebileceğiniz bir iş.”
‘Burası o yıkılan barikatın devamı diyebiliriz’
Sanatçı Ömer Tevfik Erten, nam-ı diğer ÖTE’nin eseri ise sistem hatasıyla ilgili bir çalışma:
“Glitch Art diyebiliriz. Hata, sapma, kayma anlamlarına gelen bir kavram. Homoerotik bir görüntüyü, bir hata estetiği ile birleştirdim. Amacım günümüzde sürekli olarak hedef gösterilen LGBT+’lara ve kuirlere yönelik baskıcı tutumu eleştirmek. Bir sistem hatası olarak kendimi görüyorum… Ve varız, buradayız diyorum.”
ÖTE, süreç içerisinde kültür sanat alanında karşılaştıkları çeşitli problemleri de yanlarına alarak adaletsizliği, hukuksuzluğu ve demokratik olmayan bir toplumu eleştiren sanatçılar olarak bir araya geldiklerini belirterek, “Kolektif kendi yolunu bu süreç içerisinde çizmeye devam ediyor. Somut bir amaçtan ziyade su gibi akışkan, yolunu bulmaya çalışan, üretmeye devam eden ve örgütlenmeye, yan yana durmaya, temas etmeye ve hissetmeye açık bir topluluğuz” dedi.
“İfade alanlarımızın çok kısıtlandığı, sesimizin kısıldığı bir coğrafyada, özellikle sanatçılar olarak bu tür baskıcı tutumlarla daha fazla karşı karşıya geliyoruz” diyen sanatçı ÖTE, Çeper’in bir arada olmasının umut verici olduğunu söyledi.
ÖTE, bir barikat açıldığı zaman onun ucunu tutmanın artık mümkün olmadığını söyleyerek, “Burası da aslında o yıkılan barikatın devamı diyebiliriz” dedi.
“Çentik”, 15 Haziran’a kadar Karşı Sanat’ta ziyarete açık olacak.